16. yüzyılın büyük şairi Fuzuli, üç dilli bir şairdir. Türkçe yazdığı şiirlerinde Azerbaycan Türkçesi özellikleri net biçimde görülür. Mecnun'un ancak adı var sözleriyle zihinlerde yer eden ve Fuzûlî'nin Türkçe Dîvân'ında yer alan “var” redifli gazelinden hareketle bu etkileri göstermek mümkündür.
Aşık-ı sadık ne demek?
Var redifli gazelde geçen aşık-ı sadık benim ifadesi, gerçek aşık anlamında kullanılır. İfade şiirde (aşık-ı sadık benim / Aşkı sâdık menem) "benim" şeklinde değil "menem" şeklinde yazılmıştır. Fuzuli'nin gazelleri ve açıklamalarında bu tarz ifadelere bolca rastlanır.
Bende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var şiiri ve anlamı
Aslında bu ifade gazelin bir parçasıdır. Şair Fuzuli kendisinde Mecnun'dan fazla aşıklık yeteneği olduğunu, Mecnun sadece adının olduğunu iddia ediyor. "Bende mecnun'dan füzun aşıklık istidadı var / Aşık-ı sadık benem mecnun'un ancak adı var" ifadesi aslında bahsedilen gazelin ilk beytini oluşturuyor.
Bende mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var söz sanatları
Şair Fuzuli var redifli gazel birçok söz sanatına başvuruyor. Mecnun'un, Ferhad'ın, Şirin'in isminden bahsederek bu hikayeleri hatırlatıyor ve telmih sanatı yapıyor.
Gül-bülbül gibi ifadelerde istiare sanatına başvuruyor. Gül ifadesiyle sevgiliyi, bülbül ifadesiyle aşığı kasteden Fuzuli bunları açıkça ifade etmediği için istiare sanatı yapıyor.
Gönül kelimesinde teşbih sanatına başvuran Fuzuli, gönlü gezen bir kuş gibi tarif ediyor.
Bin feryadı ifadesinde abartı sanatına başvuran Fuzuli, şad-naşad ifadelerinde de tezat yapıyor.
Aşağıda bu şiirin tamamı yer almaktadır: Mecnun'un ancak adı var sözleri ve aşık ı sadık menem Mmecnun'un ancak adı var Türkçesi
Bende Mecnun'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var
Âşık-i sâdık benim Mecnûn'uñ ancak adı var
(Bende Mecnun'dan fazla aşıklık kabiliyeti var, gerçek aşık benim, Mecnun'un ancak adı var.)
N'ola kan dökmekte mâhir olsa çeşmim merdümi
Nutfe-i Kâbil'dir ü gamzeñ kimi üstâdı var
(Gözüm bebeği kan dökmekte beceriklidir ki bakış okun, hocası Kabil'in soyundandır.)
Kıl tefâhur kim seniñ hem var ben tek âşıkıñ
Leyli'niñ Mecnûn'ı Şîrîn'iñ eğer Ferhâd'ı var
(Leyla'nın Mecnun'u, Şirin'in ise Ferhad'ı var. Senin benim gibi aşığın olduğu için övün. )
Ehl-i temkînim beni beñzetme ey gül bülbüle
Derde yok sabrı anıñ her lâhza biñ feryâdı var
(Ey gül, beni, derdine sabrı olmayan ve her an bin feryad eden bülbüle benzetme. [Zira zaten temkin ehlindenim], hastayım.)
Öyle bed-hâlim ki ahvâlim görende şâd olur
Her kimiñ kim devr cevrinden dil-i nâ-şâdı var
(Öyle kötü haldeyim ki her kimin zamanın eziyetinden mutsuz gönlü varsa benim halimi görünce sevinir. )
Gezme ey göñlüm kuşu gâfil fezâ-yi aşkta
Kim bu sahranıñ güzer-gehlerde çok sayyâdı var
(Ey gönül kuşum, aşk semasında şuursuz gezme. Çünkü bu çölün geçiş noktalarında çok avcı var.)
Ey Fuzûlî aşk men'in kılma nâsihten kabûl
Akl tedbîridir ol sanma ki bir bünyâdı var
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı bekliyoruz.