16
- Merak etmeyin efendiler; demiş, benim kafamda beyin
ne arar? Beyinlisi değirmende kaldı!
İşte o hikaye, ha onlardan fikir sorulmuş, ha benim
külahımdan... Köre renk, sağıra ahen sorulur mu?
Biz Almanyanın cakasına tutulduk. Vilhelmin bıçkın edası,
tosun tavrı yok mu? Ağzımızın suyu akdı? Pehlivan
peşinden giden mahalle çocuğu gibi yalın ayak, başı kabak elde
yok, sırtta yok, arkasına takıldık, dünyaya meydan okuduk.
Şimdi cümlesi sulh-perver... Meşhur hikayedir: Nasreddin
H(v)aceye bir gün eşeğine çalı, çırpı yüklemiş, köye dönerken
"Acaba, demiş, şuna bir ateş versem tutuşur mu?" hemen
çubuğun uzatmış, derhal kuru dallar ateş almış... Biçare
merkep sırtında yangın, sağa sola koşar, ne yapacağını bilmezmiş.
Hoca bunun üzerine merkebe hitaben arkasından haykırmış: Aklın
varsa doğru göle koş!
demiş... Aynı iş; hiç asılsız, keyif için bizi
böyle harp ateşine yakanlar şimdi ardımızdan:
aklınız varsa doğru sulha koşunuz!
diyorlar. Evet, ortada kabahati üstüne alan yok;
şöyle biraz dokunaklıca mı yazdık: "Ayıp, şimdi sırası mı?"
itirazı hazır. Canım, benim yazmam sırasız oluyor da onun hala
meydanda koltuk kabarta kabarta gezmesi neden sıralı sayılıyor?
dedim ya, galiba bu muharebeyi ben açtım, yetmiş düvele ben meydan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı bekliyoruz.