Translate

Pazar, Aralık 24, 2017

Divan şairlerinin içki meclisleri nasıldı?



Divan şairleri şiirlerinde içki meclislerini çok çeşitli hayaller etrafında anlatır. Peki şairlerin de devam ettiği bu meclisler acaba nasıldı? Ne yenir, ne içilirdi? Adetler nasıldı?
…Seydi Ali Çelebi’ye gelince, seferde olmadığı zamanlar, Galata’daki konağı misafirlerle dolar boşalırdı. Yetim Ali, Sabuhi gibi şairler başta olmak üzere kalabalık bir şair topluluğu konağındaki sohbetlere, içki meclislerine katılırlardı. Bu zevki ve safa içindeki hayatı Kaptan tayin edilip Basra’ya gidinceye kadar böylece devam etmiştir. Büyük memurların, zengin şahısların konaklarında toplanan içki meclislerinin bir usulü, adabı vardı.
…Önce, bu meclislerde hoş-sohbet, güzel sesli, saz çalanların bulunması şarttı. Meclis kızışmadan ve sohbet koyulmadan, kadeh kadeh içip kendinden geçmek, olur olmaz sözler söylemek veya susup oturmak zarafete uymaz ayıp sayılırdı. Herkesin yavaş yavaş keyfini bulduğu sırada, meclis reisi tarafından emektar hizmetkârlara da kadeh verilmesi adetti.
Bu içki meclislerine kebablar, kavurmalar, ekşili çorba, köfteler, her çeşit deniz mahsulü; balık, İstakoz, istiridye ve midye gibi yiyecekler yaraşır, ağır yağlı yemekler, börekler uygun düşmezdi. Ayrıca fındık fıstık, kavrulmuş badem, balık yumurtası, hayvar, kurutulmuş etler, mevsimine göre çeşitli meyvalar yenirdi.
Meclisi süslemek için vazolar içinde çiçekler, eğer mevsimi ise gül bulundurmak mutlaka lüzumluydu.
Bu şahısların evlerinin dışında şairlerin de kendi aralarında toplantıları olurdu. Aşık Çelebi, Sultun Bayezid II’ye kaside sunup, Manisa’da Şehzade Mehmed’in yanına dönmekte olan Necati Bey’in de hazır bulunduğu böyle bir meclisi anlatmıştır. Devri şairlerinden Nesihi, Sun’i, R evani, Ferruhi, Ahi ve Aşık Çelebinin bulunduğu bu mecliste şarap içilip şiirler okunurken Hallaç Zati denilen bir şair gelmiş. Bunun da mahlası Z atidir diye alay için methetmişler. Necati Bey, yeni geleni tanımadığı için “şairlerini dinleyelim” demiş. Şiirler okununca Necati Bey yerinden fırlayarak “bre küstah, edepsiz, bu sermaye ile Z ati’nin karşısına çıkıp boş ölçüşmek ne haddine. Eğer padişah asitanından dönmüş olmasaydım, bir mahlasda kudretli bir şair varken, bazı küstah ve mukallidlerin aynı mahlasla şiir söylemelerini yasaklaması için bir kaside yazar takdim ederdim” diyerek Hallaç Zati’yi meclisden kovmuştur.


 Kaynak: Divan Haluk İpekten, Edebiyatında Edebi Muhitler, İstanbul, MEB Yayınları, 1996, s. 229-254 (Şairlerin Toplantı Yerleri: Şuara Meclisleri, Dükkanlar, Meyhaneler)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz.