Translate

Cuma, Şubat 09, 2018

Farsça olumsuzluk ön ekleri (önek) bi/bî- ve na/nâ- ile oluşturulan kelimeler ve anlamları (biçare, namüsait)



"Bende yok sabr u sükûn, sende vefadan zerre
İki yoktan ne çıkar, fikredelim bir kerre."

Şair Nâbî yukarıdaki beytinde iki yokluktan bahsediyor. Aşıkta sabır, sevgilede vefa yoktur. İki yokluk düşünülünce de şairin mahlası çıkar: nâ-bî. Şair ustalıkla ismini cümle aleme ezberletiyor. Bugünkü yazıda şairin de adını oluşturan bu iki olumsuzluk anlatılacaktır.
Farsça bir önek olan bî-(ﺑﻰ), Osmanlı Türkçesine Farsça ve Arapçadan geçen kelimeler veya Türkçe kelimelerin başına gelerek onlara olumsuz bir anlam katar. Mesela “çâre” kelimesine eklenen “-siz” eki bu ekle karşılanabilir: bî-çare=çaresiz.
Aynı şekilde kelimelere eklenip yine onlara “-sız, siz; -maz, -mez, olmayan, değil” gibi anlam katan diğer önek de “nâ-”dır. (ﻧﺎön eki de Farsçaya ait bir yapıdır. Bu iki öneke ait örnekler ve anlamları:


Bîâmân
Amansız, insafsız, merhametsiz
Bîar
Ar ve hayâ duygusu olmayan, utanmaz
Bîbahâ, bîpaha
Pahâ biçilmez
Bîbaht
Bahtsız, tâlihsiz. 
Bîbâk
Korkusuz
Bîbedel
Benzeri olmayan, eşsiz.
Bîbehre
Nasipsiz, kısmetsiz, mahrum, behresiz
Bîcâ
Yersiz
Bîcan
Cansız
Bîçâre
Çaresiz, aciz, zavallı
Bîçun
Kendisine soru sorulamayan (Allah)
Bîdad
Adaletsiz, zalim kimse
Bîderd
Dertsiz, kedersiz, tasasız. 
Bîdireng 
1. Durmayan, dinlenmeyen, karar kılmayan 2. Süratli, hızlı, çabuk
Bîdiriğ
1. Esirgenmeden bol bol verilen
2. Elinden geleni tam olarak yapan, esirgemeden yapan
Bîedep
Edepsiz, terbiyesiz, hayırsız, arlanması utanması olmayan
Bîfâide

Faydasız
Bîgâh

Zamansız, vakitsiz 
Bîgaraz

Garazsız, kasıtsız, hâlis
Bîgış 

Hîlesiz, hâlis 

Bîgüman 

Şüphesiz, muhakkak
Bîgünah
Günahsız, masum, suçsuz
Bîhaber
Habersiz, bilgisiz
Bîhad, bîhadd
Haddi, hududu, sınırı olmayan, pek çok
Bîhayat

Cansız

Bîhemtâ
Eşsiz, benzersiz
Bîhesap, bîhisap
Sayısız, hesapsız, çok
Bîhod/ Bîhud
Kendinde olmayan, kendinden geçmiş
Bîhûde
Beyhude, boş, gereksiz, faydasız, boşuna (uğraş)
Bîhudut

 Sınırsız, sayıya gelmeyecek kadar çok. 

Bîhuş
Aklı başında olmayan, baygın, kendinden geçmiş, sersem, şaşkın
Bîhuzur
Huzursuz, tedirgin, rahatsız
Bîihtiyar

 Gayr-i ihtiyârî, irâdesi dışında, kendisi istemeden

Bîiştibah

Şüphesiz

Bîkâm

 İstediğini elde edememiş, kâm alamamış. 

Bîkarar
Kararsız, aynı halde kalamayan; huzursuz, rahatsız
Bîkes
Hamisiz, yalnız, kimsesiz
Bîmağz

Akılsız, beyinsiz

Bîmecal
Mecalsiz, halsiz
Bîmekân
1. Mekânı olmayan, mekânsız.
2.Yersiz, evsiz.
3. Serseri. 

Bîmisal

Benzersiz, eşsiz

Bîmuhâbâ
Korkusuz, pervasız, çekinmeden, sakınmadan, korkusuzca, pervasızca
Bînam
Adsız, isimsiz, adı sanı olmayan
Bînamaz
Namazsız, beynamaz, namazını eda etmeyen
Bînasip
Nasipsiz, kısmetsiz, talihi olmayan
Bînazir

Eşsiz, benzersiz

Bînevâ

Nasipsiz, zavallı, çâresiz, mahrum
Bînihâye
Sonsuz, nihayeti olmayan
Bînişan

Nişansız, işâretsiz, izsiz

Bîpâyan

 Sonsuz, sınırsız 

Bîpervâ
Korkusuz, pervasız, korkmadan, pervasızca
Bîsebeb, bisebep
Sebepsiz
Bîser ü bün

Başı sonu olmayan, saçma sapan

Bîsud
Faydasız, sonuçsuz, boş
Bîşek
Şeksiz, şüphesiz
Bîşübhe

Şüphesiz

Bîşümar
Sayısız, pek çok, haddi olmayan
Bîtab, bîtap
Halsiz, güçsüz, yorgun, bitkin
Bîtaraf
Tarafı yanı olmayan, bir tarafa ait olmayan
Bîvakt

Vakitsiz, zamansız

Bîvâye
Koruyucusuz, hamisiz, nasipsiz, mahrum, kısmetsiz
Bîzeban

Dilsiz, konuşmayan; konuşmadan

Bîzeval

Zevalsiz, geçici olmayan, bâkî

Nâbâliğ 

Bülûğa ermemiş, bâliğ olmamış 

nâbecâ   
Uygun olmayan, yersiz, uygunsuz, münasebetsiz
nâbedid   
Görünmeyen, görünmez, ortalıkta/meydan olmayan
Nâbehengâm 

Zamansız, vakitsiz, sırasız, nâbemevsim 

Nâbehre 

İyilikten nasîbi olmayan, nasipsiz 

nâbekâr   
İşe yaramaz, haylaz, arsız
Nâbemahal 

Yerinde ve uygun olmayan, yersiz, uygunsuz 

Nâbemevsim 

Zamansız, vakitsiz, sırasız, nâbehengâm

Nâbercâ 

Yersiz, uygunsuz, nâbecâ

nâbînâ   
Âmâ, kör, anadan kör
nâbud   
Yok, yok olan, mevcut olmayan, müflis, perişan, mahvolmuş
Nâcins 


1. Aynı cinsten olmayan.
2. Cinsi bozuk, aşağılık, soysuz 
nâçar   
Çaresiz, mecburen, ister istemez, başka yol kalmaması
nâçiz   
Değersiz, önemsiz, yok hükmünde, hiç, ehemmiyetsiz
nâdan   
Cahil, bilgisiz, kaba, gönül kırıcı, nobran
nâdîde   
Görülmemiş, eşi benzeri olmayan, nadir, ender, çok kıymetli, az bulunur
nâehil   
Bahsedilen iş konusunda yeteneksiz olan, o işin adamı olmama durumu
Nâfercam 

Sonu çıkmaz, boş, faydasız, uğursuz 

Nâgâh, nâgehan   
Ansızın, aniden, nagehan, zamansız, vakitsiz
nâgüvar   
Midede hazmolmayan, yenilip içilmeyen şey
Nâhah 

İstemeyerek, isteksiz olarak, bir şekilde, zorâki 

nâhak   
Haksız, boş, beyhude, abes
nâhalef   
Soyuna çekmeyen hayırsız evlat, haleflerine benzemeyen
Nâhemvar 

Uygun olmayan, uygunsuz, gayr-i muvâfık 

nâhoş   
Hoş olmayan durum
Nâhoşnûdî 

Hoşnutsuzluk, memnun olmama

Nâhoşnut 

Razı ve hoşnut olmayan, memnuniyetsiz, gayr-i memnun
Nâhudâ 

Allahsız, tanrı tanımaz

nâkâbîl   
Mümkün olmayan, kabiliyetsiz, cahil
Nâkâfi

Yetmez, kâfi değil 

nâkâm    
Arzusuna, muradına eremeyen, talihsiz
nâkes   
Hasis olan, zelil, alçak, insaniyetsiz, deni
Nâlâyık 

Lâyık olmayan, yakışmaz 

Nâmâdut 

Sayısız, sayılamaz, çok. 

Nâmağlûp 

Yenilmemiş, mağlûp olmamış. 

Nâmahdut 

Sınırsız, hudutsuz 

Nâmâlûm 

Bilinmeyen, meçhul.

Nâmatbû   
Basılmamış, tab edilmemiş
Nâmer’î

Geçerlilikten kalkmış, yürürlükte olmayan. 

Nâmer’î 

Görünmez 

Nâmert, nâmerd   
Korkak, mert olmayan, insaniyetsiz, alçak, sözünde durmayan
Nâmesbuk 

Daha önce benzeri hiç geçmemiş 

Nâmesmû

1. İşitilmemiş, duyulmamış.
2. Duyulmaya, işitilmeye değmez. 

Nâmeşrû

Meşrû olmayan, yasalara uymayan 

Nâmevcut, nâmevcud

Nâmevzun 


1. Ölçüsüz, âhenksiz, nispetsiz.
2. Vezni bozuk (şiir). 
Nâmihriban 

Sevgisiz, muhabbetsiz, şefkatsiz

nâmizaç   
Keyifsiz, hasta halli
Nâmurat, Nâmurad
İsteğine, arzusuna, muradına ulaşamamış
Nâmülâyim 
1. Uygunsuz, uymaz 
2. Sert, çetin. 

Nâmüsâit, nâmüsâid   
Elverişsiz, uygun olmayan, münasip değil
nâmütenâhî   
Sonsuz
Nâpâk 

Temiz olmayan, kirli 

Nâpeydâ 
1. Görünmeyen, belli ve âşikâr olmayan, gizli
2. Kaybolmuş, ortadan kalkmış

Nâpuhte 


1. Pişmemiş, çiğ 
2. mec. 
Olgunlaşmamış, acemi, toy

Nârefte 

Kimsenin geçmediği, geçilmemiş, gidilmemiş 

nâresîde   
Olgunlaşmamış, buluğa ermemiş
Nârevâ 

Lâyık olmayan, yakışmayan, yersiz 

Nâsaz   
Uymaz, aykırı, muvafık olmayan
Nâsezâ 

Lâyık olmayan, uygun düşmeyen 

Nâsüfte 
1. Delinmemiş, deliksiz 
2. Evlenmemiş (kız), bâkire. 

Nâşad   
Gamlı, kederli, mahzun, mükedder, şad, neşeli olmayan
Nâşekib (şikib) 

Sabırsız, sabrı kalmamış 

Nâşekîbâne 

Sabırsızlıkla

nâşinas   
Bilmeyen, bilmez, tanımaz
Nâşinîde, naşenide   
Duyulmamış, işitilmemiş
Nâşüküfte 

Açılmamış.

nâtamam   
Eksik, tamam olmayan, yarım kalmış
Nâtırâşîde 

Yontulmamış, kaba, terbiye görmemiş 

nâtüvan   
Kuvvetsiz, güçsüz, zayıf
Nâümit, naümid  
Ümitsiz, meyus, nevmit
nâyab
Bulunmaz, yok, benzersiz, eşsiz, nadir, ender


Ek:
bî-basiret: basiretsiz








2 yorum:

  1. Aynı anlamı katiyorsa hangi sözcüğe hangisini getirecegimize nasıl karar veriyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Buna kullananlar karar veriyor. Na-çar(e) ve bi-çare aynı anlama geliyor ve ikisi de kullanılıyor.

    YanıtlaSil

Yorumlarınızı bekliyoruz.