Translate

Pazartesi, Kasım 14, 2016

Refik Halid Karay Sakın Aldanma İnanma Kanma Osmanlı Türkçesi / Osmanlıca Eserin Okunuşu 8 (Osmanlıca Okuma Metinleri)



yoktur diyenler Karuna döndü, Harun bildiklerimiz Haccacı geçti!
Artık kuru lâfa aldanma, sahte işe inanma, şuna, buna
kanma... Kürk giydireceğiz derler, pöstekini çalarlar; taç
koyacağız derler, külâhını kaparlar; dost görünürler, ciğerini
yakarlar; gömleğini aşırub hasırlara sararlar, «haydi,
yürü!» diyüb öne katarlar, sonra birer birer savuşup
ateşe seni atarlar... Ayanı da böyle, Meb'usu da, maazallah...
Harp açılır, elde şak şak, hokkabaz yamağı gibi:
«Pek güzel efendim, öyledir efendim, münasiptir efendim» ;sulh
görünür, kır kahvecisi gibi: «Ağam, buyurun!»; ittihat
hükumeti gelir, hemen hamam natırı gibi: «Sümbülümsün sen benim,
ben seninim sen benim!» mânisini okur; muhalifler geçer: «Cepkenim
dalda kaldı, gözlerim yolda kaldı!» türküsünü çağırır!
Bugün Alman meddahıdır: On para ver söylet, yirmi para
ver sustur... Yarın İngiliz dostudur, birayı bırakır,
viskiye dadanır. Böyle kararsız, mesleksiz ricali alda rafa
koy! Matbuat dört senedir vezir gönlü eğlendirmek içün
mahsus terbiye olmuş bir usta papağan gibi hoşa gidecek
üç cümle tutturdu idi: Yaşasın muharebe, aferin Hindenburg,
zaferi nihaî!.. Şimdide öyle, yine üç cümle: Yaşasın
musalâha, aferin Vilson, sulh-ü münferid... Zaten gazeteciler
makbule geçsin diye kendi kafalarını yan tarafa bırakmışlar, paşamızın
başını takınmışlardı; her başmakale sanki Enver Paşanın başından

Sayfa tek resim halinde:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz.