Translate

Çarşamba, Mart 07, 2018

Ahmed Mithat Efendi: 1882'de özel dersin piri, kağıd haffafı





tercüman-ı hakikat ile ilgili görsel sonucu

Osmanlı döneminde Osmanlıca/Osmanlı Türkçesi/Türkçe öğrenmek isteyenler acaba nasıl bir yol takip ediyordu? Hiç düşündünüz mü? Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Emre Çelik, Osmanlı İmparatorluğu'nda Yabancıların Türkçe Öğrenme Deneyimleri: Bir Mektubun Peşinde (1882) adlı çalısmasıyla bu sorunun cevabını aramış. Net bir cevap bulunamasa da arşiv belgelerinden ve hatıralardan önemli bilgilere ulaşş yazar. Merak edenler için yazının linki aşağıda. Ancak metin içinde geçen bir bölümde yazı makinası Ahmed Mithat Efendi’nin İngiliz çiftin kızlarına özel ders verdiği anlatılıyor. Tercüman-ı Hakikat dışında 1882’de özel ders işine giren Ahmed Mithat’ın anlatıldığı bölüm:


Amerikalı yazar, sokaklar ve kitaplara başvurarak Türkçe bilgisini geliştirdiğini söylemesine rağmen büyük ihtimalle birilerinden ders almış ya da almaktaydı. Bu durumda sorulması gereken, İstanbul’a gelen bir yabancının dil eğitimini kimlerden alabileceğidir. Bu soruya verilebilecek cevaplardan bir tanesini yine Ahmed Mithad Efendi’nin 1875 tarihli eseri Felatun Bey ile Rakım Efendi’de İngiliz Ziklas ailesi ve Rakim Efendi arasındaki hikâyede buluruz. Rakım Efendi, dönemin bürokratik işleyişine uygun olarak Hâriciye Kalemi’nde aylık almadan çalışması nedeniyle çeşitli ek işler yapmaktadır. Dönemin bir gerçeği olarak kimi kâtipler, Rakım Efendi’nin de yaptığı gibi özel şahıslar için dilekçe ve yazılar kaleme alarak “kâğıd haffaflığı” olarak adlandırılan  ek işten gelir sağlamaktadır (Findley 2011: 229). Bir arkadaşının teklifi üzerine İngiliz çiftin kızlarına Türkçe dersi veren Rakım Efendi, ilk başta haftada bir gün olan programını daha sonra iki güne çıkarmıştır. Altı aylık bir zaman zarfında “kızlar okuyup yazmayı öğrendikleri gibi ufak kelimeleri cümleleri yanlışsız okuyor hatta kurulan cümlelerin anlamlarını çıkartıyordu.”(Ahmed Mithad Efendi 2005: 45). Dönemin bir başka eseri Samipaşazade Sezai’nin Sergüzeşt’inde (1888) Çerkez köle Dilber gibi Türkçe bilmeyen kölelerin okula giderek Türkçe öğrenmeleri mümkündü (Samipaşazade Sezai 2003: 18).

Kaynak: http://dergipark.gov.tr/download/article-file/329734

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz.