Translate

Pazartesi, Ekim 08, 2018

Baki'nin Hayatı, Sanatı ve Eserleri

Sultanu’ş-Şuara Baki’nin Hayatı, Sanatı ve Eserleri 
(Bâkî (باقي) (d. 1526-27?-ö. 1008/1600))

Çocukluğu, Eğitimi ve Arkadaşları
1526/7’de İstanbul’da doğan Bâkî mahlaslı Mahmud Abdülbaki’nin babası Fatih Camii müezzini Mehmed Efendi’dir. Fakir bir ailenin çocuğu olan Baki, gençliğinin ilk yıllarında bir görüşe göre saraç (At takımları, eyer ve koşum yapan veya satan kimse) çırağı diğer bir görüşe göre serraclık (cami kandillerinin yakılması ve bakımı) yapmıştır. Sonrasında medresede Karamanizade Mehmed Efendi’den ders alan Baki’nin okul arkadaşları Nevi, Üsküplü Valihi, Edirneli Mecdi, Hoca Sadeddin, Karamanlı Muhyiddin olmuştur. İlim öğrenmenin yanında Zati gibi şairlere nazireler yazan Baki, nokta ve çizgilere bakarak Beyazıt Camii’nde remilcilik/falcılık yapan Zati’nin sanat muhitine sık sık uğramıştır.

Baki’nin Kasideleri ve Kariyeri Başlıyor
Hocası Karamanizade Mehmed Efendi için yazdığı “sünbül” kasidesiyle kendini edebiyat dünyasına kabul ettiren Baki, 1552’de Süleymaniye Medresesi’nde ders veren Kadızade Şemseddin Ahmed Efendi’den ders aldı. 1555’te Nahcıvan seferinden dönen Kanuni Sultan Süleyman’a takdim ettiği kasideden sonra bina eminliği yapan Baki, 1556’da Halep’e kadı olan hocasıyla gitti ve kadı naipliği (vekilliği) yaptı. Burada hocasına “raiyye”, Halep Beylerbeyi Kubad Paşa’ya “hilal” kasidesini sunan Baki, Mecmau’l Havas tezkiresi yazarı ve Şah Abbas’ın kütüphanecisi Sadıki-ı Kitapdar’la yakınlık kurdu.

1560’ta hocası Halep kadılığından istifa edince o da hocasıyla İstanbul’a döndü. Konya’da Şeyhülislam Ebussuud’un Şam’a kadı  olan oğlu Mehmed Çelebi’ye “nuniyye” kasidesini sunan Baki, ondan aldığı mektup ve Ebussuud’a sunduğu “lamiyye” kasidesiyle saray çevresine yaklaştı. Sonrasında Sadrazam Rüstem Paşa’ya, Filibeli Şeyh Mahmud’a (Baba Efendi) ve Rüstem Paşa’nın ölümüyle yerine geçen Semiz Ali Paşa’ya kasideler sundu. 1561’de danişmend (kadı yardımcısı/kıdemli medrese öğrencisi), iki sene sonra mülazım (müderrislik öncesi stajyerlik) ve 1564’te 25 akçeyle müderris oldu.

Şeyülislamlığa Giden Yol: Kazaskerlik
Rumeli kazaskeri Hamid Efendi bu atamayı usulen reddederken padişahın fermanıyla Silivri Piri Mehmed Paşa Medresesine 30 akçeyle atamayı kabul etmek zorunda kaldı. Baki, hemen birkaç ay sonra Murad Paşa Medresesi’ne nakledilince burada Kanuni’ni şiirlerine nazireler yazdı ve ona kasideler sundu. Kanuni de ona Keşşaf, Hidaye ve Ekmel kitaplarının birer nüshasını hediye etti. Baki’nin maddi-manevi zenginleştiği bu yıllarda 1566’da önce babasını hacda, hamisi Kanuni’yi Zigetvar’da (Sigetvar) kaybetti.

Kanuni’nin Ölümü: Baki’nin Yükselişi Başlıyor
Kanuni’nin ölümü üzerine meşhur mersiyesini yazan (Kanuni Mersiyesi) Baki, mersiyenin son bölümüyle 2. Selim’den (1566) cülusiye (yeni tahta çıkan padişahın dağıttığı bahşiş/ler) aldı. Baki caizeyi (armağan, bahşiş, hediye) yetersiz bulurken Murad Paşa müderrisliğini de kaybetti. 1569’da Mahmud Paşa, 1571’de Eyüp Medresesi müderrisliklerine kadar saraydan uzak kalan (mazuliyet) Baki, münşeat sahibi Feridun Bey aracılığıyla Sokullu Mehmed Paşa’nin himayesine girdi. Padişahın gazelerini tahmis ve tanzi eden ve ona kasideler sunan Baki bunun karşılığın 1573 Sahn (Saray) ve 1575 Süleymaniye (3. Murad dönemi) müderrisliğiyle aldı. Baki’nin 2. Selim yerine oğlu 3. Murad’ı tercih ettiğini ima eden bir gazelle 3. Murad’ın hışmına uğramasında şairi dostları kurtardı. Şiirin Nami’ye ait olduğu beyanıyla dostları şairi kurtarırken, kayıtlar şiirin Baki’ye ait olduğunu ortaya koymuştur. Baki, 1571 Edirne Selimiye, 1579 Mekke kadılığı (1000 altın terakkiyle-önceki görevindeki başarısından ötürü verilen para), 1584 ve 1586 İstanbul kadılığı (1585 azil) ve 1586-1588 yılları arası ve 1591’de yeniden Anadolu Kazaskeri oldu. Mekke’de tercüme ettiği “El-İʿlâm fî ahvâli beledi’llâhi’l-harâm” adlı eseri padişaha takdim eden ve “Muradi” mahlasıyla şiirler yazan padişahın şiirlerine nazire yazan Baki bu yıllarda zaman zaman aziller yaşasa da çoğu zaman saraya yakın yaşadı.

Şeyhülislamlık Yolunda
Bazı kadıların şikayetleri ve Şeyhülislam Bostanzade Mehmed Efendi’nin Baki aleyhine küfür ve rüşvet iddiaları karşısında padişahın hocası Sadeddin Efendi’ye başvuran Baki, Bostanzade’nin yerine geçmek istediyse de 1592’de  Rumeli Kazaskeri olabildi ve buradan emekli edildi. Çok istediği şeyhülislamlığa ulaşamayan Baki, 3. Mehmed’in 1594’te tahta geçişiyle padişaha sunduğu kasidelerle tekrar Rumeli Kazaskeri oldu ama Şeyhülislam Bostanzade’nin müdahalesiyle 1595’te tekrar görevden alındı. Sadrazam Hadım Hasan Paşa’nın vezirazam oluşuna kadar üç yıl kaside sunup görev bekleyen Baki, 1598’de üçüncü kez Rumeli Kazaskeri oldu. Şeyhülislamlığı da mektep arkadaşı ve padişahın hocası Hoca Sadeddin Efendi’ye kaptıran Baki, hamisi Hadım Hasan Paşa’nın idamıyla ümitsizliğe düştü ve aynı yıl istifa etti. Bir yıl sonra ölen Sadeddin Efendi yerine Sunullah Efendi’nin tayiniyle tamamen yıkılan Baki, 1600’de öldü. Cenazesini Sunullah Efendi Fatih Camii’nde kıldırdı ve naaşı Edirnekapı’da mezara verildi.

Baki’nin Şöhreti: Sultanu’ş-Şuara
Yaşadığı dönemde zorluklar yaşasa da hep el üstünde tutulan Baki, şairlikte ve devlet makamlarında şöhreti yakalamış bir insandır. Devlette “şeyhülislam” olamayan Baki, şiirde “sultanu’ş-şuara” unvanıyla anılmıştır. Türkçeyi aruza uydurmak için imale ve zihafı (hece uzatma ve kısaltma) asgariye indirip şiirde söyleyişi zirveye taşıyan şair, hızlı yükselişinin etkisiyle çağdaşlarının hicivlerine konu olmuştur. Kasideleriyle şöhret bulmuş ancak gazelleri bir o kadar başarılı bir şair olan Baki, aşk-içki-eğlence-zevk meclislerinin tercümanı olmuştur. Tevhid, münacaat, na’t gibi dini-tasavvufi temalı şiirlere Divan’ında yer vermeyen Baki; İstanbul’u, doğayı, devrinin zenginliğini, yaşadığı cemiyetin canlılığını büyük bir başarıyla yansıtmıştır. Sohbeti hoş, nüktedan, şen-şakrak, dürüst ve iyiliksever olarak bilinen şairin Şeyhi mahlaslı Şeyh Mehmed (ö.1630) ve Faizi mahlaslı Abdurrahman (ö.1666) adlı müderris ve kadı olan iki evladı vardır. Eğlenceye de düşkün olduğu bilinen Baki’nin Fatih Yeni Nişancıpaşa’da mescidi ve mahallesi vardır.




Baki’nin Eserleri


Divan: Kanuni’nin isteğiyle tertip edilmiştir. Şiir yazdıkça esere ilave eden Baki’nin bu eserinin çok sayıda nüshası mevcuttur.
Fezâilü’l-cihâd: Eser, Muhyiddin Ahmed b. İbrâhim’in Meşâriʿu’l-eşvâk ilâ mesâriʿi’l-ʿuşşâk adlı Arapça eserin tercümesidir. 1567 Sokullu Mehmet Paşa’nın emriyle yazılan eser cihadın faziletlerini anlatır.
Meâlimü’l-yakın fî sîreti seyyidi’l-mürselîn: Bir siyer kitabı olan eser, Şehâbeddin Ahmed b. Hatîb el-Kastallânî’nin el-Mevâhibü’l-ledünniyye bi’l-minahi’l-Muhammediyye adlı siyerinin tercümesidir. Şair eseri Sokullu’nun isteğiyle çevirmiştir.
Fezâil-i Mekke: Sokullu Mehmed Paşa’nın emriyle çevrilen bir başka kitaptır. 16. Asır Arap müellifi Kutbüddin Muhammed b. Ahmed el-Mekkî’nin el-İʿlâm fî ahvâli beledi’llâhi’l-harâm adlı eserinden tercüme eden Baki, Mekke’de kaldığı yıllarda eseri çevirmiştir. Mekke’nin tarihi, faziletleri, Osmanlı sultanlarının Kutsal Topraklardaki hayratlarından bahseden eser, güzel bir Türkçeyle kaleme alınmıştır.

(Kaynak: İslam Ansiklopedisi-Mehmet Çavuşoğlu)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz.