Translate

Çarşamba, Ekim 10, 2018

Nedim: Hayatı, Sanatı, Eserleri (1681-1730)

Nedîm (نديم) (d.1681- ö. 1143/1730): Aşk, Eğlence, Neşe ve Zevk Şairi

Yine tenhâ elime girdi hele cananım
Bûs edince lebini ağzıma geldi cânım
Gece yıldız sayar iken bu dil-i nâlânım
Doğdu nâ-gâh güne; gibi meh-i tâbânım


Nedim, İyi Bir Eğitim Aldı
Asıl adı Ahmed olan Nedim, İstanbul’da 1681 yılında doğduğu tahmin edilmektedir. Babası Kadı Mehmed Efendi, annesi Karaçelibizadelerden Saliha Hatun, dedesi Merzifonlu Mustafa Muslihüddin Efendi’dir. Dedesi çirkin lakapları yüzünden Mülakkab Mustafa Efendi olarak şöhret bulunca Nedim’e de bazen “Mülakkabzade” denmiştir. İyi bir eğitim alan Nedim; devrinin ilimlerini ve Arapça-Farsçayı öğrenmiştir. Eğitimini tamamlayınca Şeyhülislam Ebezade Abdullah Efendi’nin de bulunduğu bir heyetin imtihanıyla hariç medresesi müdderrisi oldu.

Hamisi Nevşehirli Damat İbrahim Paşa Mesleği Müderrislik
Lale Devri’nde (1718-1730) devlet adamlarına kasideler sunarak 3. Ahmed (1703-1730) döneminde şiirleriyle tanınmaya ve saraya çevresine girmeye başladı.  Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’nın faaliyetlerine kıta ve kasideler yazıp tarih düşürünce o da Nedim’in hamisi oldu. İbrahim Paşa’nın hafız-ı kütübü ve heyetlerinde tercüman olarak çalışan Nedim, 1726’da Mahmud Paşa Mahkemesi naipliğine atandı. 1727’de Molla Kırimi, 1728’de Nişancı Paşa Atik Medresesi 1729’da Sahn-ı Seman Medresesi müderrisi oldu.

Nedimane Gazeller
Nefi’nin kasidenin, Nabi’nin gazelin büyük temsilcisi olduğu bir dönemde “Nedimane” bir gazel tarzıyla kendini kabul ettiren Nedim; şiirinde güzel bir Türkçeyle içki ve eğlenceyi anlatmıştır. Lale Devri’nin Üslubunun, dili kullanmadaki ustalığının farkında olan ve kendine güvenen şair şiirine mahlas koymayı bile gerek görmez:

Ma‘lûmdur benim sühanım mahlas istemez
Fark eyler anı şehrimizin nüktedanları

İyi Bir Dil İşçisi: Nedim
Dil işçiliğindeki titizliği, aruza hakimeyeti, kafiye-rediflerdeki ustalığı, konuşma diline hâkimiyeti onun musammat, gazel ve şarkılarının günümüze kadar bestelenmesini sağlamıştır. Lale Devri Opereti için Muhasipzade Celal, Nedim’in 28 şiirini bestelemiştir. Enfi Hasan Ağa onun şiirlerini besteleyen başka bir bestekârdır.

Üslup ve İfadede Mahallileşme
Necati Bey ve Ahmet Paşa’nın başlattığı, Baki ve Şeyhülislam Yahya’nın zirveye taşıdığı mahallileşme/yerlilikte 18. Yüzyılda Nedim bayrağı devr almıştır. Halk şiiri ve Divan şiirin üslup ve ifadede yakınlaşması, gerçek hayattan alınan kelimelerin şiirde kullanılması şeklinde anlaşılabilecek mahallileşme cereyanı Nedim ayrıca heceyle yazdığı iki koşmayla katılmıştır.

Aşk, Zevk, İçki, Eğlence, Göksu, Sadabad…
Nedim birçok şaire nazire söylemiş, birçok şair de Nedim’in şiirlerini tanzir etmiştir. Lale Devri’yle bütünleşen şairin şiirlerinde Sadabad’, Göksu Deresini ve oradaki eğlenceleri görmek mümkündür:

Göksu bir nâ-hoş havâ şimdi Çubuklu pek zihâm
Sevdiğim tenhâca çekdirsek mi Sa'd-âbâda dek
Ey şûh Nedîmâ ile bir seyrin işitdik
Tenhâca varup Göksuya 'işret var içinde
Çubuklu Göksu sair gûşe gûşe müntezihler hep
Zamân-ı devletinde oldu her biri cihan-pîrâ


Çekdirüp pek seheri doğruca Sa'd-âbâda
Tutayım zinde iken cennet-i a'lâda makam

Varayım hâk-i tarab-nâkine yüzler süreyim
Bir gün olsun alayım bari felekden bir kâm

Havzdan kevser-i pâkîzeyi nûş eyleyeyim
Kasrdan bûy-ı cinânı edeyim istişmâm

Iyd ola fasl-ı bahar ola da Sa'd-âbâdın
Zevkini eylemeyim sıhhat olur bana haram

Lale Devri Bitti, Nedim Öldü
Dedesi linçle öldürülmüştür. Hassas bir aile ortamında büyüyen Nedim’in karakterinde sürekli bir korku kalmıştır. Ölümüyle ilgili rivayetlerden birinde şairin illet-i vehimeden kurtulmak için içki ve afyon kullandığı bu yüzden titreme hastalığından öldüğüdür. Diğer rivayet ise Patrona Halil İsyanı sırasında korkudan çıktığı damdan düşerek öldüğüdür. Kesin olan 1730’da 49 yaşındayken öldüğüdür. Sekban Ali Paşa Medresesi müderrisiyken öldüğü bilinen Nedim’in kabri Üsküdar Karacaahmet Mezarlığı Miskinler Tekkesi bölümündedir.



Nedim’in Eserleri

Divan: Türk Tarih Kütüphanesi arşivindeki 1736 tarihinde istinsah edilmiş en eski nüshasının yanında farklı yerlerde 45 civarında nüshası vardır. Muhsin Macit divanın bütün nüshalarından tenkitli bir doktora metni ortaya çıkarmıştır. Eserde 166 gazel,  44 kaside, 80 sekiz kıta, 33 murabba, 23 müfred ve matla, 11 rubai,  3 mesnevi, 2 müstezad, 2 koşma, 2 mütekerrir müseddes, 5 tahmis, birer tane tardiye, muhammes, terkib-i bend, terci-i bend bulunur. Ayrıca 5 Arapça 39 Farsça şiir Divan’da yer alır.


Sahâifü’l-ahbâr: Lale Devri’nde kurulan tercüme heyetinde bulunan Nedim, Derviş Ahmed Efendi’nin Camiu’d-Düvel adlı Arapça eserin Türkçeye aktarılmasında bulunmuştur. Eser İbrahim Paşa’ya sunulmuştur.

Aynî Tarihi: Eser, Nedim’in de içinde bulunduğu komisyon tarafından çevrilmiştir. Eserin orijinali Bedreddin el-Aynî’nin ʿİkdü’l-cümân’ı dır ve İslam tarihini anlatır.


Şehid Ali Paşa’ya yazılan bir mülemma dilekçe, İzzet Ali Paşa’nın şaka yollu cevabına verilen mensur cevap, Safai Tezkiresi’ne takriz ve Münşeat-ı Aziziye’de kime yazıldığı belli olmayan bir mektup da Nedim’e aittir.

Nedim'in İstanbul Kasidesi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz.