Divan edebiyatında nazım
şekilleri şu başlıklarla tasnif edilir:
Beyitlerle yazılan şiirler:
Gazel, Kaside
Tek dörtlükle yazılan şiirler: Rubai,
Tuyug
Birden fazla dörtlükle yazılan
şiirler: Murabba, Şarkı
Bentlerle yazılan şiirler:
Terkib-i Bent, Terci-i Bent
Divan edebiyatı nazım şekillerinden
olan Terci-i Bent, aruz ölçüsüyle yazılır. Her bendi tıpkı bir gazel gibi aa,
ba, ca, da, ea… şeklinde kafiyelenir. Her bende hane, terci-hane isimleri
verilir. Bendler arasında yer alan beyitlere ise vasıta, bendiyye denir. Bu
durumda her bend kendi içinde kafiyelenir ve vasıta beyitlerinın kafiyeleri
aynı olur:
1.
Bent: aa, ba, ca, da, ea, fa, ga 1. Vasıta beyti: AA
2.
Bent: aa, ba, ca, da, ea, fa, ga 2. Vasıta beyti: AA
3.
Bent: aa, ba, ca, da, ea, fa, ga 3. Vasıta beyti: AA
4.
Bent: aa, ba, ca, da, ea, fa, ga 4. Vasıta beyti: AA
5.
Bent: aa, ba, ca, da, ea, fa, ga 5. Vasıta beyti: AA
…
Terci-i bentlerde, bentteki beyit
sayıları eşit olur. 16. Yüzyıldan itibaren Türk edebiyatında kendine yer bulan
terci-i bentler konusunda Ziya Paşa ustadır. Terci-i bentlerde övgü, yergi,
ölüm gibi konular yer alabilir. Aşağıda Fuzuli’nin Sadrazam Ayas Mehmet Paşa
hakkında yazdığı terci-i bent örneği vardır.
TERCİ'-İ BEND DER HAKK-I AYAŞ
PAŞA
1.
Bent
Şükr kim çerh istikâmet üzre
devrân eyledi
Cem'-i ehl-i devlet a'dâsın
perişân eyledi
Dehre halk-i Basra vü ehl-i
Cezâyir fitnesi
Çok zamanlar gerçi kan yutturdu
pinhân eyledi
Âkibet bîm-i zarardan pâd-şâh-i
âlemi
Bi’z-zârüre vâkıf-i asâr-i isyân
eyledi
Gayret-i hükm-i hilâfet ol diyarın
fethini
Bir mücâhid bende-i makbûle
fermân eyledi
Mazhar-i rahmet Ayâs-i
merhamet-endîşe kim
Anı evc-i adle Hak hur-şîd-i
rahşân eyledi
Sâye-veş toprağa saldı düşmen-i
bed-hâhını
Her yere kim râyet-i azmin
hırâmân eyledi
Basra teshîri Cezâyir fethi
müşkil emr iken
Eshel-i vech ile bu düşvârı âsân
eyledi
Vasıta beyti-bendiye
Hiç şek yok kim bu nusret
nusret-i islâm'dır
Pâd-şâhın mülküne isbât-i
istihkâmdır
2.
Bent
Kıldı Bağdâd üzre feth için müretteb
bir sipâh
Kim alemden bâd tahrikiyle mesdûd
oldu râh
Kesret ol gâyette kim encüm
dökülse çerhden
Zînet için bir güher bulmazdı
anda bir külâh
Ger sabâ nâ-geh araya düşse
mânend-i habâb
Anlara iltürdi leşker
izdihâmından penâh
Vahş ile tayr ü melek yüz tuttu
gurbet azmine
Kalmayıp anlara leşkerden vatanda
cây-gâh
Her yana kaldırdı râyet bir
emir-i nâm-dâr
Her yana saf bağladı bir
ser-ver-i Cemşid-câh
Tuttu saf saf yer yüzün leşker
sûtur-i hat kimi
Ol hatın mazmûnu istiklâl-i
hükm-i pâd-şâh
Etmek olmaz böyle leşker cem’ini
tedbir ile
Yâr u yâver olmasa tevfîk u
te'yîd-i İlâh
Vasıta beyti-bendiye
Hiç şek yok kim bu nusret
nusret-i İslâm'dır
Pâd-şâhın mülküne isbât-i
istihkâmdır
3.
Bent
Mâh-i nevden Dicle'de gösterdi
zevrakler misâl
Kim görüptür kim ola bir âs-manda
bin hilâl
Her biri bir tâ'ir-i evc-i
belâdır tîz-per
Sayd-i murg-i rûh-i hasm eyler
kılıp tahrîk-i bâl
Yoksa sâ'ildir dehânında kızıl
bayrak zebân
Hakim-i Takdîr'den feth-i bilâd
etmiş su'âl
Gönlü açılmış meğer bulmuş bu
reng ile cevâb
Çerh-i ahdardan ki mâni' yok
teveccüh eyle al
Suda bir zevrak mı yâhud ağzın
açmış bir neheng
Bayrak ol âteş ki bulmuştur
deminden işti'âl
Ser-ver-i sâhib-zafer zevraklere
zînet verip
Kıldı düşmen mülküne irsâl-i
esbâb-i kıtâl
Saldı gavgâ-yi tüfengi magz-i
a'dâya girîv
Buldu vehminden mizâc-i mülk-i
düşmen ihtilâl
Vasıta beyti-bendiye
Hiç şek yok kim bu nusret
nusret-i İslâm'dır
Pâd-şâhın mülküne isbât-i
istihkamdır
4.
Bent
Râyetin bir cânibinden eyleyip
gerdin hırâm
Gerd-i leşkerden ruhun gerdûnun
etti müşg-fâm
Ruhsat-i azm-i gazâ Şâh-i
Neceften isteyib
Geldi der-gâhına gösterdi tarîk-i
ihtirâm
Buldu ol Sultân-i âdilden kemâl-i
iltifât
Pîr irşâdiyle hoştur her amelde
ihtimâm
Buk'a buk'a kıldı tayy ma'mûre-i
mahrûsayı
Aldı feyz-i feth-i mülk için
du'â-yi hâs u âm
Yetti ol ser-hadde kim âğâz-i
mülk-i hasmdır
Girdi ol meydâna kim hükm anda
olmuştur tamâm
Geldi ol menzilde rûz-i ıyd hâk-i
pâyine
Fethden verdi beşâretler kim ola
şâd-kâm
Yeddi ahterden felek düzdü anun
için bir katâr
Kim çeker sahrâda esbâb-i sipâhın
subh u şâm
Vasıta beyti-bendiye
Hiç şek yok kim bu nusret
nusret-i İslâmdır
Pâd-şâhın mülküne isbat-i
istihkâmdır
5.
Bent
Şeyhi Âl-i Kaş’am’ın şerriyle bir
şeytân idi
Memleket içre fesâdı şöhre-i
devrân idi
Gerçi sûrette itâ’at zâhir
eylerdi veli
Sûret-i akşamı hâl-i çihre-i isyân
idi
Muktedâsı emr ü nehyinden hevâ-yi
nefs olup
Şer' hükmü vâdi-i re'yinde
ser-gerdân idi
Hansı hırmen-sûhte zer'ine kılsa
bir nazar
Bezr için her nesne kim koysaydı
bir ihsân idi
Baş çıkarmak istemezdi zer’
vehminden anun
Gerçi fellâhin gözü yaşı ana
bârân idi
Her eve bir gece mihmân olsa
kavminden biri
Adı mihmânlık velî ma'nîde bir
tâlân idi
Kıldı Paşa-yi sa'âdet-mend ref ol
fitneyi
Sanmanuz kim def’ tedbîri anun
âsân idi
Vasıta beyti-bendiye
Hiç şek yok kim bu nusret
nusret-i islâm'dır
Pâdişâhın mülküne isbât-i
istihkâmdır
6.
Bent
Ol kazâdan kişver-i a'dâya
depretdi alem
Düştü bir sahrâya reh kim artırır
zikri elem
Bir beyâban kim yok anda nev'-i
insandan eser
Ana nisbet vâdi-i merdüm-nişîn
mülk-i adem
Nakş-i rîki hatt-i âfet nevg-i
hârı tîğ-i kîn
Yer mizâcında belâ muzmer hevâ
tab'ında sem
Fasl hem bir fasl kim serd
olmağın âb ü hevâ
Halktan kat'-i hayât eylerdi İsâ
ursa dem
Öyle mühlik şiddet-i dey kim
harâret bulmağa
Gördüğü yerde düşerdi odlara
hur-şîd hem
Öyle kâtı tiğ-i sermâ kim
lâhidden çıkmağa
Rûh eğer emvâta avd etseydi
eylerdi sitem
Böyle mevsim böyle sahrâyı
delil-i hayr ile
Kat' edip leşker Cezâyir mülküne
bastı kadem
Vasıta beyti-bendiye
Hiç şek yok kim bu nusret
nusret-i İslâm'dır
Pâd-şâhın mülküne isbât-i
istihkâmdır
7.
Bent
Arsa-i mülk-i Cezâyir oldu nâ-geh
âşkâr
Himmete arz etti gerdun
bî-nihayet sebze-zâr
Kesret-i eşcârı ol gâyette kim ol
mülkde
Bilmemiş âb ü zemîn hergîz ki bir
hur-şîd var
Sanasın her nahli bir jülîde-mû
divânedir
Kim ana zencir âb olmazsa
tutmazdı karâr
Arsa-i satrenç tek sahnında
Şatlardı hutût
Kalaler hat kimi Şat üzre bi-hadd
ü bî-şümâr
Gerçi anlar maksad-ı aslî değildi
leşkere
Olmağın ol fırka-i nâ-pâk hâk-i
reh-güzâr
Eshel-i emr ile çok ser-leşkeri
pâ-mâl edip
Bî-nihâyet kal’a-i muhkem olundu
târ-mâr
Kal’aler fethin kelîd-i bâb-ı
nusrettir deyu
Safha-i eyyâma tahrir etdi kilk-i
rüzgâr
Vasıta beyti-bendiye
Hiç şek yok kîm bu nusret
nusret-i İslâm'dır
Pâd-şâhın mülküne isbât-i
istihkâmdır
8.
Bent
Oldu andan sonra peydâ Basra
ehlinden nişân
Fitne odundan şererler kıldı
zâhir âs-mân
Geldi istikbâle çok sengin-dil ü
âhen-kâba
Oldu âlem-sûz seng ü âhen-i
âteş-feşân
Her dil-âver nâdir-i mülk-i
Horâsân ü Irâk
Her mübâriz ser-hat-i mecmû’a-i
Hindûsitan
Leşker-i İslâm ile ağaz-ı ülfet
eyleyip
Âşnâlık dem-be-dem efzûn olup
kaynardı kan
Münhezim askerden ammâ bir
elemsiz hem değil
Zehri ol kavmin zenebden saçılıp
zenbür sân
Ol fezâ-yi mihnet-efzâdan yetince
Basra'ya
Dehr bağ-i fitneden bir gül
açardı her zamân
Lîk bir ferd olmadı zâyi sipâh-i
Rûm'dan
Sûd sevdâsında ol tüccâra
düşmüştü ziyân
Vasıta beyti-bendiye
Hîç şek yok kim bu nusret nusreti
İslâmdır
Pâd-şâhın mülküne isbât-i
istihkâmdır
9.
Bent
Bir seher kim tiğ-i zerrin çekti
şâh-ı bâhter
Gök yüzünde koymadı encüm
sipâhından eser
Basra'ya karşı sipâh-i Rûm'dan
arz oldu saf
Bağladı rûy-i zemin bed-hâh katline
kemer
Râyet-i hadra çekildi ol hisârın
fethine
Yoksa kal’-i kal’a-i küffara
Cibrîl açtı per
Nehr-i A'şar'ı ubur-i leşker için
doldurup
Mâr-i Dahhâk'e Ferîdûn-i zaman
buldu zafer
Çeşm-i hur-şîdi sinân ü rumh-i
hun-hâr etti kûr
Gûş-i gerdûn sadâ-yi nây-i rûyin
etti ker
Geldi düşmenden mukâbil bir
sipâh-i bî-kerân
Kim sevâd-i kesretin hasr
edebilmezdi nazer
Leşker-i islâma nusret verdi
lutf-i Kirdigâr
Şam olunca kalmadı ol şu’lelerden
bir şerer
Vasıta beyti-bendiye
Hiç şek yok kim bu nusret
nusret-i îslâmdır
Pâd-şâhın mülküne isbât-i
istihkâmdır
10.
Bent
Şâm kim ruhsâre çekti Husrev-i
encüm nikâb
Kıldı Şeyh-i Basra bahtı saltanat
tahtında hâb
Verdi akl ü re'yine dahl-i
mehâbet inhirâf
Saldı cism ü cânına emr-i salâbet
ıztırâb
Kaçtı ol dûn-i siyeh-ru devlet ü
ikbâlden
Öyle kim şeh-bâz vehminden firâr
eyler gurâb
Sayesin toprağa saldı her
taraftan ol hisâr
Salıcak bir cânibinden şule-i
hur-şîd tâb
Subh-dem Pâşâ-yi âdilden münevver
oldu mülk
Oldu zâ’il zulmet-i şeb saldı
pertev âf-tâb
Verdi mülk ü mâl ü cism ü cânına
halkın emân
Kıldı cennet ol yeri cennetde hod
olmaz azâb
Yetmedi âcizlere gavgâ-yi
leşkerden zarar
Bî-tekellüf hoş kerâmettir
zararsız inkılâb
Vasıta beyti-bendiye
Hiç şek yok kim bu nusret
nusret-i islâmdır
Pâd-şâhın mülküne isbât-i
istihkâmdır
11.
Bent
Ser-verâ bed-hâh hâk-i reh-güzâr
olsun sana
Kanda kim azım eylesen tevfîk yâr
olsun sana
Olmasın basından eksik pâd-şahın
sâyesi
Hırz-i devlet saye-i Perverdigâr
olsun sana
Kılmasın lûtfun nihan rây-i
münîrinden felek
Her nihânî lutfun kim var âşkâr
olsun sana
Çekmesin şem-şîrden minnet
salâh-ı devletin
Muslih-i ahvâl devr-i rüzgâr
olsun sana
Feth için her kanda kim deprense
azmin râyeti
Düşmen-i bed-hâh hâr ü hâk-sar
olsun sana
Olmasın hâmûş bağ-i medhinin
bülbülleri
Dâ'i-i devlet FUZÛLÎ tek hezâr olsun sana
Evvel-i azminde feth-i mülke
nusret bulduğun
Mûcib-i tekmil-i izz ü i'tibar
olsun sana
Vasıta beyti-bendiye
Hiç şek yok kim bu nusret
nusret-i İslâm'dır
Pâd-şâhın mülküne isbât-i
istihkâmdır