Bir Alpinistin Çocuk ve İnsan Tasavvuru
Özet
Bu çalışmada “Diriliş Medeniyetinin alpinisti” kabul edilen
Cahit Zarifoğlu’nun eserlerinden hareketle, onun çocuk-insan ve insan tasavvuru
incelenecektir. Çalışmanın ilk bölümde medeniyet, medeniyetin iki ayağı sanat
ve kültür, kültürel değerler ve dil yoluyla değerlerin aktarımı, çocuk
edebiyatı, çocuk edebiyatı içinde Cahit Zarifoğlu’nun yeri, İkinci Yeni ve
Zarifoğlu ilişkileri incelendikten sonra Cahit Zarifoğlu’nun hayatı, sanatı,
kişiliği ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Cahit Zarifoğlu’nun çocuk
edebiyatı içinde kabul edilen masal-hikaye, tiyatro ve şiirlerinden hareketle
onun fiziki güçlerinin ötesinde anlam yüklediği çocuklar ve onlardan ayırmadığı
büyükler hakkındaki görüşleri, doküman analizi yöntemiyle belirlenmiştir. Sonuç
olarak Zarifoğlu’nun Müslümanca bir hayat kurgusuyla edebi ürünlerini oluşturduğu
ortaya konmuştur.
Anahtar
Kelimeler: Cahit Zarifoğlu, Çocuk Edebiyatı, Çocuk-İnsan Tasavvuru
Medeniyet ve Medeniyetin Temelleri
Will Durant, medeniyeti, kültürel yaratmayı harekete geçiren
sosyal düzendir olarak tanımlar. Medeniyetin temelinde ekonomik, siyasal,
ahlaki, dini ve zihni temeller vardır. Sezai Karakoç medeniyetin bilimin
ilgileneceği doğruluk, ahlakın ilgileneceği iyilik ve sanatın ilgileneceği
güzellik idealinin olduğunu söyler. Spengler, her medeniyet saatinin önce düşünce
zembereğinin çalıştığını vurgular. Henri Frankfort ise bir medeniyeti tanımak
için o medeniyetin ahlaki, dini, edebi, sanatsal, siyasi kültürel biçimlerine bakmak
gerektiğine inanır (Şirin, Medeniyet ve Çocuk, 2014).
Medeniyet; yüzyılların, bin yılların ürünüdür. İnsanlık, yeni
bir dijital medeniyetin inşa edildiği bir çağa doğru gidiyor. Bu eşikte İslam
medeniyeti, özelde Türk-İslam medeniyetinin canlı bir organizma gibi
şekillenmeye devam etmektedir. İbn Haldun medeniyetlerin insan gibi çocukluk,
gençlik, yaşlılığının olduğunu vurgular.
Bu çalışmada, İslam medeniyetinin hangi çağında tartışmasını bir kenara
bırakılarak, çok az destekle efektif bir hayat ve ürünler ortaya koyan “Diriliş
Medeniyetinin alpinistleri”nden (Yılmaz, 2015,
s. 305) Müslüman ve “ağabey” sanatçı Cahit Zarifoğlu’nun, çocuk edebiyatı
ürünlerinden hareketle, medeniyet yolunda çocuk-insan ve insan tasavvuru
incelenecektir.
Medeniyetin İki Unsuru: Sanat (Dil Ürünleri) ve Kültür
(Değerler)
Öncelikle sanat, kültür ve medeniyeti oluşturan ayaklardan
biridir. Edebiyat da dille oluşturulan sanattır.
Medeniyetin diğer bir ayağı kültürdür. Kültür değerlerden
oluşur ve değerler insanların ve toplumların inanma biçimlerini ortaya koyar. İnsanları
ve toplumları şekillendiren kültürdür. Değerler, dini ve tarihi kavramlarla
örülüdür. Toplumda barış, sevgi, kin, düşmanlık, kalkma, selamlaşma, giyim,
yeme-içme değerlerle belirlenir. Değerler davranışın niçinini belirleyebilir.
Değerler estetik, teorik, iktisadi, siyasi, sosyal ve dini değerler olarak
tasnif edilir. Soyut-somut, dini-sosyal, veya sübjektif-objektif değerler
olarak da ayırmak mümkündür.
Cahit Zarifoğlu’nun İşlediği Değerler
Kültür kavramını değerler üzerinden okunabilir. Bu açıdan
bakıldığında, Zarifoğlu’nun çocuk edebiyatı ürünü kabul edilen eserlerinde dini
değerler tanrı inancı, şeytan-melek, cennet-cehennem, kıyamet, ölüm, ahiret,
kader, din, dua, iyi-kötü, şükür, temsil, suç-ceza, peygamber, öğüt, yemindir.
Sosyal değerler ise aile bağları, yardımseverlik, eğitim-bilgi, çalışkanlık,
zenginlik, mutluluk, birlikte yaşam-toplumsallık, akıllılık, örnek olma,
doğruluk, adalet, sevgi, öykünme, tutumluluk-israf, dostluk, fedakarlık-diğergamlıktır (Kaya, 2007).
Cahit Zarifoğlu’nun Hayatı
Son dönemde Müslüman kimliğiyle ortaya çıkan ve edebi ürün
veren sanatçılardan biri Cahit Zarifoğlu’dur. 1980 sonrası İslamcı şiir
yükselmiş ve Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu, İlhami Çiçek, Arif Ay, İsmet Özel
modernist şiirle bağlantılıdır (Oktay, 1991, s. 97).
Zarifoğlu, 1940’ta Ankara’da doğdu. Babası Niyazi Bey
hâkimdi, Kafkasyalıydı. Annesi Şerife Hanım, Maraşlı Evliyazâdeler sülalesindendir.
Lise son sınıfta iken edebiyat ve matematik derslerinden ikmale kaldı (Kaya, 2007, s. 3)
Pilot olmak istedi. Planörlük brövesi aldı (1961). 1971’de İTÜ Alman Dili ve Edebiyatı
Bölümü’nde yüksek tahsilini tamamladı ve Almanya’ya gitti. Goethe Enstitüsü’nün
dil kurslarına devam etti, Avrupa şehirlerini dolaştı. Rilke üzerine yaptığı
mezuniyet tezi bilimsel bulunmayarak reddedildi. Arkadaşlarının tavsiyesi üzerine,
ileri sürdüğü görüşleri bazı tanınmamış isimlere isnat ederek tezini kabul
ettirdi (Kaya, 2007, s. 5).
1973’te Sarıkamış’ta başladığı askerliğini 1974 harekâtının
ardından gönderildiği Kıbrıs’ta tamamladı. Zarifoğlu, dini-tasavvufi
geleneklerin sımsıkı korunduğu, yaşatıldığı bir ailede yetişti. 1977 yılında
Nakşî-Halîdî Abdürrahim Reyhan Efendi’ye intisap etmiştir. Şairin babası,
kayınpederi, dostları Rasim Özdenören ve Erdem Beyazıt da Nakşi’ydi (Sürgit, 2014, s. 1289). 1976’da Kasım Arvas
Hoca’nın kızı Berat Hanım’la evlendi. Dünürcü başı, nikah şahidi Necip Fazıl
Kısakürek’ti. Evlilikten Betül, Ayşe
Hicret, Ahmet ve Arife adlı çocukları oldu (Kaya, 2007, s. 5).
Hamle, Diriliş, Yeni Dergi, Soyut, Türk Dili, Papirüs,
Edebiyat, Yedi İklim, Mavera dergilerinde yazdı. Edebiyat dünyasında İşaret
Çocukları’yla tanındı. 1984’te Türkiye Yazarlar Birliği’nce kendisine çocuk
edebiyatı dalında ödül verildi. 1987’de pankreas kanserinden öldü. Beylerbeyi
Küplüce Mezarlığı’na gömüldü (Karaçam, 2013).
Cahit Zarifoğlu’nun Eserleri
Zarifoğlu’nun İşaret Çocukları (1967),
Yedi Güzel Adam (1973), Menziller (1977), Korku ve Yakarış (1986) şiir; İns
(1974) hikâye; Savaş Ritimleri (1985) roman;
Bir Değirmendir Bu Dünya (1986) ve Zengin Hayaller Peşinde (1999) deneme;
Okuyucularla (İstanbul 2009) ve Mektuplar (2010) mektup; Yaşamak (1980) günlük;
Sütçü İmam (1987) tiyatro türündeki eserleridir. Konuşmalarını Konuşmalar’ında
toplayan Zarifoğlu’nun bazı eserleri birleştirilip basılmıştır.
Cahit Zarifoğlu’nun Çocuk Edebiyatı
Ürünleri
Serçekuş,
Ağaçkakanlar, Katıraslan, Yürekdede ile Padişah, Küçük Şehzade, Motorlukuş,
Kuşların Dili (masal); Gülücük, Ağaç Okul (şiir) adlı eserleri çocuk edebiyatı
içinde kabul edilir.
Cahit Zarifoğlu’nun Etkilendikleri ve
Etkiledikleri
Zarifoğlu’nun
dilini İkinci Yeni geliştirmiştir. Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç
etkilenmiştir. Ancak özgün bir sese sahiptir. Alman Rainer Marie Rilke’den
etkilendiği yönündeki iddialara reddeder. 80’li yıllarda onun “cesurane poetik
çıkışlarından, yeniliklerinden” Arif Ay, İlhami Çiçek, Hüseyin Atlansoy feyz
almıştır(Düz,
1991, s. 91).
Cahit Zarifoğlu’nun Sanat Anlayışı
Rasim Özdenören, Zarifoğlu’nu; şair, sanatkar, baktığı
tablonun estetik yanlarını gören ve bu yeteneği vehbi olan birisi olarak
tanımlıyor (Terzi, 2017,
s. 422)
Çınar, Zarifoğlu’nun şiirlerini sadece şiir kaygısıyla yazdığı dönem, toplumsal
konulara yöneldiği dönem ve dünyadaki konumunu kavrayıp teslim olduğu İslami
sorumlulukla şiir yazdığı dönem olarak üçe ayırır (Çınar, 1999,
s. 81).
İnan’sa onun hayatının ilk dönemi için “meselelerimize lakayd ve serazat ve
bohem dönemi”, ikinci dönemi içinse “toplumsal meselelere yöneldiği dönem”
ifade eder Ancak sanatçı her iki dönemde sanatın estetiğinden taviz vermez (Sürgit, 2014, s. 1293). Zarifoğlu
geleneksel özü modern biçimle aktarmıştır. Dilin ve estetiğin ilkelerine
sadıktır (Kaya, 2007, s. 14).
Kudüs’ten Afganistan’a İslam diyarlarının dertleriyle
dertlenen bir
mütefekkir ve aksiyoner olan Zarifoğlu, sahip olduğu edebi yetenek ve estetik
bakışının yanında inancıyla dikkat odağı olmuş biridir (Terzi, 2017, s. 421). Onun ima ve
vurguları “ucu belli bir dünya görüş”üne açılır (Doğan,
1991, s. 97).
Zarifoğlu’nu İslamcı/gizemci bir anlayış içinde değerlendirmek gerekir (Canberk, 2001, s. 106).
Onun için “İslami duyarlığa sahip olmak”, her şiirde mutlaka İslam’ı işlemek değildir.
Ancak şiirinde hadis-i şerifler, belki ayetler, tasavvuf, menkıbeler, İslami
davranış biçimleri, tavırlar, tepkiler, kabuller, suda erimiş madenler gibi
vardır: …bangır bangır bağırarak söylemem. Onlar ömürsüzdür… Madem şiir yazıyorum,
önemli olan ilkin şiirdir (Zarifoğlu, 1986, s. 110).
Zarifoğlu çocuk bakışının safiyetine inanmaktadır ve model
olarak kullanabileceğini düşünmektedir. Onda çocuk kuş imgesiyle karşılanır.
Çocuk umut, masumiyet ve aşkı simgeler ve çocuk bir ölçü aracıdır. Kişinin
sahip olduğu tüm ruh halleri çocukla karşılanır. Her şey çocuk kadar mutlu ya
da mutsuz, kederli veya coşkulu gibi (Nurullah Ulutaş, İsmail Süphandağı, 2013, s. 1395). O, çocuksu ve
coşkundur (Aksal, 2012,
s. 30).
Zarifoğlu, şiirlerinde benlik, varoluş sorunu, doğu-batı
çatışması, aşk, aile ve modernleşmenin birey üzerinde yarattığı tahribat işlenmiştir
(Sürgit,
2014, s. 1289).
Zarifoğlu’nda hayat ile ölüm iç içedir (Aksal, 2012,
s. 30).
Zarifoğlu şeyhe intisap edince edebi ürünlerinin içeriği,
dili, üslubu, teknik yapısı değişmiştir (Sürgit, 2014, s. 1289). Tasavvufu
beslenilmesi gereken bir ana damar olarak benimsemiştir. Zarifoğlu’nun 1970’li
yılları bu dikkatle incelenmelidir (Sürgit, 2014,
s. 1306).
1980 sonrasında Zarifoğlu farklı dünya görüşlerine sahip
şairler arasında poetik köprüler kurulmasında büyük katkı sağlamıştır ve …“Dasein-varoluş”
un boğuntulu girdaplarına pek girmez ama “ölüm”ü anlamaya gayret eder (Düz, 1991, s. 91)
Cahit Zarifoğlu’nun Dili ve İkinci Yeni
Gündelik dili insanı, dili şiire sokan Garipçiler’in aksine
İkinci Yeni şiirini gündelik dilin bilinçli biçimde deforme edilmesi üzerine
kurmuştur. Dilden sapmanın bu hali imge olarak ifade edilmiştir (Armağan, 2012, s. 58). İkinci Yeni şairlerinin
gerçeküstücü, kapalı, imge yüklü, anlamsız, kelime odaklı, soyut şiirler
yazarak Türk şiirine yeni bir soluk, imkân getirdiği su götürmez bir gerçektir.
Zarifoğlu, İkinci Yeni şiirinin devamı niteliğinde şiirler yazmıştır (Karaburgu, 2016, s. 28). Özellikle ilk
şiirlerinde İkinci Yeni şairlerinin izleri vardır ancak sonrasında kendisine
has üslubu yakalamıştır ve kendisinden sonra gelen şairleri etkilemiştir (Kozlu, 2017, s. 397). Zarifoğlu, İkinci
Yeni kadar güçlü ve kendi sesiyle sanatını icra edebilmiş bir şairdir (Kaya, 2007, s. 8).
Bazı araştırmacılar onun bir şiir akımına dahil edilemeyeceği
görüşündedir. (Çoşkun, 1995, s. 10). ve kendisi de öyle
düşünür: “En çok okuduğum şair Cahit Zarifoğlu’dur.” (Kaya, 2007, s. 9) Mustafa Ruhi
Şirin’in yaptığı bir söyleşide bunu tekrarlar (Armağan, 2012, s. 64,65). İkinci Yenicilerin
büyük çoğunluğu solcu olduğu için Zarifoğlu’nu buraya dahil etmenin güç
olduğunu düşünenler de vardır (Armağan, 2012, s. 66).
Zarifoğlu 1960’ların ortasından 1970’lerin sonuna kadar
imgeyi ve özerk şiir dilini savunmuştur. Sonrasında politik göndermeleri olan
bir şiir anlayışına geçmiştir (Armağan, 2012, s. 57). Zarifoğlu, şiirinin
kapalılığı ya da anlaşılmazlığı savını şiirden ve şiirsellikten uzak olma ve doğaya
dikkat ve hikmetle bakamama olarak görür (Aksal, 2012,
s. 29)
Armağan, Zarifoğlu’nun İkinci Yenicilerden kendini uzak olma isteğini bu toplum
şairlerinin solcu olması ve Harold Bloom’un “etkilenme endişesi” kavramıyla
açıklar (Armağan, 2012). O şiirinin anlaşılmadığından şikayet
eden okuyuculara dilin putlaştırılmamasını tavsiye etmiştir (Çelik, 2009).
Zarifoğlu’nun şiir değerlendirmeleri dağınıktır. Şair İslam’ı
hayatının merkezine oturtunca şiir değerlendirmeleri değişir. Kendisi de bunun
farkındadır ve bunu politize olmasına bağlamıştır. 1987’de “anlaşılmaz”ın
tasvip görmediğini ve kendisinin de buna katıldığını açık biçimde dile getirir (Armağan,
2012).
Zarifoğlu şiirin kalple yazılacağına inanır ancak sanatta
eleştirinin acımasızlığına bilir. Yazmanın bir ihtiyaç olduğunu ve okumadan
yazılamayacağını ifade eder: Susayınca, acıkınca nasıl
anlıyorsak, yazmak anını da anlarız.” (Çelik, 2009)
Cahit Zarifoğlu’nun Fikir Dünyası ve Kişiliği
Zarifoğlu, sanatçı kaprisi taşımayan, art niyetsiz müstakil
bir şair ve insandır. (Kaya, 2007, s. 10) İhlaslı, hakiki bir
Müslüman, iyi ahlak sahibi, ibadet ve ihlasında titiz, gıybet etmeyen, her gün
Kuran okuyan, insanları kırmaktan kaçınan, yardımsever ama ön planda olmayı
sevmeyen ve toplumdan yalnızlığına kaçan, herkesi güzelliğe davet eden, kibir
ve gösterişten uzak, riyakarlıktan kaçınan, arkadaş grubu içinde dinamo-lokomotif,
öğrendiğine inanan ve inandığını yapan Zarifoğlu’nun şiirini içe dönük
yalnızlığı beslemiştir (Sürgit, 2014, s. 1293).
“Ehl-i takva olun. Ehl-i
secde olun. Farzları alenen yerine getirin. Nafileleri kendi nefsinizden bile
gizleyin.” (Çelik, 2009) diyen Zarifoğlu;
şiirinde, yazılarında ve hayatında zarif bir insandır ve yumuşaklıktan yanadır (Zarifoğlu,
Okuyucularla (Mavera Dergisi, 17-24. Sayılar)).
Zarifoğlu; planlı, programlı, ince ayrıntıları hesaba katarak
şiir yazar. Şiirlerinin ahengi, vurgu ve anlatımı mükemmeldir. İrticalen söyler
gibi yazar. Kıvrak zekası birikimini gösterir (Çoşkun, 1995, s. 10). Şiiri de yaralı bir
kalbin, olumsuzluklara müdahale edemeyen muzdarip bir kafanın umutsuz ama
yenilmemiş bir insanın şiiridir (Çoşkun, 1995,
s. 10).
Zarifoğlu hayatının ilk döneminde cinselliği kullanmıştır
(Stad) (Çoşkun, 1995,
s. 10).
1974'ten sonra "bohem" yaşantıyı bırakmıştır. Afganistan cihadı
şairin hayatında en önemli dönüm noktasıdır (Çoşkun, 1995).
Şairin bakışı eşyaya, canlı ve cansız varlıklara dönüktür.
Sezgileri güçlüdür, şiiri etkili ve sarsıcıdır (Aksal, 2012,
s. 27).
Onun şiirinde ironi, yabancılaşan insana dönüktür. İnsanı
aşağılayan ve küçümseyen bir bakış yoktur (Aksal, 2012,
s. 31).
İnsan onun şiirinde devingendir…İnsan doğasında olanı yansıtır. O, modern ama
geleceğe kalacak taze bir şiir yazmıştır (Aksal, 2012,
s. 32).
Cahit Zarifoğlu ve Çocuk Edebiyatı
Çocuk edebiyatı, başlangıçta “çocuğa göre”, “çocuklar için”
ve “çocuk duyarlılığı” ayrımına gidilerek çocuk psikolojisindeki gelişmelerin
sonucu üzerinde durulan bir kavram durumundaydı. İslami Çocuk Edebiyatı Kur’an
ve Sünnet’e dayanan bir edebiyattır. (Çalışkan, 2001, s. 410).
Çocuk edebiyatı, ergenlik dahil çocuğu ele alır. Çocukların
dil gelişimini ve anlama düzeyini dikkate alır. Çocuk edebiyatı ürünleri
sanatsal ve görselle zenginleştirilmiştir (Sever, 2008, s. 17). İki yaştan ergenlik
dönemine kadar olan süreyi çocuk edebiyatına dahil eden araştırmacılar da
vardır. Çocukların hayat tecrübeleri, ilgi, ihtiyaç, gelişim ve algılama
düzeylerine uygun estetik ve edebi metinler çocuk edebiyatı içine girer.
Bilmece, tekerleme, destan, efsane, masal, şiir, hikaye, roman, anı, biyografi,
mektup, gezi yazısı, deneme, sohbet, makale, tiyatro gibi ürünler, çocuk
edebiyatı içindedir (Sınar, 2006, s. 177).
Bir çocuk kitabı ele alındığında anlatımın sade ve ‘çocuksu
eda’ya uygun olması gerekir (Karagözoğlu,
2010, s. 87).
Çocuk kitabı yazarı neleri yazmaktan çok nasıl yazarsam çocuk yazdığımı okura
odaklanması gerekir. (Şirin, 99 Soruda Çocuk Edebiyatı, 2000, s. 21).
Zarifoğlu çocuk edebiyatına başlangıçta ilgi duymadı. Yanıldığını anlayınca
büyüklere yazdığı ciddiyetle çocuklar için yazdı. Çocuk kitaplarının
okuyucularının yüzde 50’sinden fazlasının büyükler olduğunu ifade etti (Kaya, 2007, s. 12). Çocuklar için yazarken katışıksız bir mutluluk duydu (Kaya, 2007, s. 13).
Zarifoğlu çocuk duyarlılığının esere yansımasının asıl
olduğuna inandı (Kaya, 2007,
s. 13).
O, çocuk edebiyatı aracılığıyla çocuğun şuur altına ustalıkla inebilmiştir (Kaya, 2007, s. 14).
Zarifoğlu’nun eserleri çocuğa bir dünya kurar. Zarifoğlu
didakliğe düşmez. Eserlerinin çıkış noktası masaldır. Çocukların safiyeti onu cezp
etmiştir. (Tosun, 2014).
Onda çocuk potansiyel ideolojik empoze aracı değildir (Kaya, 2007, s. 14). Hikayelerindeki
alegorik anlatım ve fantastik kurgu, kitapları çocukların okumasını
kolaylaştırır. Kurgu zekicedir (Şirin, Cahit Zarifoğlu İçin Yetişkinlerin Çocuk
Yazarı, 2013, s. 18).
Cahit Zarifoğlu’nun Muhatap Kitlesi
Zarifoğlu’nun çocuk metinleri belirli bir yaş grubunu göz
önünde bulundurarak
oluşturulmuş metinler değildir. Aksine bütün yaşlardaki okura seslenebilen
farklı bir yapıya sahiptir (Kaya, 2007,
s. 102).
Şiirlerinde çocuk psikolojisini ve duyarlıklarını sade bir dille yansıtmıştır.
1989’da basılan iki kitabın ilki Gülücük, ikincisi Ağaç Okul’dur (Kozlu, 2017, s. 397). Pedagojik olmaktan
çok poetik çocuk dilini kullanmıştır. Söz konusu şiirler her yaştan çocuklara
yöneliktir (Kozlu, 2017,
s. 404).
Diğer kitaplarının türleri ve kimlere yönelik tartışmalar söz konusudur (Şirin, Cahit
Zarifoğlu İçin Yetişkinlerin Çocuk Yazarı, 2013, s. 19,20) Eserlerinin
muhatabını kestirmek zordur (Şirin, Cahit
Zarifoğlu İçin Yetişkinlerin Çocuk Yazarı, 2013, s. 20).
Zarifoğlu eserlerinde bütün çocuklara gönderme yapar (Şirin, Çocuğa
Adanmış Konuşmalar, 2006, s. 209). “Asıl yetişkin
okuyucu için, ondan sonra da çocuklar için.” yazdığını ifade etmiştir.
Ağaçkakanlar’ın girişinde kitabını çocuklara ithaf etmiştir (Şirin, Cahit Zarifoğlu İçin Yetişkinlerin Çocuk
Yazarı, 2013, s. 16). Çocukluğunda yaşadığı acıları şiirine
yansıtmamıştır (Şirin, Cahit
Zarifoğlu İçin Yetişkinlerin Çocuk Yazarı, 2013, s. 15). Zarifoğlu
kitaplarını okuyanların yaşlarının büyük olmasını önemsemiştir. (Şirin, Cahit Zarifoğlu İçin Yetişkinlerin Çocuk
Yazarı, 2013, s. 13). Çocuk kitapları okurunun çocuk ve
yetişkin diye ayrılmasından yana değildir…
Ama büyükler şiirlerinde emperyalizm, süper güçler, çağdaş dünyanın
siyasî hareketlerini görebilirler: Ben bunu bu kitapların başarısı, hatta çifte
başarısı olarak görmekten kendimi alamıyorum... (Şirin, Cahit
Zarifoğlu İçin Yetişkinlerin Çocuk Yazarı, 2013, s. 14,15)
Yöntem
Araştırmada sosyal bilimler alanında kullanılan
nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi yöntemi kullanılmıştır. Cahit
Zarifoğlu’nun eserlerinden ve onunla ilgili yazılanlardan hareketle bütüncül
bir süreç izlenmiştir. Doküman-belge analiziyle Cahit Zarifoğlu’nun çocuk ve
insan tasavvurunun belirlenmesi için tez, kitap, makale ve çocuk edebiyatı
ürünleri taranmış, veriler fişlenerek kayıt altına alınmıştır.
Bulgular
Küçük Şehzade’de
beş hikaye vardır. Birinci hikayede iyi huylu, aceleci, inatçı, müsrif,
meraklı, şirin Şehzade Süleyman’ın makamının nüfuzundan tevazuya geçişi
anlatılmıştır. İkinci hikaye yalnız yaşamayı seven, arkadaşlarıyla takılmayan,
doğayı anlamaya çalışan ve incelemeyi seven Şehzade’nin düşmana karşı ahlaklı
davranışı işlenmiştir. Üçüncü hikayede sorgulayan, hazır cevap, meraklı, bir
kişi anlatılmıştır. Dördünce ve beşinci hikayede Padişah Ahmet’in şahsında
Allah’ın emaneti devlet ve halkı yöneten padişahın sorumluluğu ve ahirette
hesap vermesi anlatılmıştır. Güçlü, adaletli, şükretmesini bilen ancak zaman
zaman hata yapıp nefsine uyan ve bu yanlıştan dönebilen padişah bu iki hikayede
anlatılır. Padişahın düşmanları kurnaz, akıllı ve savaştan kaçan kişilerdir.
Düşmanlar ülkesi içten yıkmak ister. Bunun için din ve devlet adamlarını
kullanır.
Motorlu Kuş’ta
toplumsal sorunlar ve değerler işlenmiştir. Hikayede, yavru kırlangıç
büyüklerinin sözünü dinlemez ve kendisine motor taktırır. Motorla hızlı uçacak
ve işlerini daha hızlı yaparak zamandan tasarruf yapacaktır. Anne engel olmaya
çalışsa da kırlangıç artık kırlanmotor olmuştur. Altı ay sonra kırlanmotorun
hareketleri yavaşlar ve kanatları körelir. Uçamaz hale gelmiştir. Kuvvet
levhasını gagalamaktan beyni sulanır. Kuşlar meclisi aldığı kararla diğer
kuşların aynı akıbete uğramaması için karar alır. Hikayede kısaca kişinin
özüne, kendi değerlerine yabancılaşması, modern ve yeni olarak algılanan
değerleri kendi değerlerine tercih etmesi, öykünme ve özentinin acı sonuçları
ile yeni olan her şey iyi, eski olan her şey kötü anlayışının yanlışlığı
anlatılır.
