8. Gün
| Yazma | Konuşma | Okuma | Dinleme |
Perşembe | Cümle ve ilgili kavramlar deftere yazılacak ve fotoğrafı grubu atılacak. | 1. Her öğrenci cümlelerin ve ilgili kavramların ses kaydını gruba atacak. 2. Nedim'in şarkısından iki dörtlüğünün ses kaydı atılacak. | Aşağıda verilen metin ve şiir okunacak (Romanlarında bireyi ele alan Ahmet Hamdi Tanpınar'ın romanlarıyla ilgili metin). | Eşleşen öğrencilerden biri cümleyi okuyacak, diğeri gözleri kapalı kavramları ezbere söyleyecek. Her iki öğrenci de yapacak. |
Dinsel sürgün avları veya şölen-toy
ziyafetlerinde hece ölçüsüyle aşk, doğa, yiğitlik gibi konularının işlendiği
şiirlere denir.aaab, cccb şeklinde kafiyelenir. |
aaab, cccb;
koşuk, İslamiyet Öncesi |
Ama sizi kandırmak istemem; Ka’nın
eski bir arkadaşıyım ve Kars’ta başına gelecekleri daha bu hikâyeyi anlatmaya
başlamadan biliyorum ben. |
Postmodern,
Pamuk, Kar |
Hayır, hayâl ile yoktur benim
alışverişim İnan ki ne demiş isem görüp de
söylemişim Şudur benim cihânda en beğendiğim
meslek Sözüm odun gibi olsun hakikat olsun
tek |
Realizm,
Mehmet Akif |
Rumeli’de çıkan isyanı Gülnihal’de,
bir kalenin fedakarca kurtarılmasını Vatan yahut Silistre’de anlatır. |
Namık
Kemal, Vatan yahut Silistre, İslam Bey, Zekiye Hanım |
Felatun Bey ve Rakım Efendi’de Batılılaşmayı
şekilde ve yüzeyde arayanlar anlatılır. |
Ahmet
Mithat |
Fikret ve Süleyman Nazif’le
birlikte Servetifünun’un üç şairinden biridir. |
Cenap,
Elhan-ı Şita |
Servetifünun dili halktan uzak
elitlere yakın bir dildir. |
Halit Ziya,
Rauf, Fikret, Cenap |
Gül yaprağına döndü tekmesi
düşmanların Sunulan zehir değil, saplanan bıçak
değil |
Teşbih |
Fuzuli gazelleriyle, Nedim şarkılarıyla,
Bağdatlı Ruhi ve Ziya Paşa terkibibentleriyle, Nef’i kasideleriyle meşhurdur.
|
Nazım şekilleri,
aruz |
Cengiz Han, Köroğlu, Satuk Buğra Han,
Danişment Gazi destanları Türklerin cihat anlayışın yansıtan destanlardır. |
İslamî
dönem, doğal destan |
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Romanları
Romanlarında da merkezde birey bulunmakla birlikte bu birey kendisini kuşatan çevre ve çağla birlikte zamansal bir akış içerisinde sunulur. 1944’te tefrika edilip ancak 1975’te kitaplaştırılan Mahur Beste romanında bir müzik makamı olan mahur, romanın adı olur. Mahur Beste başka bir zamanda yaşayan, geleceğe değil de geçmişe ve hatıralara yönelen Behçet Bey'in hikâyesi olarak başlayıp onun hayatına giren insanların hikâyeleriyle genişler. Roman, Abdülhamit dönemi Osmanlı Türkiye’sinin sosyal ve siyasi çevreleri ile ilmiye sınıfının çöküşünü, kişilerin hayatları etrafında ele almaktadır. Romandaki Behçet Bey, Atiye, Atâ Molla, İsmail Molla gibi karakterler üzerinden dönemin hem bireysel ve hem de sosyal, siyasal, kültürel değişimleri dönüşümleri, çözülmeleri verilir ve bireylerin bir terkibe ulaşma çabalarında vardıkları başarısızlık, medeniyet değiştirme problemi etrafında işlenir. Roman "Baba ile Oğul", İki Dünür", "Behçet Bey'in Evlilik Yılları", "Garip Bir İhtilalci", "Hısım Akraba Arasında", "Eski Bir Konak" başlıkları ile ayrılmış yedi bölümden oluşur. Daha sonra Tanpınar, romanın tefrika edildiği Ülkü dergisinde romanın ana karakteri sayılabilecek Behçet Bey’e hitaben “Mahur Beste Hakkında Behçet Bey'e Mektup” adıyla mektup formunda bir metin yazar. Yani roman yedi bölüm ve bir mektuptan meydana gelmektedir. Yarım kalmış hissi veren romana yazarın eklediği mektup bu yarımlığı giderme niyeti taşırken, ayrıca yazarın, yarattığı karakterle diyaloğa girmesi nedeniyle postmodern bir etki de yaratır.
1948’de tefrika edilip 1949’da kitap olarak basılan Huzur romanı ise bu medeniyet değiştirme meselesine daha geniş bir perspektiften bakar. İhsan, Nuran, Suat ve Mümtaz isimli başlıkları bulunan roman bu dört ana karakter üzerinden yürür. Çağının trajik algı merkezli Ulysses, Mrs. Dalloway gibi bir günü anlatan modernist romanlarına da eşlik eden Huzur’da aktüel zaman, II. Dünya Savaşı’nın başlamasından önceki gündür. Roman 31 Ağustos 1939’da saat sabah 9:00’da başlar, ertesi gün saat sabah 9:00’da Almanya’nın Polonya’ya girdiği haberiyle son bulur. Yazar büyük bir başarıyla küresel değişim, dönüşümlerin yarattığı kaosu, bu değişim ve dönüşümlere ayak uyduramayan Türkiye’nin geçirmiş olduğu modernleşme süreçlerini ve bütün bunların bireylerin hayatlarını ne şekilde etkilemiş olduğunu nakleder. Roman, adının çağrıştırdığının tersine bireysel huzursuzluğun evrenselleşmesiyle son bulur. Romanın merkez karakteri Mümtaz, bütün bu huzursuzluğun, parçalanmanın simgesel ismine dönüşür.
1950’de tefrika edilip bazı eklentiler ve çıkarmalarla 1973’te kitaplaştırılan Sahnenin Dışındakiler romanı, “Mahalle ve Ev” ile “Hâdiseler” başlıklı iki ana bölümden ve her bölüm de on bir alt bölümden oluşur. Roman zaman olarak Mütareke dönemi İstanbul’unu anlatmaktadır. Bir nevi Huzur romanının öncesi etkisi yaratan eserde hem Mahur Beste’de ve hem de Huzur’da yer alan Behçet Bey, İhsan, Sabiha gibi karakterler söz konusudur. Roman, ana karakter Cemal aracılığıyla daha öncelere gitse de genel itibariyle 1920’lerin işgal İstanbul’unu, bir anlamda asıl sahne olan Ankara’nın, Anadolu’nun dışında, yani sahnenin dışında kalanları anlatır. Bu romanda da ülkenin geleceği meselesinin yanında modernleşememenin getirdiği sıkıntılara da yer verilir.
1961’de tarihli Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanı ise aynı sorunlara bu kez ironik çerçeveden bakmaktadır. “Büyük Ümitler”, “Küçük Hakikatler”, “Sabaha Doğru”, “Her Mevsimin Bir Sonu Vardır” isimli dört bölümden oluşan ve anlatıcı Hayri İrdal’ın anıları şeklinde düzenlenen romanda, Tanzimat’tan 1960lara kadar gelen süreçteki değişim, dönüşümler abes bir enstitü çerçevesinde ironik bir anlatımla söz konusu edilir. Saatleri ayarlamak gibi garip bir işlevi bulunan enstitü, katları arasında unutulan merdivenlerle esasen Türkiye’nin son birkaç yüzyılda geçirmiş olduğu batılılaşma hareketlerinin birbirleriyle bağlantısızlığını simgeler.
Nedim-Şarkı
Sevdiğim cânım yolunda hâke yeksân olduğum
Cümle yârân sana uşşâk olduğun bilmez misin
Gâhi Feyzâbâd’a doğru azmedip eyle safâ
Kaplatıp gül-penbe şâli ferve-i semmûruna
Sen açıl gül gibi zâr ile hezâr olsun Nedîm
Nedim
SÜRGÜN ÜLKEDEN BAŞKENTLER BAŞKENTİNE
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Yıllar geçti saban olumsuz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca'da Emirgan'da
Kandilli'nin kurşuni şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
SEZAİ KARAKOÇ
Başkanlık Sırası
1. | Tarık |
2. | Görkem |
3. | Elif |
4. | Sude |
5. | Ceren |
6. | Abdullah |
7. | Zehra |
8. | Efe |
Günlere Göre Eşleştirme Kurası
| Hüdayinabit | | |
Çarşamba | | | |
| Elif | vs | Tarık |
| Ceren | vs | Zehra |
| Görkem | vs | Sude |
| Efe | vs | Abdullah |
Perşembe | | | |
| Tarık | vs | Abdullah |
| Sude | vs | Efe |
| Zehra | vs | Görkem |
| Elif | vs | Ceren |
Cuma | | | |
| Ceren | vs | Tarık |
| Görkem | vs | Elif |
| Efe | vs | Zehra |
| Abdullah | vs | Sude |
Cumartesi | | | |
| Tarık | vs | Sude |
| Zehra | vs | Abdullah |
| Elif | vs | Efe |
| Ceren | vs | Görkem |
Pazar | | | |
| Görkem | vs | Tarık |
| Efe | vs | Ceren |
| Abdullah | vs | Elif |
| Sude | vs | Zehra |
Pazartesi | | | |
| Tarık | vs | Zehra |
| Elif | vs | Sude |
| Ceren | vs | Abdullah |
| Görkem | vs | Efe |
Salı | | | |
| Efe | vs | Tarık |
| Abdullah | vs | Görkem |
| Sude | vs | Ceren |
| Zehra | vs | Elif |
Üyelerin Rapor Cümleleri ve Görevleri
İnternet kapalı konumda bütün görevleri peş peşe Hüdayinabit'e atmak.
Yazma ödevini yaptım ve fotoğrafı gruba attım.
Cümle ve kavramların ses kaydını gruba attım.
Metin ve şiiri okudum.
Arkadaşım .... cümlelerle ilgili kavramları eksik/tam verdi.
Dinleme görevini tamamladım.
Başkanın Görevi ve Rapor Cümleleri
23.59'da bütün grup üyelerinin görevlerini yapıp yapmadığını denetlemek.
Grubu denetledim. Herkes görevini eksiksiz yapmış.
Grubu denetledim. ... adlı üye/üyeler cezaya kaldı ve danışmana ilettim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı bekliyoruz.