Translate

Pazar, Kasım 28, 2021

Halk Edebiyatı Aşık Tarzı Nazım Şekli: Koşma

 

 Halk Edebiyatı Aşık Tarzı Nazım Şekli: Koşma


Koşma, Aşık Tarzı Halk Edebiyatı şeklidir.

Yiğitlik, güzeller, aşk, tabiat güzellikleri, ölüm, ayrılık, hasret gibi konularda yazılabilir.

Hece ölçüsüyle yazılır. 11’li hece ölçüsünün durakları 6+5 veya 4+4+3 şeklinde olabilir.

Koşmanın nazım birimi dörtlüktür ve 3-5 dörtlük halinde yazılır.

Kafiye düzeni ilk dörtlükte abab, abcb şeklinde olur (abab, cccb, dddb, eeeb, fffb veya abcb, dddb, eeeb, fffb, gggb )

Yarım kafiye en yaygın kafiye türüdür. Tam ve zengin kafiye örneklerine rastlanır.

Koşmalar saz-bağlama eşliğinde ezgiyle okunur.

Koşuk Örneği


İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Koşuk Örneği


Eski Türk Edebiyatındaki koşuk, Divan Edebiyatındaki gazel, Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatındaki soneler konu yönüyle koşmaya benzer özellikler taşır.

Aşık veya ozan şiirinin sonunda mahlasını veya tapşırmasını belirtir.

Dedim dedi tarzı koşmalara müracaa koşma denir. Aşık-sevgili gibi karşılıklı söyleşmeler bu tip koşmalara örnektir.

Yapılarına göre koşmalar; düz, yedekli, musammat, ayaklı, zincirleme, zincirleme ayaklı ve koşma şarkı şeklinde ayrılır.

Bütün kafiyeleri cinaslı koşmalara da rastlanır. Bunlara tecnis koşma denir.

Koşmaların dili sadedir. Anlatımı yalın ve içtendir.

Halk Edebiyatı’nın en en yaygın nazım şekli örnekleri:

 

Koşma Örneği 1

Her sabah her sabah sallanan güzel

Sallanma karşımda, ilazım değil

Ben bilirim senin gönlün bendedir

Benim gönlüm geçti, ilazım değil

 

Yine haber geldi yardan yanıma

Kötü sözler kar etmiyor canıma

Gel der iken gelmez idin yanıma

Kız senin sevdiğin ilazım değil

 

O güzelin ayağında mesi var

Mutlak bizi öldürrneğe kasti var

Benden başka sanlacak dostu var

Onlar varsın sarsın ilazım değil

 

Karacaoğlan camalını kaldırsın

Mevlam güzelliğin daha arttırsın

Ölürsem cenazemi iller kaldırsın

Gelmesin üstüme, ilazım değil

 

 

Koşma Örneği 2

Vara vara vardım ol kara taşa,

Hasret ettin beni kavim kardaşa,

Sebep ne gözden akan kanlı yaşa,

Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

 

Nice sultanları tahttan indirdi

Nicesinin gül benzini soldurdu

Nicelerin gelmez yola gönderdi

Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm

 

Karac’oğlan der ki kondum göçülmez

Acıdır ecel şerbeti içilmez

Üç derdim var birbirinden seçilmez

Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm   (Karacaoğlan)

 

 

Konularına göre koşmalar dört başlıkta incelenir. Koşma nazım biçiminin türleri ve örnekleri şu şekildedir:

            

            GÜZELLEME

            Atın beli kısa boynu uzunu

Kuru suratlısı elma gözünü

Kızın iplik iplik süt beyazını

Severim kır atı bir de güzeli


KOÇAKLAMA

            Kara yara bir kavgaya girmedik

Sağa-sola kılıçları vurmadık

At üstünde döğüşerek ölmedik

Ok değmeden gözlerimiz kör oldu

 

AĞIT

            Bir çıkmaza girdi bugün yolumuz

Geçit vermez sağımızla solumuz

Kalır gayrı bizim burda ölümüz

Mert ağlasın namert olan utansın


 

TAŞLAMA


            Dinlen alıviriş iden gaziler

            Size diyem saglam müşterileri

            Ben acıdım yürecigim sızılar

            Akbabadur ugursuzların biri

 

 


Tekke Tasavvuf Edebiyatı Nazım Şekilleri ve Türleri: İlahi

 

Tekke Tasavvuf Edebiyatı Nazım Şekilleri ve Türleri

İlah, Allah demektir. İlah kelimesinin sonuna nispet i’si getirilerek oluşturulan ilahi, Allah’a övgü ve yakarış için yazılan şiirlerin genel adı olmuştur. Dini-tasavvufi konular, ilahilerin konusu olabilir. Hecenin 8’li ölçüsüyle yazılan ilahiler, koşma nazım şeklinin özelliklerini taşır. 11’li hece ölçüsüyle yazılan ilahilere de rastlamak mümkündür. Yunus Emre, ilahi türü deyince ilk akla gelen isimlerden biridir.

İlahiler, Halk Edebiyatı alt kolu olan Tekke-Tasavvuf Edebiyatı Nazım Şekli-Biçimi-Türü olarak değerlendirilir. Tasavvuf edebiyatı içerisinde değerlendirilen ilahiler, farklı anlayışlarda farklı adlarla anılır:

Mevleviler ilahiye ayin

Bektaşiler ilahiye nefes

Gülşeniler ilahiye tapuğ


İlahiler, daha çok 8'li hece ölçüsüyle yazılır. 7, 8, 11, 14 ve 16'lı hece ölçüsüyle yazılan ilahiler de bulunur. 7 ve 8'li hece ölçüsüyle yazılanlar daha çok dörtlük nazım birimiyle, 11, 14 ve 16'lı hece ölçüsüyle yazılan ilahiler beyit nazım birimini kullanır.


İlahi Örneği

Benüm bunda kararum yok

Ben gine gitmeğe geldüm

Bazirgânam metâum çok

Alana satmağa geldüm

 

Ben geldüm dâva içün

Benüm işüm sevi içün

Dostun evi gönüllerdür

Gönüller yapmağa geldüm

 

Dost esrüği delüliğin

Âşıklar bilür neliğüm

Değşürüben ikiliğüm

Birliğe yitmeğe geldüm

 

O pâdişâh ben kulıyam

Dost bağçesi bülbüliyem

Ol hocamun bağçesine

Şâd olup ötmeğe geldüm

 

Bunda bilişmeyen cânlar

Anda bilişemez anlar

Bilişüben ben dostıla

Hâlüm arz itmeğe geldüm

 

Yûnus eydür âşık oldum

Ma'şûka derdinden öldüm

Gerçek erün kapusından

Ömrüm harc itmeğe geldüm

(Yûnus Emre Divanı)


İlahi Örneği 2

Acep şu yerde var mı ola
Şöyle garip bencileyin
Bağrı başlı, gözü yaşlı
Şöyle garip bencileyin

Gezdim Rum ile Şam'ı
Yukarı elleri kamu
Çok istedim, bulamadım
Şöyle garip bencileyin

Bendeler garip olmasın
Firkat oduna yanmasın
Hocam kimseler olmasın
Şöyle garip bencileyin

Bir garip ölmüş diyeler
üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin

Söyler dilim ağlar gözüm
Gariplere göyner özüm
Meğer ki gökte yıldızım
Ola garip bencileyin

Nice bu dert ile yanam
Ecel ere bir gün ölem
Meğer ki sinimde bulam
Şöyle garip bencileyin

Emrem Yunus biçare
Bulunmaz derdine çare
Var imdi gez şardan şare
İste garip bencileyin


İlahi Örneği 3

Arayı arayı bulsam izini

İzinin tozuna sürsem yüzümü

Hak nasib eylese görsem yüzünü

Ya Muhammed canım arzular seni

 

Bir mübarek sefer olsa da gitsem

Kabe yollarında tozlara bat sam

Hub cemalin bir kez düşümde görsem

Ya Muhammed canım arzular seni

 

Zerrece kalmadı kalbimde hile

Sıdk ile girmişem ben bu hak yola

Ebu Bekir, Ömer, Osman'da bile

Ya Muhammed canım arzular seni

 

Ali ve Hasan, Hüseyin anda

Sevdası gönüllerde muhabbet canda

Yarın mahşer günü Hak divanda

Ya Muhammed canım arzular seni

 

Yunus senin methin eder dillerde

Dillerde dillerde her gönüllerde

Arayı arayı gurbet illerde

Ya Muhammed canım arzular seni


Halk Edebiyatı Aşık Tarzı Nazım Şekli: Destan

  Halk Edebiyatı Aşık Tarzı Nazım Şekli: Destan


Aşık Tarzı Halk Edebiyatı ürünüdür. 

11'li hece ölçüsüyle ve dörtlük nazım birimiyle yazılır. Dörtlük sınırlaması yoktur.

Dörtlük sayısının sınırsız oluşu, destanı halk şiirinin en uzun nazım biçimi haline getirmiştir.

Yiğitlik, kahramanlık, savaş, deprem, yangın, eleştiri, mizah gibi konularda yazılabilir.

Ölçü, kafiye şeması açısından koşmaya benzer. 

Divan şiirindeki mesnevide olduğu gibi yer, zaman, kişi, olay ögelerine verilir.

Kayıkçı Kul Mustafa’nın “Genç Osman Destanı” destan türünün en bilinen örneğidir. 

Aşık tarzı halk şiirinde olduğu için son dörtlükte şairin mahlası geçer. Bu haliyle yapay destan örneğidir ve doğal destanlardan ayrılır.


Destan Örneği için tıklayınız.



Halk Edebiyatı Aşık Tarzı Nazım Şekli: Varsağı

  Halk Edebiyatı Aşık Tarzı Nazım Şekli: Varsağı


Halk Edebiyatı Aşık Tarzı Halk Şiiri nazım şeklidir.

Toros Dağlarında yaşayan Varsak boyu sanatçıları tarafından kullanılan bir nazım şeklidir.

8’li hece ölçüsüne sahip oldukları için semai ile birlikte 11’li hece ölçüsü koşmadan ayrılırlar.

Varsağı, 8’li hece ölçüsüne sahip semaiden ise metin içinde geçen bre, behey, hey gibi ifadelerle ayrılır.

3-6 dörtlükten oluşur.

Karacaoğlan varsağılarıyla meşhur bir şairdir. En ünlü sanatçı ise Dadaloğlu’dur.

Varsağı Örnekleri:

 

Bre ağalar bre beyler
Ölmeden bir dem sürelim
Gözümüze kara toprak
Dolmadan bir dem sürelim

Aman hey Allah’ım aman
Ne aman bilir ne zaman
Üstümüzde çayır çemen
Bitmeden bir dem sürelim

Bana felek derler felek
Ne aman bilir ne dilek
Âhir ömrümüze helâk
Etmeden bir dem sürelim

Karacaoğlan der cânân
Güzelim sözüme inan
Bu ayrılık bize heman
Ermeden bir dem sürelim
Karacaoğlan


Varsağı Örneği 2

Yürü bre yalan dünya

Sana konan göçer bir gün

İnsan bir ekin misali

Seni eken biçer bir gün

 

Ağalar içmesi hoştur

O da züğürtlere güçtür

Can kafeste duran kuştur

Elbet uçar gider bir gün

 

Aşıklar der ki ne olacak?

Bu dünya mamur kalacak

Halebi Osmanlı alacak

Dağı taşa katar bir gün

 

Yerimi serin bucağa

Suyumu koyun ocağa

Kafamı alın kucağa

Garip anam ağlar bir gün

 

Yer üstünde yeşil yaprak

Yer altında kefen yırtmak

Yastığımız kara toprak

O da bizi atar bir gün

 

Bindirirler cansız ata

İndirirler tuta tuta

Var dünyada ol ahrete

Coşkun gider salın bir gün

 

Karacaoğlan der naşıma

Çok işler geldi başıma

Mezarımın taş başına,

Baykuş konar öter bir gün

Karacaoğlan

 

 

Anonim Halk Edebiyatı Nazım Şekli: Türkü

 

Anonim Halk Edebiyatı Nazım Şekli: Türkü

Türkî kelimesi, Türklere özgü anlamına gelir. Arapça nispet i’sinin Türk kelimesine getirilmesiyle oluştuğu kabul edilir. Türklere ait, Türklere has, Türklerce söylenmiş anlamındaki bu yapı, Türklerin söylediği şiir anlamında türkü şeklinde kullanılmaya başlanmıştır. Türküye; Azerbaycan Türkleri mahnı, Başkurtlar halk yırı, Kazaklar türki, türik, halık eni, Kırgızlar eldik ır, türkü, Kumuklar yır, Özbekler türki, halk koşiği, Tatarlar halık cırı, Türkmenler halk aydımı, Uygurlar nahşa, koça nahşisi gibi isimler verir.

İlk defa, 15. yüzyılda Doğu Türkistan’da aruz vezniyle yazılıp özel ezgiyle söylenen ürünler için kullanılan türkü ifadesi, Anadolu’da 16. yüzyılda ilk örneğini halk şairi Öksüz Dede ile verdiği kabul edilir.

Halk duygu, düşünce ve hayal dünyasının ürünü türkülerde değişmez bir ölçü ve şekilden bahsetmek güçtür. Ancak kavuştak olarak da bilinen nakarat bulunur. Anonim halk edebiyatı ürünü oldukları için türkülerin sahipleri belirsizdir. Ancak derlendikleri yöre ve derleyen kişilerden bahsedilebilir. Türkülerin 2. ve 4. mısraları ile ikinci dörtlükten itibaren her dörtlüğün son mısrası arasında bir benzerlik bulunur. Ayrıca ezgileri, bestelenmeleri, sazla söylenmeleri, uzun-kısa hava şeklinde okunmaları türküleri diğer türlerden ayırır. Ancak çok keskin çizgilerle nazım şekillerini ayırmak güçtür. Çünkü birçok ara forma rastlamak mümkündür.

Türküler ezgilerine göre kırık havalar ve uzun havalar olarak ikiye ayrılır. Belli bir usule göre okunan türkülere kırık hava, belli bir usule göre okunamayan/okunamayan türkülere uzun hava denir.

Türküler konularına göre çok çeşitlidir. Neredeyse her konuda türküye rastlamak mümkündür. Aşk, kahramanlık, askerlik türkülerinden iş, oyun, çocuk türkülerine birçok konuda türküye rastlanır.

Türküler yapılarına göre de sınıflandırılır. Mani kıt'alarından kurulu türküler, manilerin belli ezgilerle okunması esasına dayanır. Dörtlüklerle kurulan türküler de bir başka türdür.

Türkülerin Başlıca Özellikleri:

Türküler hece ölçüsüyle yazılır. Yazanı belli değildir.

Türküler genellikle dörder mısralık bentler halinde yazılır. Farklı bentlerle de yazılabilirler ve koşma şeklinde türkülere de rastlanır.

Türkülerde kafiyeş şeması aaab cccb dddb; aaabb cccbb dddbb veya aaabcc dddbcc eeebcc gibi olabilir.

Türkülerde; hecenin 7, 8 ve 11’li ölçüleri kullanılır.

Türküler; aşk, hasret, ölüm, kahramanlık, neşe, hicran anlatabilir.

Türkülerin ayırı özelliği, tıpkı şarkılarda olduğu gibi ilk bendin ikinci ve dördüncü mısrası ile her bendin dördüncü mısrasındaki kavuştak-nakaratlardır. Bu tekrarlanan mısralar bazen bentten ayrı olaraka yer alabilir.

Bir türkünün yapısı:

 

Asıl bölüm-bent-kıta                          Urfa'nın etrafı dumanlı dağlar                       a

                                                           Ciğerim yanıyor, gözlerim ağlar,                  a

Senin zalım derdin cihanı dağlar                   a

 

Bağlama-Kavuştak-Nakarat               Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar        b

Anandan babandan yardan ayrı koyarlar.      b

 

Asıl bölüm-bent-kıta                          Urfa dağlarında gezer bir ceylan,                  c

Yavrusunu kaybetmiş ağlıyor yaman            c

Yavrumun derdine bulmadım derman          c

 

Bağlama-Kavuştak-Nakarat              Gezme ceylan bu dağlarda seni avlarlar        a

Anandan babandan yardan ayrı koyarlar.      a

 (Anonim)

 

Ayrı bir nakarat-kavuştak-bağlama bölümü olmayan ancak son mısraları nakarat oluşturan bir başka türkü örneği:

 

Yeşil ördek gibi daldım göllere         a

Sen düşürdün beni dilden dillere       a

Başım alıp gidem gurbet illere          a

Ne sen beni unut ne de ben seni        b

 

Sevdiğim semânın güneşi mâhı         c

Seni seven âşık çekmez mi âhı          c

Getir el basamıyım Kelâmu'llah'ı      c

Ne sen beni unut ne de ben seni        b

 

Gel seninle bir ahdaman kuralım       d

Bağlanalım bir karara varalım           d

Verdiğimiz sözde hemen duralım      d

Ne sen beni unut ne de ben seni         b

 

Kafiye şeması aa, BB, cc BB, dd BB şeklinde asıl bölüm-bent-kıta kısmıyla nakarat-bağlama-kavuştak bölümü ayrılmış bir başka türk örneği. Nakarat bölümleri böyük harfle gösterilmiştir:

 

İstanbul'dan Üsküdar'a yol gider

Hanımlara deste deste gül gider

Yandım çavuş yandım senin elinden

Çok sallama kasatura fırlar belinden

 

İstanbul'la Üsküdar'ın arası

Yaktı beni kaşlarının karası

Yandım çavuş yandım senin elinden

Çok sallama kasatura fırlar belinden

 

İstanbul'dan üç mum aldım yakmaya

Yakıp yakıp yâr yüzüne bakmaya

Yandım çavuş yandım senin elinden

Çok sallama kasatura fırlar belinden