Translate

Perşembe, Nisan 05, 2018

Osmanlı Saray Görevlileri: İçoğlanlar / Gılmanlar









Osmanlı Saray Görevlileri: İçoğlanlar / Gılmanlar





Kaynaklara göre, Osmanlı Devleti’nde 15. asır ortalarından 19. asır başlarına kadar Enderun-Saray’da görev yapan kişilere içoğlan denmiştir.
Enderun iç, dahil, içyüz, gönül, saray teşkilatı, içerisi, harem dairesi demektir. Zıt anlamlısı dışarı, harici, dış, fazla anlamlarındaki birundur. Mesela Osmanlı hazinesi Enderun ve Birun olarak ayrılmıştır. Enderun padişaha ait hazineyi temsil eder. Saray dışındaki hazine Birun’dur.
İşte enderun denildiğinde saray kastedilmektedir. İçoğlanlar bir saray görevlisidir. Hristiyan çocukların devşirilmesi saraya alınan iç oğlanlara sarayda eğitim verilmiştir.





Osmanlı’da Topkapı, Galata, İbrahim Paşa ve Edirne saraylarında yetiştirildiği bilinen içoğlanların sadakati önemliydi. Sarayda devletin önemli işlerini yürüten bu görevlilerin içoğlanlarının en iyilerinden olmasına özen gösteriliyordu. Sır tutmak, tıpkı herhangi bir devletin teşrifat veya güvenlik görevlisi gibi düzgün bir fiziğe sahip olmak, dürüst olmak ve sadık olmak içoğlan seçiminde önemliydi. İlm-i Simya ve İlm-i Kıyafet seçimde kullanılıyordu. Ehliyet, liyakat ve sadakati iyi olanlar içoğlanlıkta kariyer basamaklarını hızlı tırmanıyordu. Eğitim uzun sürerdi ve binlerce kişiden ancak çok azı içoğlan olarak kabul edilirdi.





Kendisi de bir içoğlanı olan ve 17. Yüzyılda yaşamış Bosnalı Mehmed Halife Tarih-i Gılmani’de içoğlanların edebi ve ahlaki eğitimler aldığını, devlet terbiyesini bildiklerini söyler. Türkçe, Arapça, Farsça; ok atma, güreş, kılıç kullanma; hüsn-i hat; müzik ve dini eğitim aldıkları bilinmektedir.  
Enderun/İç bölümde Arz Odası, Büyük Oda, Küçük Oda, Hazine-i Hassa, Has Oda, Doğancılar Odası, Kiler Odası, Seferli Oda bulunurdu. Birun/Dış bölümde Kubbealtı (Kubbenişin), Altıbölük Halkı, Cebeciler ve Topçular, Müteferrikalar, Mehterhane, Saray Hastanesi, Saray Mutfağı bulunurdu. Padişah bu kadar kalabalık bir yapıyı yakın arkadaşı musahib ve sağır, dilsiz, cüceler vasıtasıyla idare etmiştir.



Seferli içoğlanı Mehmed Halife, Hz. Peygamber’in Hırka-i Şerif’in bulunduğu Has Oda’nın bir içoğlanın gelebileceği en güzel makam olduğunu vurgular. Giydikleri kıyafete göreve isim alan saray görevlilerinin bir kısmına, kaftan giydikleri için “kaftanlı”, dolamaçlı bir kıyafet giyenlerede de “dolamaçlı, dolamah” denmiştir. Hazine sorumluları için Hazine Odası, sarayın şerbet ve meyveleriyle ilgilenenlerin bulunduğu Kiler Odası, padişahın libas/elbiseleriyle ilgilenlerin bulunduğu Seferli Oda, doğan kuşu ve avla ilgilenen Bazyan/Doğancılar Odası’nı eklemek gerekir.



Has Oda’da ayrıca padişahın kılıcını taşıyan ve güvenlikten sorumlu silahdar/ tüfekçibaşı; padişahın kaftan, kürk ve yağmurluğundan sorumlu, padişah namaza giderken halka para saçan çuhadar/kürkçübaşı/kaftancı; padişahın ayakkabıları, atının üzengesiyle ilgilenen rikabdar; padişahın sarık ve giysilerini temizleyen tülbend ağası ve yardımcısı mihtah (anahtar) ağası bulunurdu. Padişah abdest alırken ibrikle hazır bekleyen ibriktar/güğümcübaşı, su veya şerbeti padişah için hazır eden küpdar da sarayda görev yapmıştır. Diğer bazı içoğlanlar: berberbaşı, peşkir oğlanı, içki sunan saki, sofracı, köpek bakıcısı mastıcı, papağan terbiyecisi duducıbaşı, tırnakçı, kahveci, kürdancı/hilalci, çantacı, sorguççu, kampiyeci. Bazı görevler zaman zaman kaldırılmış veya bazı görevlerin yenileri konmuştur.
İçoğlanların, sarayda eğlence düzenledikleri, atlas, diba, serenk, şib kaftanlar giydikleri, çeşitli kumaşlardan takke/takye, kuşak, terlik kullandıkları, çeşitli buhur, anber ve kokular kullandıkları bilinmektedir.


Müsteşrikler veya Avrupalı ilim adamları ve sanatçıların zaman zaman bu sistemi eleştirdikleri veya bu kurumları eşcinsellikle ilişkilendirdikleri görülmektedir. Her büyük devlette olumlu-olumsuz bir davranışa rastlanabileceği muhakkaktır. Ancak Beyaz Saray’da birilerinin içki içmesi tüm Beyaz Saray’ı sarhoş yapmayacağı muhakkaktır. Bir başka gerçek de, içoğlanların bir kul, köle oluşudur. Kul durumunda olan da çeşitli vesilelerle Osmanlı tarafından devşirilenlerdir.


İçoğlanla eş anlamda kullanılan gılman kelimesi temelde Cennet’te vadedilen erkek köledir. Huri kelimesiyle kullanılır. Mesela Hüsrev ü Şirin’de Firaki Abdurrahman Çelebi kelimenin “erkek köle, Cennet’e hizmet gören delikanlılar” anlamını kullanır:
Gehi hur ile işret kılurdı (hur=huri)
Gehi gılman ile sohbet kılardı
Şiirde gılman kelimesi daha çok huri, Cennet kelimeleriyle yan yana kullanılmıştır. Mesela Çakeri sevgilisinin huriye benzediğini düşünmektedir:
Niderler Cennet ü gılmanı sensiz
Ki anda sana benzer huri çoktur
Özetle bugün devlet idaresinde güvenlik, teşrifat ve tefrişat, mutfak, hediye, giyim gibi işleri Osmanlı sarayında devşirilen içoğlan tarafından yürütülmüş, içoğlan bu görevlere gelmeden belli eğitim ve aşamalardan geçmiştir. Padişahın en yakınında iç ve dış bütün sırları bilen insanlar olarak içoğlanlarda aranan en önemli vasıf sadakate olmuştur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz.