Translate

Çarşamba, Ekim 24, 2018

Tereke, muhallefat defterleri nedir?




Eski Türklerde ve birçok toplumda ölenin eşyasıyla gömülmesi bilinen bir gerçektir. Ancak her toplum ölenin eşyalarını gömmez veya bir kısmı gömülecek cinsten olmaz. Mesela eşyaları gömme adeti olmayan Osmanlı Devleti’nde ölenin eşyaları, geride bıraktığı taşınır ve taşınmaz nitelikli mallara ne oluyordu; ölenin eşyaları ne yapılıyordu?

Osmanlı Devleti’nde taşınır ve taşınmaz her türlü eşyanın listesinin tutulduğu defterlere tereke veya muhallefat denirdi. Resmi bir belge niteliğindeki bu defterlerde, Osmanlı Devleti hukuk hiyerarşisi içinde kadı veya yoksa görevlendirdiği kassamlar tarafından vefat edenin malları tespit edilip kayıt altına alınırdı. Mirasçılara da bu işlemlerden sonra miras pay edilirdi.

Vefat edenin kullandığı eşyalar başta olmak üzere kaydedildiği muhallefat/tereke defterleri; toplumun yapısı, ekonomik durumu, insanların günlük yaşamı gibi konularda önemli bilgiler içerir. 

Ölen kimseden kalan mal, mülk, eşya anlamınaki ilk kelime terekedir. Kelimenin çoğulu da terekattır. Halk ağzında tahıl ürünleri anlamıyla kullanılır. Halk ürünlerini sattığı pazara da tereke pazarı denir.

Diğer kelime de muhallefattır. Muhallef kelimesinin temel anlamı “ölmüş kimsenin geride bıraktığı”dır. Mal veya para olabilir ve bunlara emval-i muhallefe denir. Ölen bir adamın dul karısı için de “muhallefe” ifadesi kullanılır. Kelime sonuna gelen –at eki de çoğul ekidir.

Mesela bir yeniçeri öldüğünde onun eşyalarının zaptı ve beytülmale (Devlet hazinesi) kaydı için yayabaşılar (Osmanlı’da sürekli-ücretli görev yapan Yeniçeri Ocağı’nda askerlerin yaya ortaları için kullanılan unvan, rütbe) memur ediliyordu. Mirasa sahip çıkacak kimse olmadığında veya varis çıkana kadar vefat edenin malı satılıyor, gelir de mirasçıya veya beytülmale muhallefat akçesi / tereke bedeli olarak kaydediliyordu. Muhallefat memuru veya kadı’nın mirasçı için veya mirasçısı olmayan için vefat edenin emvalinin kaydedildiği deftere de muhallefat defteri deniyordu.

Bu işlerin takip edildiği daireye muhallefat kalemi, burada çalışan kişiye /  kâtibe de muhallefat halifesi, kalan malı mirasçılar arasında İslam dininin kurallarına göre (şeriat) taksim / pay edene kassam; ölenin mallarını paraya çevirme işine bakan kişiye de muhallefat memuru deniyordu.

Burada bilinmesi gereken diğer husus da ıskat/iskattır. Kelime anlamı yok etmek, düşürmek, silmek, hükümsüz bırakmak olan ıskat, dini bir vecibe olarak yapılır. Vefat edenin farz ve vacip ibadetlerindeki eksiklerden kurtulması için fidye (kurtuluş parası, bedeli) verilerek o borçlardan kurtulması işlemi olarak bilinen ıskat, ölenin yakınları tarafından sadaka verilerek yapılırdı buna da ıskat akçesi denirdi. Yapılan işleme “ıskat etmek”, kendisiyle ıskat yapılan fakire de “ıskatçı” denirdi. Miras da; kassamın alacağı para, ölenin kusur, noksan, eksikliklerinin affı, cezalarının bağışlanması amacıyla verilen fidye-ıskat masrafları, vefat edenin yıkanması-kefenlenmesi (teçhiz-tekfin) ve tereke toplamından düşüldükten sonra mirasçılara taksim edilirdi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz.