Translate

Çarşamba, Haziran 02, 2021

Alegori nedir, ne demektir, örnekleri nelerdir? Alegorik eserlerin özellikleri nelerdir? Alegorik anlatım ve alegorik tarz ne demektir?

 

 

Alegori nedir? Alegori ne demek? Alegori örnekleri nelerdir?

 


Alegori kısaca, “Bir düşünceyi, davranışı ya da eylemi, daha kolay kavratabilmek için onu, yerini tutabilecek simgelerle, simgesel sözlerle, benzetmelerle göz önünde canlandırma işi.”demektir.

Alegori çoğunlukla; bir şeyin (davranış, eylem, duygu, kavram, hayal, nesne…) simge veya sembollerle anlatılmasına denir şeklinde tanımlanır. Temsil, temsiliye, temsili istiare, istiare-i temsiliye gibi eş anlamlılarıyla kullanılan alegori; bir görüntü, yaşantı, davranışın daha iyi kavranması için canlandırma, temsillerle göz önüne getirebilme olarak tanımlanır. İstiare kavramı alegorinin yerine kullanılsa da mecazın bir üst basamağı olan istiare alegoriden farklıdır.

Alegori konusunda çalışan ve Klasik Türk Edebiyatında Alegori adlı kitabı yazan Berat Açıl’a göre ise alegori temelde “Bir şeyi söylerken başka bir şeyi kasdetmektir.”

 

Türk Dil Kurumuna (TDK) göre alegori

Bir duygu, düşünce veya kavramı başka bir şey yardımıyla sembolize edip gösterme sanatı, semboller yoluyla anlatmaya alegori olarak tarif edilir. Türk Dil Kurumu (TDK) da alegoriyi şöyle tanımlıyor:

Alegori –(Fransızca allégorie)

1. isim, edebiyat Bir görüntü, bir yaşantı veya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için göz önünde canlandırıp dile getirme, yerine koyma.

2. isim, edebiyat Bir sanat eserindeki ögelerin gerçek hayattan bir şeyleri temsil etmesi durumu.

Alegori (Allegory) kavramı bazen de dokundurma, kinaye, remiz kavramlarıyla ilişkilendirilmektedir.

 

Alegorinin Çeşitli Alanlarla İlişkisi

Mağara Alegorisi (cave allegory) gibi temsillerde soyut kavramları anlatmak için felsefenin; yine soyut adalet kavramının teraziyle anlatılması güzel sanatların; geçmiş bir olayı, davranışı somutlaştırmak için simgelerle canlandırılması gibi hukukun faydalandığı bir alan olan alegori, bir anlatım ve görselleştirme aracı olarak sadece edebiyatta değil başka alanlarda da kullanılmaktadır.

 

Alegorik Eser Hangi Şartları Taşımalıdır?

Berat Açıl, edebiyatta alegoriden bahsedebilmek için edebi ürünün belli şartları taşıması gerektiğini söylemektedir. Alegorinin Türkçede en yakın temsil-i istiareyle karşılanabileceğini ifade eden Açıl, Batılı kaynaklarda alegorinin bir şeyi söylerken başka bir şeyi kasdetmek anlamında kullanıldığını ifade ediyor. Açıl’a göre alegorinin oluşması için teşhis, çatışma ve arayış gereklidir:

Alegori, Antik Yunan’da ortaya çıkmıştır. Bu dönemde teşhis (kişileştirme), alegorinin en önemli unsuru konumundadır. Latin döneminde iç çatışma (Batı edebiyatında erdemler X kötülükler; Doğu edebiyatlarında iyi ve kötü veya nefse ait hassalar ile iyi özellikleri çatışması şeklinde), Ortaçağ’da (toplumun ana harcında din olduğu zaman ve toplumlar) arayış (kahramanın arayışla olgunlaşması) kavramları alegoriye eklenmiştir.

Alegorik anlatım, bir aşk hikayesi anlatırken bunun yanında başka bir hikaye daha anlatır. Mesela Hüsn ü Aşk mesnevisinde Şeyh Galip, Hüsn ve Aşk arasındaki hikayenin yanı sıra tasavvufi seyr ü süluk yolculuğunu da anlatmıştır. Şair bu yüzden bir kelimeye birden fazla anlama gelecek şekilde kullanmak zorundadır. Bu açıdan Hüsn ü Aşk’ın yedi anlam katmanı olduğu ifade edilmektedir.

Türk Edebiyatı’nda Alegori Tasavvufi Eserlerde

Açıl; teşhis, iç çatışma, arayışın alegori için olmazsa olmazı olduğunu vurgular. İslami sahada yazılan metinleri inceleyip bir sonuca ulaşan Açıl, bir eserin alegorik bir eser olabilmesi için ayrıca çokanlamlı, metinlerarası, zamansal ve mekansal belirsizlik, tenasüb, alegorilerin eserin başında ya da sonunda açıklanması ve tek hikayeden oluşması gerektiğini söyler. Açıl; Batılı alegorik eserlerin teşhis, çatışma ve arayışlarla ayrıldığını, diğer edebiyatlarda alegorinin genel olarak şu konular etrafında döndüğünü ifade eder:

Arapça alegorik eserler: felsefî

Farsça alegorik eserler: tasavvufî

Osmanlı alegorik eserleri: tasavvufi

 

Çokanlamlı

Alegori, bir şeyi söylerken bir başka bir şey kasdetmek olduğu için mecburen çok anlamlıdır.

 

Metinlerarası

Metinlerarasılık, bir metni alıp kendi metni içinde başka bir anlamda kullanma anlamında değil kendi metninde başka birinin metninden bahsetme anlamındadır. Kendini bir geleneğin içine yerleştirme ve gelenekteki eserlere benzer ve gelenekteki eserlerden ayırlan yönleri dile getirmek birçok mesnevide yer alır. Sebeb-i telif bölümleri başta olmak üzere eserde önceki mensenvilerden mevcut mesneviyi ayıran özellikler vurgulanır.

 

Zaman ve mekansal müphemiyet (belirsizlik)

Bu, alegorinin zaruri bir sonucudur. Bir kelimenin birden fazla anlamı olacağına göre, bu kelimenin her iki anlamı da karşılayacak durumda olması gerekir. Mesela Mihr hem insan hem de Güneş olarak kullanılıyorsa bu durumda Mihr’in su içmemesi gerekir. Çünkü Güneş su içmez. Soyutlama düzeyinin yüksek olması gerekir. Batı edebiyatında alegori açıklanmaz. Türk edebiyatında ise yazarın başında ya da sonunda eserin alegorisini açıklaması söz konusudur.

 

Tenasüp

“Alegorilerdeki önemli ortaklıklardan biri de, diğer özelliklerin çoğunda da zımnen var olan tenasüptür. Her karakter kendi etimolojik anlamıyla uyumlu edimlerde bulunmak ve benzer anlamlara sahip kavramlardan yola çıkılarak kişileştirilmiş karakterlerle diyalog hâlinde olmak zorundadır. Örneğin Hüsn ü Dil’de Hüsn’ün akrabaları ve arkadaşları, güzellik ve sevgiyle ilgili isimlere sahiptirler ve edimleri de ona uygundur.” (B.Açıl)

Yazarın/Sanatçının/Şairin Eserin Alegorisini Açıklaması

Sanatçı, alegorik olarak kaleme aldığı bir metin sonunda, hangi kavramın neyi kaşladığı ve okurun eseri bu gözle okuması gerektiğini söyler.

Alegorik Yorum nedir?

Alegorik yorum, eleştirmen yazarın kast etmediği bir şeyi yazara yükler. Yazar, bu mesnevide şunu söylemek istemiştir gibi.

Alegorik Yazım nedir?

Alegorik yazım ise yazarın bizzat neyi kast ettiğini söylemesidir.

 

Tek Hikaye

Eser, tek bir hikayeden oluşur. Birden fazla hikaye olduğunda hikayeleri birbirine alegorik olarak bağlamak mümkün olmamaktadır. Tek hikaye yerine hikayelerden oluşan Mevlana’nın Mesnevi adlı mesnevisini alegorik olarak nitelemek zordur. Alegoriyi hangi kelimelerin hangi anlamlarda kullanıldığının bütün hikaye boyunca aynı olması gerekir.

 

Alegorinin Kökenine Dair İddialar

Alegorinin ortaya çıkışını Yunan şairi İlyada ve Odysseia’nın yazarı Homer’e (Homerous) bağlayanlar vardır. Buna göre Homer, aslında bir şeyi anlatırken başka bir şeyi de anlatmaktadır ve ilahi şeyleri anlamaya izin veren bir anlatımı benimsemiştir.

Diğer bir görüş de yine Yunan filozof Platon’un Mağara Alegorisi  olarak bilinen ve gerçekliği anlatmak için kullandığı metafor-mecazdır. Platon’un Mağara Alegorisi, onun alegoriyi bildiğini ve ilk defa kullandığını gösterir:  İnsanlar karanlık bir mağara zincirlenmiştir. Başlarını sağa sola çeviremezler. Sadece karışlarını görebilirler. Doğuştan beri bu mağaranın girişinden yansıyan nesnelerin gölgelerini gören insanlar, gerçekliği böyle algılar. Bir gün birisi zincirlerinden kurtulur ve mağaranın dışındaki gerçekliğin farklı olduğunu görür. Nesnelerin gerçek olmadığını anlatmak için mağaraya dönen bu kişi, mağaranın dışında farklı bir gerçeklik olduğunu anlatamaz ve o kişinin bu gerçekliği anlatması imkansızdır. Platon bu düşüncesini alegori üzerine oturtur. Ona göre nesne ve idealardan oluşan iki dünya vardır. İnsan bedensel nesneler dünyasına aittir ve orada bulunmaktadır. Ancak ruhen bir zamanlar içinde bulunduğu idealar diyarından izler taşımaktadır. Alegoride mağara toplumu, zincir kuralları, mağara duvarındaki gölgeler toplumların kabul ettiği doğruları sembolize eder. Zincirini kıran kişi de gerçek hakikatin peşine düşen, soran, sorgulayan insandır.

Üçüncü iddia ise kutsal metinlerin yorumunun alegoriyi doğurduğu düşüncesidir. Kutsal metin yorumu ise, Tevrat ve İncil’in Tanrı sözü olduğundan hareketle iki metin arasında çelişen noktalarda alegori olduğu fikrine dayanır. Tanrı sözünde yanlış olamayacağına göre bir şey hakkında iki farklı metinlerde yer almışsa burada alegori olması gerektiği fikrinden hareketle ortaya çıkan görüştür.

 

 

Doğuda ve İslami Edebiyatlarda Alegorik Eserler Nelerdir?

Doğu edebiyatında İbni Sina, Hay bin Yakzan eseri ilk alegorik eserdir. Fars edebiyatından Sühreverdi’nin (ö.1191) Arapça yazdığı Gurbetü’l-Garbiye ve Farsça yazdığı Munisü’l-Uşşak adlı eserleri sonraki alegorik eserler olarak kabul edilir. Ehl-i Şirazi (ö.1538) Şem’ ü Pervane, Fettahi (ö.1448) Hüsn ü Dil, Vechi (ö.1696 sonrası) Hüsn ü Dil ve Zevki, Hüsn ü Dil adlı eserlerini  alegorik olarak yazmıştır.

İslamî edebiyat içerisinde Türk edebiyatı, 20 civarı alegorik eserle ilk sırada yer alır. Bu eserlerin çoğu tasavvufi eserlerdir. Seyr ü süluku anlatırlar. Türk edebiyatındaki alegorik eserlere örnekler:

Ahi, Lami, Keşfi, Muhyi- Hüsn ü Dil

Niğdeli Muhibbi-Gül ü Nevruz

Fuzuli-Sıhhat ü Maraz

Kara Fazli-Gül ü Bülbül

 

Arapça alegorik eserlere örnekler: İbni Sînâ’nın Hayy bin Yakzân’ı, Sühreverdî’nin el-Gurbetü’l-Garbiyye’si ve İbnü’n-Nefîs’in er-Risâletü’l-Kâmiliyye fi’s-Siyeri’n-Nebevviyye’si.

 Farsça yazılmış alegorik eserlere örnekler: Sühreverdî’nin Mûnisü’l-‘Uşşâk’ı, Ehlî-i Şirâzî’nin Şem‘ u Pervâne’si ve Fettâhî’nin Hüsn ü Dil

Osmanlı Türkçesiyle yazılmış alegorik eserlere örnekler: Hüsn ü Dillerin ilki Fettâhî-i Nişâbûrî (ö. 1448) tarafından Farsça olarak kaleme alınmıştır. Osmanlı sahasında Hüsn ü Dil 1512’de Lami‘î Çelebi (ö. 1531-1532), 1517’de Âhî (ö. 1517), 1578’de Muhyî, 1593-94’te12 Yenipazarlı Vâlî (ö. 1598/99) ve  tarihi belirsiz bir tarihte Keşfî (ö.1538-39) tarafından olmak üzere beş defa kaleme alınmıştır. Bu eser, Osmanlı sahasındaki alegorik eserlerin yayılımı açısından önemlidir. Zira, Fuzûlî’nin (ö. 1556) Sıhhat u Maraz’ından Şeyh Gâlib’in (ö. 1799) Hüsn ü Aşk’ına kadar birçok eserin Hüsn ü Dil’den etkilendiği iddia edilmektedir.

 

 

Alegorik Anlatım ve Anlam Ne Demektir?

Alegorik bir anlatım veya eser için teşhis sanatı, iç çatışma ve arayış olmazsa olmaz durumundadır. Alegorik anlatım doğal bir sonucu olarak çokanlamlılık ve zamansal-mekansal belirsizlik (müphemiyet) ayrıca metinlerarasılık alegorik anlatımın vazgeçilmezleridir. Alegorik anlatımın bu sayılan şartları içermesi gerekir. Ancak birçok sayfada şöyle tanımlara rastlanır: Alegori adı verilen sembollerle fikirlerin, eylemlerin, duyguların, kavram ya da nesnelerin anlatım yöntemine alegorik anlatım denilmektedir. Bu anlatımın ifade ettiği anlam ise alegorik anlam olarak çeşitli güzel sanatlar eserlerinde ortaya çıkmaktadır. Örnekler: Yahya Kemal Beyatlı'nın Sessiz Gemi, Ahmet Haşim'in Merdiven adlı şiirleri, Dante'nin meşhur İlahi Komedya adlı eseri.

 

Alegori bir tür mü yoksa tarz mı?

Hem geleneksel yorumları temsil eden tezkirelerde hem de bizden önceki “çağdaş” çalışmalarda şûhâne, rindâne ve âşıkâne gibi tarzların varlığından söz edilir. Söz konusu kelimeler daha çok bir gazel için kullanılmakla beraber bir şair/yazar için de kullanılabilmektedir; örneğin Fuzûlî’nin âşıkâne, Nedîm’in şûhâne bir tarzda yazdıkları genel kabul görmüştür. Şûhane, rindâne veya âşıkâne gibi tarz adlandırmalarında “edâ”nın önemi göz ardı edilemez. Bir şiirin edâsını sadece konusuna bakarak anlamak yetersiz bir bakış açısı izlenimi vermektedir. Burada içerik ve biçimin birlikte rol aldığını söylemek daha yerinde bir görüş olacaktır. Alegoride de bir eda ortaklığından söz edilebilir. Yukarıda dile getirdiğimiz yapı ve amaç birliği (teşhis, iç çatışma, arayış, zamansal ve mekânsal müphemiyet, tenasüp, çokanlamlılık, metinlerarasılık ve aynı hikâyeyle birden fazla hikâye anlatmak) alegorileri bir tarz olarak düşünmeyi mümkün kılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi alegorileri tür olarak düşünmemizi engelleyen en önemli unsur, konu birliğinden yoksunluktur. Öte yandan alegorileri tarz olarak adlandırabilmek için elimizde daha fazla karinenin olduğunu dile getirebiliriz. Kaynak: (Bir Tür mü Tarz mı? Klasik Türk Edebiyatında Alegori-Berat Açıl)

 Alegorik Eserler Hangi Türe Aittir?

Alegorik anlatım bir tarz olarak birçok türde karşımıza çıkar. Ancak Klasik dönem eserler içerisinde alegorik eser dendiğinde Divan şiiri türü mesnevi nazım şekli akla gelir. Örneklenen ve incelenen metinler, mesnevi nazım şekline aittir. Alegorik olduğu ifade edilen diğer eserlerdeki örnekler ise daha çok alegorik tarz anlatım olarak nitelenebilir.



Anahtar kelimeler:

Alegori nedir? Alegori ne demek? Alegori örnekleri nelerdir? 

Türk Dil Kurumuna (TDK) göre alegori

 Alegorinin Çeşitli Alanlarla İlişkisi

 Alegorik Eser Hangi Şartları Taşımalıdır?

 Alegorinin Kökenine Dair İddialar

 Doğuda ve İslami Edebiyatlarda Alegorik Eserler Nelerdir?

 Alegorik Anlatım ve Anlam Ne Demektir?

 Alegori bir tür mü yoksa tarz mı?

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz.