Nizamülmülk ne demek?
Kelime, devletin nizamı anlamına gelir. Nizam ve mülk kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulmuş bir isim tamlamasıdır. Nizamülmülk, devletin düzeni, devletin nizamı demektir. Nizam-düzen, mülk-devlet demektir. Buradaki mülk kelimesinin mal anlamıyla ilgisi yoktur. Adalet mülkün (devletin) temelidir ifadesindeki anlamıyla kullanılır. Nizam ül mülk ifadesindeki ül () Arapçada iki kelime terkip-tamlama oluşturulmak istendiğinde kullanılır ve iki kelime arasında tamlama kurar. Kelimenin yazılışı nizamü'l-mülk şeklindedir.
Nizamülmülk kimdir? Nizamülmülk kim?
Nizamülmülk öncelikle devletin iki numarası bir vezirdir. Bugünkü adıyla başbakandır. Nizamü'l-Mülk (1018-1092) onun sıfatıdır. Tam adı Hasan b. Ali b. İshak'tır. İran'nın Tus şehrinde doğmuştur. Büyük Selçuklu Devleti'nin sadrazamıdır. İranlıdır. Şair Ömer Hayyam ve Batini/Haşhaşi Hasan Sabbah ile okuldan arkadaştır. Sultan Alparslan ve Sultan Melikşah dönemlerinde vezirlik yapmış, Büyük Selçuklu Devletinde etkin bir rol üstlenmiştir. Gazneliler'de siyasi kariyerine başlamış, 1040 Dandanakan Savaşından sonra Büyük Selçuklu Devletinde kariyerinin zirvesine ulaşmıştır.
Nizamülmülk nasıl öldürüldü? Nizamülmülk'ü kim öldürdü?
Nizamülmülk'ün ölümü, çocuklukta arkadaşı olan kişinin elinden oldu. Nizamülmülk, Hasan Sabbah ve Haşhaşilerin şer yuvası Alamut Kalesini kuşattı ve yolları kesti. Ancak nalları kaleye doğru gidiyormuş gibi iz yapan iki kişinin hilesini askerler fark edemedi. Sanki iki kişi kaleye girmiş görüntüsü verildi. Bu sırada hamamda bulunan Nizamülmülk, yemek yerken şikayetini dile getirmek için yanına geliyormuş havası veren bir fedai tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Hasan Sabbah'ın suikastla öldürdüğü Nizamülmülk'ün mezarı İran'ın İsfahan şehrindedir.
Nizamülmülk Medresesi
Nizümülmülk, şöhretini hak eden devlet adamlarındandır. Onun tarafından temelleri atılan Nizamülmülk Medresesi ya da medreseleri, sonraki yüzyıllarda Anadolu Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devletinin eğitim sistemine model olmuştur. Nizamülmülk medreseleri olarak bilinen ve kendi adıyla anılan bu medreseler, İslam dünyasında örnek teşkil etmiştir. Bu medreselerin en büyüğü Bağdat'taki Nizamiye Medresesi'dir. Amul, Basra, Belh, Herat, İsfahan, Musul, Nişabur gibi şehirlerde benzer medreseleri kuran Nizamülmülk, Büyük Selçuklu Devleti'nin eğitim kurumlarının banisi konumuna yükselmiştir.
Siyasetname nedir? Siyasetname ne demektir? Siyasetname'nin konusu nedir?
Siyasetname, ulemanın devlet yönetimiyle ilgili sultanlara öğütlerini içeren eserler için kullanılan bir tabirdir. Siyaset usulü nasıl olmalıdır. halk ve saray ilişkileri nasıl yönetilir, adil yönetici kimdir, adaletle yönetmek nedir gibi birçok sorunun cevabı bu tip kitaplarda yer alır.
Arapça siyaset ve Farsça name kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuş bir kelimedir. Siyaset kelime olarak hayvanı özellikle de atı tımar etmek, yola getirmek, terbiye etmek, bakmak anlamına gelir. Kullanılan anlamıyla vali olmak, hakim olmak, idare etmek, düzene koymak, tedbir almak demektir. Name ise mektup demektir. İdare mektubu gibi bir anlam vermek mümkündür.
Siyasetname Nizamülmülk tarafından Büyük Selçuklu döneminde yazılmış mıdır ya da Siyasetname ne zaman yazılmıştır?
Evet, Nizamülmülk'ün Siyasetname adlı eseri Selçuklu döneminde yazılmıştır. Büyük Selçuklu Devleti 1040 Dandanakan öncesinde kurulmuş 1157 Katvan Savaşı ile yıkılmıştır. Nizamülmülk ise 1092'de ölmüştür.
Siyasetname kimin eseridir?
Siyasetname, Nizamülmülk'ün yazdığı bir eserdir. Ancak Göktürk Kitabeleri'nden Kutadgu Bilig'e bilinen birçok siyasetname örneği vardır. Türk, Arap ve Fars edebiyatlarında, İslam ve dünya edebiyatında çok sayıda siyasetname örneği mevcuttur.
Nizamülmülk eseri: Siyasetname
Devlet yönetiminde etkin bir konumda olan Nizamü'l Mülk
(Devletin Nizamı), burada edindiği tecrübeleri Siyasetname adlı eserinde
toplamıştır. Siyasetname formunda kaleme aldığı eserinde devlet yönetimi için
sultanlara önemli tavsiyeler verir. Siyasetname'yi fasıllar biçimde yazmıştır.
Kitap, 51 fasıldır. Eserini yazarken öğütleri, hiikmetleri, atasözlerini, Kuran
yorumunu, Peygamber hadislerini, diğer peygamber hikayelerini, adil
padişahların hikayelerini ve diğer tarihi bilgileri kullanmıştır.
Prof. Dr. Kadir CANATAN'a tarafından yapılan kavramsal okumaya göre kitabın temel kavramları şunlardır: beytülmal, meşveret (danışma), avam-havas, reaya, kabul günü (merasim, ziyaret), adalet, temsilci, kethüda (kahya), zahid ve abid.
Kitapta kısaca şu ana fikirler işlenir:
1. Allah her asır ve zamanda halkın içinden birini seçerek
onu padişahlık sanatlarıyla övülmüş ve süslenmiş kılar. Dünyanın işlerinden ve
kulların huzurundan onu sorumlu kılar, fesat; karışıklık ve fitneyi ortadan
kaldırır.
2. Devlet ve
toplumda üç kesim vardır: Akıl ve bilgi sahibi padişah, sorumluluk sahibi
hizmetkarlar/bürokrasi ve itaat etmesi gereken halk, reaya, teba. Padişah,
isminin ebedi kılmak için dünyanın imarına başlar. Allah, soyu ve
liyakat-imanın sağlamlığından ötürü padişaha bu yetkiyi verir.
3. Padişah için,
din işlerini araştırıp farz ve sünnetleri korumak, Allah’ın emirlerini yerine
getirmek, din alimlerine hürmet etmek, onların nafakalarını Beytülmalden ayırıp
tayin etmek, zahid ve abidlere saygı göstermek vaciptir. Beytülmalden
kendilerine aylık verilirse eşrafa hıyanet etmez ve rüşvet almaya mecbur
olmazlar. Neticede eşrafın/tımar sahiplerinin işi doğru yürüyerek gelir temin
edilir.
4. Padişahlar,
kuvvetli görüş ve ihtisas sahibi kişilerle meşveret yapmalıdır. Dayanak Kuran
gösterilir: "Ey Muhammed! Bir iş yapacağın zaman işinde onlara
danış." (Ali İmran, 3/159) Meşveret esnasında muhalif olanlar da
görüşlerini açıkça söylemeli ve konu tartışılmalıdır. Meşveret yapmadan
icraatta bulunan padişah bencil ve zayıf görüşlüdür.
5. En iyi
sultanlar alimlerle düşüp kalkanlar, en fena bilginler padişahlarla birlikte
olanlardır (Süfyan-ı Sevri) İlim adamları farklı beklentilerle saraya
gelmemelidir. İhtisasları doğrultusunda yönetime destek sağlamalıdır. Sultan da
alimlerin/ulemanın görüşlerini sürekli almalı ancak onlara nüfuz etmeyi
düşünmemelidir.
Sarayda düzenlenecek merasimlerde protokol sırası
şöyledir: Akrabalar, meşhurlar, mevki
sahipleri ve en son diğer kişiler. Ziyaret, teker teker kişilerle yapılmazsa ve
toplu halde olursa hiyerarşi gözetilmez. Merasimler sık sık yapılmalıdır.
7. Siyasetnameler
mevcut durumu da yansıtırlar. Sarayda işret meclisi kurulduğu hafta bir veya
iki gün gelmiş, alışkanlık peyda etmiş kişilerin gelmesine izin vermek gerekir.
Gelmesi mahzurlu olmayan kimselere geleceklere gün bildirilir. Özel işret
olduğu günlerde, şahıslar bu toplulukta yerlerinin bulunmadığını bilmelidir.
Saraya gelenler evlerinden yiyecek veya şarap getiremezler. Sultan dünyanın
kethüdası/en büyük lideridir dolayısıyla kullarının iaşesini sağlayabilir.
8. Adalet için
sarayın karşısına gelenler başlarına gelenin cevabını almadan ayrılmaz. Ancak
yabancılar sarayın halka kötü davrandığı zehabına kapılabilir. Derdi olanlar
bir yerde toplanıp bunları kağıtlara yazar ve içlerinden 5 kişi bunu saraya
getirir.
Siyasetname örnekleri veya Nizamülmülk'ten Örnek Bölümler:
Siyasetname içeriği nasıldır? Siyasentname içeriği nedir? İşte Nizamülmülk'ün 55 fasıllık Siyasetname faslından iki örnek:
Din ve Şeriat İşlerinin Esaslı Tetkik ve Teftişine Dair
Din işlerinin tetkiki, farz ve sünnetlerin muhafazası, Allahü Teâlâ’nm buyruklarının icrası, din ulemasına ihtiram ve geçimlerini beytülmâlden temin ve tayin, zahit ve dervişleri aziz tutmak padişahların üstüne vaciptir. Haftada bir yahut iki defa din ulemasını huzurunda kabul edip, Hakk Teâlâ’nın emirlerini bizzat onlardan dinlemek, Kur’an tefsiri ve Resulallahın hadislerini, geçmiş adil padişahların hikâyelerini ve peygamber kıssalarını onların ağzından can kulağıyla dinleyerek gönlünü dünya meşgalesinden kurtarır. Huzurunda âlimler için münazaralar tertip ederek bilmediği bir mevzu var ise öğrenme, bildiklerini ise pekiştirme imkânı bulur. Şayet bir süre böyle devam ederse bunu alışkanlık haline getirir ve zamanla peygamber efendimizin hadislerinden, şeriat hükümlerinden ve Kur’an-ı Kerim tefsirinden ezberleyesiye malumat sahibi olur. Dinî, dünyevî konularla ilgili takınacağı tutum, izleyeceği çözüm yolları hakkında aydmlandığı takdirde yüksek vicdan, adalet ve muhakeme gücü sayesinde hiçbir dini eğri, mezhebi bozuk kişi onu hak yoldan ayıramaz; memleketinde kötü emeller ve sapkınlıklar ortadan kalkarak muazzam işler icra eder. Kendi devrinde ahlaksızlığın, yolsuzluğun ve ihtilafların kökü kazınır. Hakkaniyetli eller kuvvet kazanarak bozguncular hüsrana uğrar. Bu âlemde adı iyi olarak anılırken diğer cihanda da nice menzillere nail olarak büyük sevaplara ve sonsuz kurtuluşa erer ve dahi halk onun devrinde ilim tahsiline daha fazla rağbet eyler.
Vekil-i Has ve İşlerinin Niteliğinin Revnakına Dairdir
Saray harcamalarına nezaret eden bir vekilin bulunması devrimizde fena şekilde unutulmaya yüz tutmuştur. Bu görev öteden beri mutfak, şaraphane ve has içkiler, has ahır, şehzadeler ve diğer yakınlar için yapılan harcamalardan sorumlu olan nam salmış, muteber birisine verilirdi. Her ay, hatta her gün meclis-i âlide bulunup memleket ahvali hakkında söyleşmeli; her an huzura varıp durum tespitinde bulunarak fikir almalı; olan bitene, alıp verdiğine ilişkin malumat vermelidir: Görevini yerine getirip, işlerini icra edebilmesi için kendisine azami ölçüde hürmet ve itibar edilmelidir.
Kaynak:
NIZAMU'L-MULK
HASAN ALİ YÜCEL KLASİKLER DİZİSÎ
FARSÇA ASLINDAN ÇEVİREN: MEHMET TAHA AYAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı bekliyoruz.