Üstat ve
usta kelimeleri aynı kişiyi mi karşılar?
üstat ve usta aynı kelime
Türkçeye
Farsçadan geçen ve Farsçada her iki hali de kullanılan “üstat” ve “usta”
kelimelerinin aynı kökten geldiğini biliyor muydunuz? İran entelektüeli “üstat”,
İran orta sınıfı kelimeyi “usta” şeklinde kullanıyor.
Arap alfabesiyle (ﺍﺳﺘﺎﺩ) şeklinde yazılan “üstat”
herhangi bir bilim dalında, ilimde, sanatta, edebiyatta veya konuda söz sahibi
olmayı ifade eder. Farsçadan dilimize geçen ve bahsedilen meseleye tam vakıf
olan kişi için kullanılır. Mesela Tanzimat Edebiyatı’yla başlayan eski-yeni
tartışmasında biçim ve içerik yönünden eskiyi tamamen reddeden ve bunu güçlü
biçimde eserleriyle gündeme taşıyan Abdülhak Hamit Tarhan, mensubu bulunduğu
Servet-i Fünun şairleri tarafından “üstat” kabul edilmiş ve kendisine “üstad-ı
azam-büyük üstat” denmiştir. Üstad-ı azam, aynı zamanda Mason localarının
başkanı, Masonlukta üst derece anlamlarına da gelir. Üstat kelimesi de yine
hoca, öğretmen gibi anlamlarda kullanılır. Samimi, teklifsiz konuşmalarda da
kullanılır: Üstad, ne buyurmuştunuz?
Farsçada “üstat” kelimesi
büyük hoca, âlim, işinde zirve, mahir insan gibi anlamlarda kullanılır. Bir
sanat ya da zanaatı iyi bilen, o sanat ve zanaatın gereklerini yerine
getirebilen “üstat” kelimesi halk arasında değişime uğramış ve “usta” olmuştur.
Üstad ve usta halleriyle Türkçede kullanılan bu kelime, bu haliyle sanat veya
zanaatı öğreten kişi olmuştur: Mermer ustası, duvar ustası, döner ustası gibi. Usta deyince
eğitim ve öğretimde usta-kalfa-çırak ilişkisi de devreye girmektedir.
Özetle, üstat da olsa usta da
olsa kısaca bir işi iyi bilen kişidir. Üstat Necip Fazıl da, Ali Usta da işin
de uzman olmayı ifade eder. Daha kısa belki sanatkar yerine üstat, zanaatkar
yerine usta demek doğru olur. Bir aydının, okumuşun dilinde "üstat", halkın dilinde "usta"...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı bekliyoruz.