Dünyanın En Vahşi Hayvanı
bir hayvanat bahçesinde kafes gerisine konan ayna ve onu üstündeki Dünyanın En
Vahşi Hayvanı tabelasıyla dünya yüzünde insandan daha zalim, daha öldürücü,
daha vahşi bir mahlûk yoktur teması işlenen hikâyedir.
Çocuklara, zalimlerle insanlık için mücadele hedefi gibi bir ideal sunar.
Kırmızı Gözlü Kara Yılan’da
insanın zalimliği, doğduğu topraklara ana babasına dahi acımasızlığı, hırsı,
saçıp savurmasıdır anlatılır. Gücün emniyetiyle herkese meydan okuyan, gururlu,
bütün varlığı kölesi olarak gören, hazzın şımarıklığından sarhoş, güç
zehirlenmesi yaşayan, doğduğundan beri kibirli, zalim, acımasız ve gösteriş
budalası Kırmızı Gözlü Karayılan, ihtişamını göstermek isterken sarayın
balkonunda kendi kuyruğunu yer ve kendine dolanırken ailesi dahil ona hiç kimse
yardım etmez.
Çın Çın Yılancıklar
insanı merak eden yavru yılanın hikayesini anlatır. Yılanlar kaval sesine mest
olur ancak fark edilince genç insanın elinden zor kurtulurlar. Yılanların bir
şey yapmadıkları halde insanların canavarlaşması anlatılır hikayede ve insanın
zayıf olana zarar verme isteği işlenir.
Yürekdede ile Padişah, Yürekdede
ve Ayşe Nine’nin yolculuğu esnasında adil Padişah’la karşılaşmasını anlatır.
Hikaye, adil yönetici ve tevekkül eden insanların huzur içinde yaşadığı
Müslümanca hayatı anlatılır. Allah’a kul olmak ön plandadır. Besmele, namaz,
cemaatle namaz, dua, adalet, merhamet, tevazu, eş ilişkileri, alçakgönüllülük,
selam, sır tutma, hak yememe, Allah sevgisi, misafirperverlik, tebessüm gibi değerlere
yer verilir. Hz. Süleyman ve Kirpi’de merhamet, evlat sevgisi anlatılır.
Köyümüze Yağdı Karlar bir
köy imamının ahalinin imanını kuvvetlendirmesi anlatılmıştır.
Serçekuş bir avcının
elindeki serçenin kendisini serbest bırakması karşılığında bataklıktan avcıyı
kurtarması anlatılır. Yedi bölümden oluşan hikayede, zamanın sabah namazından
itibaren kullanımı ve meleklerin yeryüzüne inişini seyrediş, tabiattaki ahenge
hikmetle bakış gibi Müslümanca bir hayatın izleri vardır.
Katıraslan, tabiatına
uygun davranan Aslan ve insana öykünen ancak şahsiyetini kaybetmiş bir
Tilki’nin hikayesidir. İnsanın fıtratından kopuşu, Batılı modern hayatın
çıkmazları ve insanların sorgulamadan yaşayışları temel temalardır.
Ağaçkakanlar’da
insanların mal ve çocukla övünmesi ve imtihan olması anlatılmaktadır. Çocuk
toplumun geleceğidir ve doğru yetiştirilmelidir. Anne-baba sözü dinleme,
başkasına zarar vermeme, tüketimden kaçınma, komşuluk hakkı gibi değerler
anlatılır.
Kuşların Dili
uyarlama bir hikayedir. İnsanın nefis terbiyesi yolunda karşılaştığı nefsani ve
şeytani zorluklar 7 vadi halinde aşılmalıdır: istek, aşk, bilgi, tevhit,
hayret, yokluk vadisi.
Gülücük’te okur ve yazar
çocuktur. Şair bir çocuk olarak anne-baba, dede-nine ilişkisini işler. Çalışan
annenin yalnız bıraktığı ve babasını az gören çocuklar ve savaşların korkuttuğu
çocukları çocuksu bir edayla Zarifoğlu’nun şiirinde görmek mümkündür.
Ağaç Okul, bireysellikten
sıyrılıp toplumsal konuları işleyen kitap konumundadır. Afganistan çocukları
üstünden bütün dünyada savaş mağduru çocukların hak ihlalleri anlatılır
kitapta.
Sütçü İmam yazarın
memleketinin tiyatrosudur. Maraş’ın işgali ve kurtuluşu etrafında azim, sabır,
şeref, Müslümanca duyarlılık, namus, vatan sevgisi konuları işlenir.
Sonuç ve Tartışma
Medeniyet insanı yetişmenin temel öncüleri; medeniyetin insan
ve varlık tasavvuru, çocuk bilgisi ve geleneği, çocuk dilidir. İnsan
yetiştirirken ahlak, irade, adalet duygusu ve vicdan duygusu eğitimi
gereklidir. Modern çocuk yetiştirmede üç temel kural: Çocuklar yetişkinlerden
farklıdır; çocuklar yetişkinliğe hazırlanmalıdır; çocukların yetiştirilmesinden
yetişkinler sorumludur (Şirin, Medeniyet ve Çocuk, 2014). Zarifoğlu Diriliş
Medeniyetinin alpinisti kabul edilir. Bu açıdan onun çocuk ve insan tasavvuru
önemlidir.
Zarifoğlu başlangıçta olmasa da sonrasında tasavvufi geleneğe
bağlı, özü-sözü bütün bir Müslüman’dır. İkinci Yeni tarzı şiirler yazmış ancak
kendi sesini bulmuştur. Onun gözünde çocuk-yetişkin ayrımı söz konusu değildir.
Ancak çocuk edebiyatının önemine inanmıştır.
Şiirle ilgili görüşleri hayatındaki keskin değişimlere uygun
olarak değişmiştir. Önceleri kapalı şiirler yazsa da sonraları açık şiirden
yana tavır almıştır. Ancak temel derdi didaktik edebi eser yazmak değil
sanatsal ürünler ortaya koymaktır.
Eserlerinden çıkan sonuca göre, Müslümanca hayatın ve Müslüman’a
yakışır değerlerin savunucusu olmuştur. İnsanı doğal haliyle kabul eder ancak
çocuktan başlamak üzere bütün Müslümanların şuurlu yaşamasından yanadır. Zarifoğlu,
iktidar erklerinin “şahsiyetsiz, içkici, faiz sever, laik ve başıbozuk hale
getirmek için uzun yıllar gayret sarf ettiklerini” bundan dolayı Müslümanların da
laik elitler karşısında “siyasi alanda bilinçlenmesi”ni ister (Sağman,
2016, s. 156).
Bu şuurun oluşmasında çocukları çok önemsemiştir. Ancak çoklu anlamaya izin
veren sanat eserinin ruhuna uygun olarak da çocuklar için yazılan ürünlerden
büyüklerin farklı anlamlar çıkarmasını önemsememiştir: “Çocuklar bir gün
karşılaşacakları dış kredi, yardım, hibe gibi kelimelerin, ikili anlaşmaların, teknik
işbirliklerin bizler için ne oldukları konusunda şimdiden bilinçaltlarında bir
direnç kazanmış olacaklardır (Zarifoğlu,
Konuşmalar , 1987, s. 80).
Batı’nın dayattığı değerlere karşı uyanık olmayı çok
önemsemiştir. Müslüman kimliğin Modernizm ve sömürgecilik karşısındaki
duruşunun sembolik bir anlatımıdır. (Metin, 2012, s. 101) İsim değişikliğiyle
bile (Kırlanmotor) Müslümanların toplumsal, kültürel, bağlarının köklerinden
koparıldığını düşünür. Müslümanların çektiği acılardan rahatsızdır. Bu acıyı en
çok Afganlı çocuklar üzerinden anlatmıştır. Filistinli çocuklar da onun için önemlidir:
Ona göre akıl ve yürek insanı hayvandan ayırır. İnsan zalimliğiyle, savaş
çıkarmasıyla dünyanın en vahşi hayvanıdır ancak dört yaşındaki Mekki’nin asıl
kızgınlığı zalimleri göstermeyen bütün aynalardır ve bir gün onları tuz buz
edecektir. Olayın kahramanları dokuz çocuklu bir ailedir. Çocukların isimleri
kendi çocuklarının adlarıdır. Baba Zarifoğlu gibi işten eve gelip çocuklarının
eğitimiyle ilgilenen bir babadır. Mekki, İsrail askerine taş atan -tıpkı
Tevrat’ta Calut’u taşlayan çocuk asker gibi- Filistinli çocuktur (Metin, 2012, s. 104)
Özetle Zarifoğlu Müslümanca hayatı anlatır. Onda Allah’a kul
olmak ön plandadır. Sadece Yürekdede ile Padişah’ta geçen değerler bunun
ipuçlarını verir: Besmele, namaz, cemaatle namaz, dua, adalet, merhamet,
tevazu, eş ilişkileri, alçakgönüllülük, selam, sır tutma, hak yememe, Allah
sevgisi, misafirperverlik, tebessüm…
O çocuk-insan ve insan ayrımına gitmez. Ama insan
tasavvurunda Müslüman, namaz kılan, dua eden, ahirete inanan bir kişi vardır. Zarifoğlu’nun
çocukları günahsızdır ve meleklere benzer. Onlar fiziki güçlerinin ötesinde bir
güce sahiptir.
Zarifoğlu’nun
insanları televizyonu iblisin bir oyuncağı olarak görür. Ölüm onlara yakındır.
Onların nefisleri onlara hem yoldaş hem düşmandır. Nefis terbiye edilmelidir.
Onlar ibadetlerini önemsemelidir ve inandıkları gibi yaşamalıdır. Zekat ve
sadakalarının toplumda saygı ve sevgiyi artıracağını bilmelidir. Toplumsa kaynaşma
için Cuma namazını ve selamlaşmayı ihmal etmemelidir. Onlar çocuk eğitimini
önemsemelidir. Çocuğun eğitiminde başrolün ailede olduğunu, dede-ninenin
değerleri yeni kuşağa aktardığını, komşunun kan bağı olan akraba olduğunu, toplum
kurallarının ailede öğrenildiğini bilmelidir.
Zarifoğlu erkeği kuvvetli ve koruyucu görür. Kadının saf
güzelliği vardır. Kadın-erkek ilişkisinde hicabı önemser. Aşk vardır ancak dile
gelirse niteliğini yitirdiğini düşünür. Ona göre eşler arası sevgi uzun evlilik
için şarttır. Anne şefkat abidesi, sığınak, uyarıcı ve öğretmendir. Baba bazen
ilgisiz bazen merhamet abidesidir.
Onun yöneticileri adaletli, halkı düşünen ve sevilen kişiler
olmalıdır. Bencil, makamını çıkarı için kullanan, insanlara zulmeden
yöneticileri istemez. Yalnız o düşmanıyla bile ahlak kuralları içinde hareket
edilmesini mühimser.
Kaynakça
Aksal, A. H. (2012). Cahit Zarifoğlu Şiirinde Doğa
ve Doğallık. Türk Dili, 3(728), 27-32.
Armağan,
Y. (2012). “İmge”den “Anlam”a Cahit Zarifoğlu’nun Poetikası. Divan
Disiplinler Arası Çalışmalar Dergisi, 17(32), 57-73.
Canberk,
E. (2001, Mayıs, Haziran, Temmuz). 1940 Kuşağı Şiiri ve Günümüz Şiirine
Etkileri. Hece, s. 102-108.
Çalışkan,
A. (2001). İslami Çocuk Edebiyatı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi, 409-436.
Çelik,
M. (2009, Temmuz-Ağustos). Mavera’da Bir Zarif Hamle: Okuyucularla. Şehrengiz(1),
11-17.
Çınar,
R. (1999). Cahit Zarifoğlu'nun Şiiri Üzerine Bir İnceleme. İzmir:
Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Çoşkun,
C. (1995). Stad. Şiir Dergisi, 10-14.
Doğan,
M. C. (1991). Cumhuriyet Dönemi Türk Şiirine Bakış. Göğ Ekin (İlhami
Çiçek'in Anısına).
Durant,
W. (2012). Medeniyetin Temelleri. ((. N. Muallimoğlu), Çev.) İstanbul:
Erguvan Yayınevi.
Düz,
C. H. (1991). İlhami Çiçek Anısına. Göğ Ekin (İlhami Çiçek Anısına).
Karaburgu,
O. (2016). İkinci Yeni Şiiri ve Cahit Zarifoğlu. International Journal of
Humanities and Education, 21-31.
Karaçam,
F. (2013). Abdurrahman Cahit Zarifoğlu. F. Karaçam içinde, Türkiye Diyanet
Vakfı İslam Ansiklopedisi (s. 135-137). Türkiye Diyanet Vakfı.
Karagözoğlu,
M. (2010). Mustafa Ruhi Şirin'in Çocuk Edebiyatına Dair Görüşleri.
İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yüksek Lisans
Tezi).
Kaya,
V. (2007). Cahit Zarifoğlu'nun Çocuk Kitaplarında Temel Değerler.
Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yüksek Lisans Tezi).
Kozlu,
Z. G. (2017). Cahit Zarifoğlu'nun Çocuklar İçin Yazdığı Şiirler. Akademik
Araştırmalar Dergisi, 397-404.
Metin,
H. (2012). Çocuk Sesinin Düzlüğünü Arayan Adam: Cahit Zarifoğlu Cahit
Zarifoğlu'nun Eserlerinden Çocuk İmgesi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yüksek Lisans Tezi).
Nurullah
Ulutaş, İsmail Süphandağı. (2013). Çocuk İmgesinin Cahit Zarifoğlu ve Paul
Eluard'ın Şiirlerinde Kullanımı. Turkish Studies, 1395-1406.
Oktay,
A. (1991). Cumhuriyet Dönemi Türk Şiirine Bakış. Göğ Ekin.
Sağman,
H. N. (2016). İslami Duyarlılık Çerçevesinde Cahit Zarifoğlu'nun Çocuk
Hikayeleri. İstanbul: Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü (Yüksek Lisans Tezi).
Sever,
S. (2008). Çocuk ve Edebiyat. İzmir: Tudem.
Sınar,
A. (2006). Türkiye'de Çocuk Edebiyatı Çalışmaları. Türkiye Araştırmaları
Literatür Dergisi (TALİD), 175-225.
Sürgit,
B. (2014). Cahit Zarifoğlu'nun Şiirlerinde Tasavvufun Görünüm Biçimleri. Turkish
Studies, 1289-1308.
Şirin,
M. R. (2000). 99 Soruda Çocuk Edebiyatı. İstanbul: Çocuk Vakfı
Yayınları.
Şirin,
M. R. (2006). Çocuğa Adanmış Konuşmalar. (H. S. Zengin, Röportajı Yapan)
İstanbul: İz Yayıncılık.
Şirin,
M. R. (2013). Cahit Zarifoğlu İçin Yetişkinlerin Çocuk Yazarı. Türk Dili,
13-24.
Şirin,
M. R. (2014, Mayıs 20). Medeniyet ve Çocuk. İstanbul: Çocuk
Vakfı-Çocuk Akademisi. Haziran 25, 2018 tarihinde
http://ww3.ticaret.edu.tr/bgur/files/2012/03/dersnotu_10_Mustafa-Ruhi-%C5%9Eirin.pdf
adresinden alındı
Terzi,
B. (2017). Bir Dağ Nasıl Söylerse Öyle: Cahit Zarifoğlu. FSM İlmi
Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 421-423.
Tosun,
N. (2014). Cahit Zarifoğlu ve Çocuk Edebiyatı. Mahalle Mektebi(17).
Yılmaz,
H. (2015). Sezai Karakoç'un Şiirlerinde Geçen Yılan ve Süt İmgelerini
Metinlerarası İlişkiler Bağlamında Okumak. FSM İlmi Araştırmalar İnsan ve
Toplum Bilimleri Dergisi, 279-310.
Zarifoğlu,
C. (1987). Konuşmalar . İstanbul: Beyan Yayınları.
Zarifoğlu,
C. (2009). Okuyucularla. (A. Ö. Mehmet Fidan, Dü.) İstanbul: Zarifçe.
Zarifoğlu,
C. (tarih yok). Okuyucularla (Mavera Dergisi, 17-24. Sayılar). (A. Ö.
Mehmet Fidan, Dü.) Zarifçe.
(Havva Nur BİYTUR-Ahmet USLU)