Sanat, Edebiyat, Dil, Kültür; Osmanlı Türkçesi / Osmanlıca örnek metin ve okunuşları
Translate
Sayfalar
Pazar, Mayıs 29, 2022
Koç-, koc-, koçmak, koçdum, koçtum
Neşet Ertaş – Şu Garip Halimden (Gönül Dağı) Şarkı Sözü
Neşet Ertaş – Şu Garip Halimden (Gönül Dağı) Şarkı Sözü
Şu garip halimden bilen işveli nazlı
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen
Datlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen
Datlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen, neredesin sen
Ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen
Bütün dertlerim anlayıp gönlümü bilen
Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen, neredesin sen
Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen, neredesin sen
Sinemde gizli yaramı kimse bilmiyo
Hiç bir tabip bu yarama melhem olmuyo
Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyo
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen, neredesin sen
Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyo
Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen, neredesin sen
Musa Eroğlu-Mihriban Şarkı Sözü
Musa Eroğlu-Mihriban Şarkı Sözü
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışım çözülmüyor Mihriban, Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü, ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban, Mihriban, Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü, ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban, Mihriban, Mihriban
Yar deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor, şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor, üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban, Mihriban, Mihriban
Lambada titreyen alev üşüyor, üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban, Mihriban, Mihriban
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama, arama
Her nesnenin bir bitimi var ama, var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban, Mihriban, Mihriban
Her nesnenin bir bitimi var ama, var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban, Mihriban, Mihriban
Neşet Ertaş-Yalan Dünya Şarkı Sözü
Neşet Ertaş-Yalan Dünya Şarkı Sözü
Hep sen mi ağladın, hep sen mi yandın
Ben de gülemedim yalan dünyada
Sen beni gönlümce mutlu mu sandın
Ömrümü boş yere çalan dünyada
Ah, yalan dünyada, yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Sen ağladın, canım, ben ise yandım
Dünyayı gönlümce olacak sandım
Boş yere aldandım, boşuna kandım
Rengi gözümde solan dünyada
Ah, yalan dünyada, yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Bilirim sevdiğim, kusurun yoktu
Sana karşı benim gayet de çokdu
Felek bulut oldu, üstüme yağdı
Yaşları gözüme dolan dünyada
Ah, yalan dünyada, yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Ne yemek ne içmek ne tadım kaldı
Garip bülbül gibi feryadım kaldı
Alamadım, eyvah, muradım kaldı
Ben gidip ellere kalan dünyada
Ah, yalan dünyada, yalan dünyada
Yalandan yüzüme gülen dünyada
Cumartesi, Mayıs 28, 2022
Kazım Koyuncu-Hoşça Kal Şarkı Sözü
Kazım Koyuncu-Hoşça Kal Şarkı Sözü
İşte gidiyorum, bir şey demeden
Arkamı dönmeden, şikayet etmeden
Hiçbir şey almadan, bir şey vermeden
Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum
İşte gidiyorum, bir şey demeden
Arkamı dönmeden, şikayet etmeden
Hiçbir şey almadan, bir şey vermeden
Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum
Ne küslük var ne, pişmanlık kalbimde
Yürüyorum sanki, senin yanında
Sesin uzaklaşır, her bir adımda
Ayak izim, kalmadan, gidiyorum
Ne küslük var ne, pişmanlık kalbimde
Yürüyorum sanki, senin yanında
Sesin uzaklaşır, her bir adımda
Ayak izim, kalmadan, gidiyorum
Gerdiğin tel, kalbimde kırılmadı
Gönül kuşu, şarkıdan yorulmadı
Bana kimse sen, gibi sarılmadı
Işığımız sönmeden, gidiyorum
Gerdiğin tel, kalbimde kırılmadı
Gönül kuşu, şarkıdan yorulmadı
Bana kimse sen, gibi sarılmadı
Işığımız, sönmeden, gidiyorum
Çarşamba, Mayıs 18, 2022
Fuzuli Var Redifli Gazeli: Aşık-ı Sadık Menem Mecnun'un Ancak Adı Var
16. yüzyılın büyük şairi Fuzuli, üç dilli bir şairdir. Türkçe yazdığı şiirlerinde Azerbaycan Türkçesi özellikleri net biçimde görülür. Mecnun'un ancak adı var sözleriyle zihinlerde yer eden ve Fuzûlî'nin Türkçe Dîvân'ında yer alan “var” redifli gazelinden hareketle bu etkileri göstermek mümkündür.
Aşık-ı sadık ne demek?
Var redifli gazelde geçen aşık-ı sadık benim ifadesi, gerçek aşık anlamında kullanılır. İfade şiirde (aşık-ı sadık benim / Aşkı sâdık menem) "benim" şeklinde değil "menem" şeklinde yazılmıştır. Fuzuli'nin gazelleri ve açıklamalarında bu tarz ifadelere bolca rastlanır.
Bende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var şiiri ve anlamı
Aslında bu ifade gazelin bir parçasıdır. Şair Fuzuli kendisinde Mecnun'dan fazla aşıklık yeteneği olduğunu, Mecnun sadece adının olduğunu iddia ediyor. "Bende mecnun'dan füzun aşıklık istidadı var / Aşık-ı sadık benem mecnun'un ancak adı var" ifadesi aslında bahsedilen gazelin ilk beytini oluşturuyor.
Bende mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var söz sanatları
Şair Fuzuli var redifli gazel birçok söz sanatına başvuruyor. Mecnun'un, Ferhad'ın, Şirin'in isminden bahsederek bu hikayeleri hatırlatıyor ve telmih sanatı yapıyor.
Gül-bülbül gibi ifadelerde istiare sanatına başvuruyor. Gül ifadesiyle sevgiliyi, bülbül ifadesiyle aşığı kasteden Fuzuli bunları açıkça ifade etmediği için istiare sanatı yapıyor.
Gönül kelimesinde teşbih sanatına başvuran Fuzuli, gönlü gezen bir kuş gibi tarif ediyor.
Bin feryadı ifadesinde abartı sanatına başvuran Fuzuli, şad-naşad ifadelerinde de tezat yapıyor.
Aşağıda bu şiirin tamamı yer almaktadır: Mecnun'un ancak adı var sözleri ve aşık ı sadık menem Mmecnun'un ancak adı var Türkçesi
Bende Mecnun'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var
Âşık-i sâdık benim Mecnûn'uñ ancak adı var
(Bende Mecnun'dan fazla aşıklık kabiliyeti var, gerçek aşık benim, Mecnun'un ancak adı var.)
N'ola kan dökmekte mâhir olsa çeşmim merdümi
Nutfe-i Kâbil'dir ü gamzeñ kimi üstâdı var
(Gözüm bebeği kan dökmekte beceriklidir ki bakış okun, hocası Kabil'in soyundandır.)
Kıl tefâhur kim seniñ hem var ben tek âşıkıñ
Leyli'niñ Mecnûn'ı Şîrîn'iñ eğer Ferhâd'ı var
(Leyla'nın Mecnun'u, Şirin'in ise Ferhad'ı var. Senin benim gibi aşığın olduğu için övün. )
Ehl-i temkînim beni beñzetme ey gül bülbüle
Derde yok sabrı anıñ her lâhza biñ feryâdı var
(Ey gül, beni, derdine sabrı olmayan ve her an bin feryad eden bülbüle benzetme. [Zira zaten temkin ehlindenim], hastayım.)
Öyle bed-hâlim ki ahvâlim görende şâd olur
Her kimiñ kim devr cevrinden dil-i nâ-şâdı var
(Öyle kötü haldeyim ki her kimin zamanın eziyetinden mutsuz gönlü varsa benim halimi görünce sevinir. )
Gezme ey göñlüm kuşu gâfil fezâ-yi aşkta
Kim bu sahranıñ güzer-gehlerde çok sayyâdı var
(Ey gönül kuşum, aşk semasında şuursuz gezme. Çünkü bu çölün geçiş noktalarında çok avcı var.)
Ey Fuzûlî aşk men'in kılma nâsihten kabûl
Akl tedbîridir ol sanma ki bir bünyâdı var
Cumartesi, Mayıs 14, 2022
Roman ve hikaye farkı
Kendi içinde tutarlı, bir veya daha fazla anlatıcının tahkiye ettiği, olay halkalarının kişi, mekan ve zamanı kapsayacak şekilde anlatılması olarak tanımlanabilir. Karakter sayısı, olayların çokluğu, giriftliği ve derinliği, zamanın genişliği, kelime sayısı açılarından hikayeden ayrılır ve roman hikayeden daha kapsamlıdır. Hikayenin nerede bittiği romanın nerede başladığı konusu tartışmalı olsa da roman ve hikaye farklarını maddeler halinde şöyle sıralamak mümkün:
- Roman kişi/karakter/tip sayısı çok hikayede azdır. Kişi tasvirleri hikayede daha sınırlı, romanda daha uzundur.
- Romanda iç içe geçmiş birçok olay halkaları bulunurken hikayede olay/lar daha az, basit ve tek denebilir. Olaylar hikayede çok derine inmeden verilirken romanda olaylar daha derindir.
- Romanda mekan/yer unsurları daha fazla iken hikaye daha sınırlı, az mekanda geçer. Mekan tasvirleri hikayede daha kısa, romanda daha uzun olabilir.
- Romanda tema, konu detaylı irdelenirken hikayede konu daha yüzeysel incelenir.
- Hikayede durum (Çehov tarzı) ve olay (Maupassant tarzı) kategoriler bulunur. Romanda ise macera, tarihi, psikolojik, aşk, biyografik gibi türler bulunur.
Cuma, Mayıs 06, 2022
Türk Edebiyatındaki Cemşid ü Hurşidler
İlk defa İranlı şair Selman-ı Savecî tarafından yazıldığı kabul edilen Cemşid ü Hurşid mesnevisi, Türkçeye de farklı şairler tarafından tercüme edilmiş veya tercümenin boyutlarını aşarak telif, telif-tercüme hüviyetinde Cemşid ü Hurşid mesnevileri kaleme alınmıştır.
Çin Fağfuru'nun oğlu Cemşid ve Rum Kayseri'nin kızı Hurşid arasındaki aşk hikayesinin anlatıldığı mesnevininin orijinali 2968 beyittir. Çift kahramanlı bir aşk hikayesi olan Cemşid ü Hurşid, Nizami'nin Hüsrev ü Şirin'i, Emir Hüsrev'in Hüsrev ü Şirin'i diğer çift kahramanlı aşk hikayeleriyle ortaklıklara sahiptir.
Türk Edebiyatındaki ilk Cemşid ü Hurşid, Ahmedî'ye aittir. Eserle ilgili Nihad Sami Banarlı'nın Dastan-ı Tevarih-i Müluk-ı Al-i Osman ve Cemşid ü Hurşid Mesnevisi ve Mehmet Akalın'ın Ahmedî (1403), Cemşid ü Hurşid adlı çalışmalar mevcuttur.
İkinci Cemşid ü Hurşid ise Cem Sultan'a aittir. 2. Bayezid'in rakibi Fatih Sultan Muhammed'in oğlu Cem Sultan'ın yine Selman-ı Saveci'den tercüme ettiği eser, klasik mesnevi yapısına uygun olarak münacaat, tevhid, , nat, medhiye, sahabeler, devrin padişahına övgü, sebeb-i telif, hikaye ve hatime bölümlerinden oluşmaktadır. Eser 1478'de yazılmıştır. Eserin orijinal ismi Ayat-ı Uşşak, lakabı ise Cemşid ü Hurşid'tir. Eseri 19 yaşında yazan Cem Sultan'ın mesnevisinin Kütahya Vahit Paşa ve Ankara İlahiyat nüshaları mevcuttur. Vahit Paşa nüshası ile ilgili çalışmayı Münevver Meriç Okur, İlahiyat nüshasıyla ilgili çalışmayı Adnan İnce yapmıştır.
Şair Abdi'nin kaleme aldığı tercüme ise 2. Selim adına yazılmıştır. 1558'de yazılan bu eser Süleymaniye Kütüphanesi'ndedir.
Hubbi Ayşe Kadın tarafından da bir Cemşid ü Hurşid yazıldığını tezkireci Aşık Çelebi yazmış ve birkaç beyit örnek vermiştir.