Translate

Perşembe, Ocak 18, 2018

Refik Halit Karay Sakın Aldanma İnanma Kanma İmrenmeye Yutkunmaya Dair 6 (Osmanlıca Okuma Metinleri)


bakarak ancak altmış kere yutkunuyorsak o zaman yüz yirmiyi 
ferah ferah geçeceğiz. Bugün, matbaaya gelirken bir sütçü 
dükkânının camekânına baktım: Kaymağa hiç bu derece ehemmiyetle, en 
hurde,  en nazara gizli yerlerine bir mikrop mütehassısı dikkatiyle, 
bir saatçi gözüyle bakabileceğimi zannetmezdim. Biraz sarışın 
satıhlarının altında, iç taraflarından ne sıcak, ne yumşak, 
ne eriyici bir beyazlıkları var; süslü tabakları içinde 
biribirlerine sokulup dayanarak sırtsırta ne munis, ne sakin 
yatıyorlar. Sevgilimin yatak manzarası beni bundan fazla müteheyyiç 
edemez. Ara sıra, tatmıyor değilim, 
lâkin ne yesem, ne- kadar yesem, neleri yesem içimde bir eziklik 
var ki geçmiyor, bitmiyor...
Moda mağazalarının camekânlarına konan sarışın saçlı, 
üryan gerdanlı, pembe yüzlü dekolte mankenler önünde toplaşıp 
hayran hayran bakışan ben dört kişi görmüyorum. Lâkin Galata 
kasaplarının çengellere asılmış buz gibi danaları karşısında da 
dün bir zümre toplandık, bakıştık, konuştuk, ah ettik 
ve karnı aç, eli boş döndük. Yalnız gözümüz bakmağa doymuştu.
Fakat camekânlarda seyrine doyamadığımız ne o tatlılar, 
keşküller... Ne o kuzu fırınları, piliç kızartmaları hiç
birini midemin mahbubesi sayamam, hepsi başkalarının olsun, 
aramam, sormam, bakmam bile... Bana yalnız bir şey, bir ucuz 
ve iptidaî gıda, bir ekmek versinler, ama nasıl ekmek? Şu eski



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz.