Translate

Cuma, Kasım 19, 2021

Bir Mesnevi Örneği (Şair Nedim'in Bir Mesnevisi)

 

MESNEVİLER

 

Mesnevi DerEvsâf-ı Bâğ-ı Vefa Der-Zımn-ı Medh-i Kapûdân Mustafâ Pâşâ

 

Kanı saki ol câm-ı fırûze-reng

Değildir değildir zamân-ı direng

 

Eğer 'ömrüm isen de eyle şitâb

Ki fursat görürsün ki pâ-der-i rikâb

 

Ne sabr u tahammül ne tâb u tüvân

Yaman oldu hâlim uman el-amân

 

O mest-i tegâfül o hûnî nigâh

O mahmur manzar o'çeşm-i siyâh

 

Beni kıldı tâ şöyle mest ü harâb

Ki mest olur işitse buyum şarâb

 

Seni kim görüp olmadı mübtelâ

Belâsın â zâlim belâsın belâ

 

Heman dem ki duş oldu sana gözüm

Ne desem gerekdi unutdum sözüm

 

Biraz dur efendim ki fîkr eyleyim

Hele camı sun da işit söyleyim

 

Behey bî-mürüvvet behey bî-vefâ

Benim gibi 'âşık bulunmaz sana

 

Kılup çün ferş hâk-i pâyine yüzüm

Tedâ eyleyim hem yoluna özüm

 

Sirişkim mi eksik figânım mı yok

Niyâza münâsib zebânım mı yok

 

Ne vari bir dem şûh-i nahl-ı emel

Beni gark-ı nûr eyle rûyunla gel

 

Gel ey 'izz ü nâzın ciger-pâresi

Gel ey derdi dâğ-ı derim çâresi

 

Beri gel ki bir lahza ey şûh u şeng

Hem-âheng olalım çü tanbûr u çeng

 

Sana bir 'aceb dâstan söyleyim

Kulak tut ki sihri beyan söyleyim

 

Bu gün bir gülistana düşdü yolum

Ki oldu şu'ûrum tahayyürle güm

 

 Ne gördüm ki bulmuş cihan zîb ü fer

Değil bu cihan bircihân-ı diğer

 

Neşîb ü ferâz u yemîn ü şimal

Bütün 'izz ü ikbâl u câh u celâl

 

Ser-â-ser gül ü sünbül ü yâsemen

Çemen-der-çemend ir çemen-der-çemen

 

Beni aldı hayret bu gülsen nedir

Bu zîbende ma'şûk-ı pür-fen nedir

 

Kim etdi bu gülzân reşk-i behişt

Kimin hâsılıdır bu kâr u bu kist

 

Nedir nâmı kimdir tırâzendesi

Kime açılır rûy-ı nâzendesi

 

Olurken bu fikriyle her sû devân

Bu ebyâtı gördüm yazılmış 'ıyân

 

Hoşa nüzhet-âbâd-ı cennet-sirişt

Ki hâkinde müdgam mizâc-ı behişt

 

Çemen mi bu yahud gülistan mıdır

Dükân-ı tebessüm-fürûşân mıdır

 

Havası Mesîhâ-yı tab'-ı nizâr

Temaşâsı tiryâk-ı hâb-ı humar

 

Musaffadır âbı çü çeşm-i harûs

Gül-i âli dil-keş çü şerm-i 'arûs

 

O serv-i bülend o fezâ-yı cemîl

Çü 'ayş-ı 'arîz ü çü 'ömr-i tavîl

 

Eder camı lâle neması anun

Kebabı gül eyler havası anım

 

Zemininde güsterde dîbâc-ı hûr

Fezasında cârûb gîsû-yı hür

 

Güneş hâke üftâde bir Jalesi

Menin hâlesi bir kızıl lâlesi

 

Bahar öyle etmiş fezasında cûş

Sanırsın ki gerdana ermiş hurûş

 

Dizilmiş nihâlân-ı gül sû-be-sû

Katar ile gelmiş meğer reng ü bû

 

Biri birin etmiş çü hûban kenâr

Gülistan u bostan u bâg u bahâr

 

Leb-i havzı mâh-ı nevin paresi

Süreyyâ-feşân âb-ı fevvâresi

 

Ruhâmında ol denlü var ferr ü tâb

Ki yanındu çün şem'-i rûz âftâb

 

Olur âb-ı ber-ceste çarha memâs

Ki üstünde gerdun asılmış çü tas

 

Eder tab'ı fevvâresi der-kemend

Unır mevci 'Ömrün ayağına bend

 

Gülistana fevvâre cedvel çeker

Yahud haddelerden gümüş tel çeker

 

Hoşa dil-güşâ havz-i berrak u sâf

Cüvânanda var mı bu safvetde nâf

 

Ya ol selsebîl-i safa destgâh

Ki her mevci bir târ-ı nûr-ı nigâh

 

Şikenler yakışmış ana bî-kusûr

Çü çîn-i cebîn-i büt-i pür-gurûr

 

O târem felekden de berter gibi

Meh üstünde konmuş kebûter gibi

 

Gülün handesi şöyle pür-velvele

Ne mümkin ki bülbül de der-hâb ola

 

Hezâr anda gördü gülü der-kafes

Eder mi dahi âşiyânın heves

 

Takınmış fezasında serv-i sehi

Çü ser-gûş başında mihr ü mehi

 

Gül ü lâle bir birine 'işve-sâz

Hezâr ile kumrî hem-âvâz-ı râz

 

Gözündü çıkup târeme yâsemen

Tulü' etdi sandım Süheyl-i Yemen

 

Dırahşan neden sünbülün turrâsı

Meğer şâne urmuş mehin gurresi

 

Derununda var bir tırâzende kasr

Ki vermiş der ü bâmı eflâke 'asr

 

Oturmuş o kasr içre sadr-ı güzîn

Hidîv-i hüner-perver-i kâr-bîn

 

Eba-'an-ced ârâyiş-i câh u kadr

Peder-ber-peder mîr ü destur ü sadr

 

Çihan-sidr-ı zî-şân-ı gerdum-şükûh

Muzaffer sipehdâr-ı encüm-güruh

 

Hidîv-i hiredmend Aristo-gulâm

Hudâvend-i dârât u nâmûs u nâm

 

Cebininde nûr-ı asalet mübîn

Nigîninde fer ü celâlet rehîn

 

Kâpûdân-ı derya sipihr-i 'alâ

Semiyy-i Nebiyy-i güzin Mustafâ

 

Hariminde nesr-i felek hiç kes

Nigâmında simurg perr-i mekes

 

Kerem bezm-i hâsında hınâgeri

Himem evde doğmuş kemin çâkeri

 

Bu gülzân kıldı o sadr-ı dilîr

Cihân içre zâtı gibi bî-nazîr

 

Gülü iltifatı edüp hande-rûy

Bahârâna ahlâkı bahş etdi bûy

 

Olup perçem-i rahşı sünbül-feşân

Alemdârı idi bu serv-i revân

 

Bu gülzâr-ı nev-kilki inşâsıdır

Benefşe o inşânın imzâsıdır

 

Zemine edüp lûtf -ı tab'ı eser

Bu kaddi nihâl-i gül andan çeker

 

İlâhî be-hakk-ı behişt-i berin

Bu gülzârı eyle hazandan emin

 

Kılup sahibin dâ'imâ ber-karâr

Gülistanın eyle hemîşe bahar

 

Dil-i düşmen olsun hasedle dü nîm

Edüp vasf-ı zâtın hemîşe Nedim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz.