Bugün daha çok çay, az da olsa kahve, neskafe/nescafe,
meşrubat, tütün, nargile gibi ürünlerin tüketildiği kahvehaneler ne zamandır
sosyal hayatın içindeydi?
Ahmet Yaşar’ın Osmanlı Şehir Mekanları Kahvehane Literatürü
adlı çalışmasına göre Şamlı Şems adında bir Suriyeli İstanbul Tahtakale’de ilk
kahvehaneyi 1554’te açmış.
Tarihçi Peçevi’ye dayandırılarak verilen bilgiye göre,
kahvehane önceleri kahve satılan, tüketilen bir yer olarak açılmış ancak kısa
sürede gündelik hayatın bir parçası olmuş.
Kahvehaneler tarihte çeşme, tekke, pazar, mahalle, sokak gibi
toplumun sosyalleştiği alanlar olurken, son yıllarda tarih dergileri, atölye
çalışmaları, tarih röportajları, edebi yazılar, popüler kültür dergileri kahve
ve kahvehaneden sıkça bahsetmektedir.
Sosyal bir mekân olarak çokça araştırmaya konu olan
kahvehaneler, yöneten ve yönetilenin karşı karşıya geldiği yerler olarak da
birçok araştırmaya konu olmuş.
Yarenlik etmek ve kahve içmek için farklı zümre ve
kültürlerden insanların bir araya geldiği mekanlar olan kahvehaneler, Osmanlı’da
saray, medrese, camiden farklı olarak sivil bir anlayışla ortaya çıktı.
16 ve 17. yüzyıllarda kahvehaneler, ‘miskinlerin buluşma
mekânı ve fitne yuvası’ olarak görüldü ve tepkiyle karşılaştı. İktidar 1567
yılında başta Suriçi İstanbul olmak üzere İstanbul’daki bütün kahvehaneler
kapattı.
4. Murat kahvehaneleri topyekûn kapatmaya yönelik şiddetli ve
kapsamlı girişimlerde bulundu. Sadece Eyüp ve çevresinde 120 kahvehane
kapatıldı. 16. yüzyılın ikinci yarısında ve 17. yüzyılın ilk yarısında ‘tehlikeli
yerler’ olarak görülen kahvehaneler ‘külliyen’ kapatıldı.
17. Yüzyıl ortalarından
itibaren otorite, ‘tehlikeyi’ önlemek için toptan kapatmak ve yıkmak yerine,
yekdiğerlerine ‘ibret olsun’ “ibreten lil-gayr” [başkalarına örnek olması]
babında tek tek bazı kahvehaneleri kapatarak bir tür yıldırma siyaseti takip
etti.
Kahvehane sayısı Kanuni Sultan Süleyman’ın hükümdarlığı
döneminde 50, 16. yüzyılın sonunda 600’e ulaştı. 19. yüzyılın başında bu sayı
2500’e çıktı.
Burçak Evren- Eski İstanbul’da Kahvehaneler, Taha Toros-
Kahvenin Öyküsü, Elias Petropoulos-Yunanistan’da Türk Kahvesi, Neriman Cahit-
Eski Lefkoşa Kahveleri ve Kahve Kültürü, Levent Kavas-Kahve ve Nargile, Ulla Heise-Kahve
ve Kahvehane, Wolfgang Schivelbusch-Keyif Verici Maddelerin Tarihi: Cennet, Tat
ve Mantık
Peki, bu kahvehaneleri kimler işletiyordu? 19. yüzyıl bir
esnaf yoklama defterine göre işletmecilerin hepsi Müslüman’dı. Esnaflaşmış
Yeniçeriler kahvehanelerin üçte birinin sahibiydi.
Kahvehaneler meddah, karagöz, ortaoyunu, âşık gösterileri gibi edebi, tiyatral, hicivli, dini, hazcı toplantıların yapıldığı yer olarak algılandığı için siyasi otorite buraları tehdit olarak algılamıştır.
Kahvehane müşterileri arasında en göze çarpan meslek grupları
esnaflar, tüccarlar, taşradan geçici olarak İstanbul’a gelmiş kişiler, kavas,
kâtip gibi düşük-orta dereceli devlet memurları ve askerler olduğu görülmekte
ve müdavimleri heterojen bir yapıya sahipti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı bekliyoruz.