Türk edebiyatıyla tarih boyunca içli dışlı olan, Türk edebiyatına çok şey verip Türk edebiyatından çok şey alan köklü bir gelenek, tarih, edebiyat, medeniyet, kültüre sahip İran'ı ne kadar tanıyoruz? Bu yazıda İran hakkında kısa bilgiler verilecektir.
İran, Ortaasya düzlükleri ve Ortadoğu arasında yer alan bir
ülkedir. Meşhed, Tahran, İsfahan ve Tebriz gibi büyük ve kadim şehirlere sahip İran,
sedrsir-soğuk-yaylak ve germsir-sıcak-kışlak iki tür arazinin ortasındaki dağ
eteklerinde yer alan köy ve kentlere sahip bir ülkedir. 1000-1500 rakımlı,
kuzeyinde Deştikevir Çölü, güneydoğusundaki Deştilut Çukuru’yla başta Urmiye
olmak üzere çöküntülerindeki tuzlu gölleri, Elburz, Kopet, Horasan, Zağros dağ silsilesinin
Demavend, Alemkuh, Zerdkuh doruklarıyla kurak bir ülkedir. İran’ın kuzey ve
batısı nemli, güneyi sıcaktır. Karasal iklime sahiptir. Hazar, Sefidrud gibi
ırmaklara sahip, Avrupa-Sibirya, Arap-Akdeniz flora bölgesindeki kavşakta,
kendine has ve zengin bitki florası ve hayvan faunasıyla dikkat çekmektedir.
Ülkenin yüzde 11’i ormanlarla kaplıdır.
Güçlü bir nüfus artışana sahip ve hızla şehirleşen İran’da Farisi,
Türk, Kürt, Ermeni, Beluci, Afgan milletleri yaşar ve geçim kaynakları tarım
ürünleri, hayvancılık, petrol ve balık ürünleridir. Ülkenin yüzde 50’si Farisi
asıllı ve Farsça konuşmaktadır. Nüfusun yüzde 20’si Türkçe konuşmaktadır. Ülke
ayrıca tıpkı yörüklerde olduğu gibi yayla ve ova arasında gidip gelen
Moğolistan’dan sonra dünyanın en büyük göçebelerine sahip ülke unvanıyla farklı
bir konumdadır.
1908’de Mescidisüleyman’da bulunan petrol, Şarşeşm’deki bakır
yatakları, çinko, barit, uranyum, demir, kömür gibi madenlerden elde edilen
gelir, 1965’ten itibaren İran’ın elektrik, karayolu, demiryolu, iletişim
alanında altyapısının gelişimine büyük katkı sundu. Sanayide çalışan nüfus
oranının yüksekliğiyle (1986’da faal nüfusun dörtte biri) 1979’dan itibaren
uygulanan yeni ekonomik yaklaşım, İran-Irak Savaşı ve Amerikan ambargosuyla
yavaşladı ve yabancı sermayeyle İran sermayesi arasındaki ilişkiyi
sınırlandırdı. İran’daki işletmelerin yarısı Tahran-Kerec bölgesinde, sağlam
bir sanayi alt yapısına sahiptir. Çelik, otomotiv, elektirikli ev aletleri,
makine, alüminyum, kimya sanayisi ürünlerinden en ağır tüketim malzemelerine
hatta zenginleştirilmiş uranyum imal etmesiyle gündemi meşgul edebilecek kapasiteye
sahip İran’ın komşu ülkeleriyle ulaşım anlamında bağlantıları çok güçlü
değildir. (Bernard Hourcade-İslam Ansiklopedisi)
Ayrıca İran büyük bir çöldür, mimarisi basittir, güvenli değildir, eğitim
seviyesi düşüktür, yemek kültürü yoktur, gelenekleri sıkıcıdır, Batılı insanlar
sevilmez, eğlenceli değildir, tarihi zengin değildir diye düşünenlere, (Do'nt go to İran-İran'a gitmeyin) başlıklı şu video faydalı olabilir:
https://www.youtube.com/watch?v=nbjVrm6XS_A
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı bekliyoruz.