Bir ismi
niteleyen kelimeye sıfat denir. Bu durum Farsçada da böyledir. Kitab-ı hûb (كتابِ خوب)
dendiğinde “hûb” kelimesi “kitâb” ismini niteleyen bir sıfattır. Sonundaki
kesre, esre de bu iki kelime arasında bir tamlama ilgisinin kurulduğunu
gösterir. Kitab burada vasıflandırılmış, nitelenmiş bir kelimedir ve kitaba mevsuf
denir. Türkçenin aksine Farsçada önce isim, sonra sıfat gelir. Eğer mevsuf/isim
olan kelimenin sonunda elif ve vav gibi ünlü bir ses veren (ا،و) harflerinden biri
varsa kelimeye kesre yerine izafet ye’si (ی) denen harf konur (روزهای سرد، پای كوتاه)
(ruzha-yı serd (soğuk günler) pa-yı kütah(kısa aykalı)).
Bazen
Farsçada Türkçede olduğu gibi sıfatın önce geldiği olur (نیكمرد،بداخلاق) (nik-merd (iyi adam),
bed-ahlak(kötü ahlaklı)). Sıfatlar her zaman tekildir: ders okuyan çocuk, ders
okuyan çocuklar. Sıfatlar yapıca müfred-tekil ve mürekkep –birleşik olmak üzere
ikiye ayrılır. Tekil olan sıfat (hûb-خوب), birleşik sıfatlar (hubru-خوبرو)
şeklinde olabilir.
Kelimenin
muzari köküne yapılan harf ilaveleriyle Türkçede sıfat fiil diye kullandığımız
sıfat-ı faili olur. Farsçada aşağıda gösterilen ekler bir ismin sonuna
getirildiğinde o ismi sıfat-ı faili diğer adıyla etken ortaç yapar. Kelimeler
bu haliyle –en, -an; -mış, -miş, -muş, -müş gibi bir anlam yüklenir.
Son eklerle
kurulan sıfatlar:
–bân (بان)(باغبان) (bağ-ban:
bahçıvan, bahçe işleriyle uğraşan)
–ber (بر) (رنجبر) (renc-ber:
rencber, zorluk-zahmet-eziyet çeken)
–ör,-ur (اور) (رنجبور)(renc-bur:
rencbur, zahmet çeken)
–kâr (كار) (زیانكار) (ziyan-kar:
zararkar, zarar veren) Diğer örnekler için tıklayınız.
–mend (مند) (كارمند) (Kar-mend:
karmend, iş yapan, memur)
–ger (گر) (آهنگر) (ahen-ger:
ahenger, demir döven, demirci)
–gin (گین) (خشمگین) (hışm-gin:
hışmgin, öfke saçan, öfkeli)
–ver (ور) (دانشور) (daniş-ver:
ilimver, ilimle uğraşan)
–gâr(گار) (آموزگار) (amuz-kar:
amuzkar, öğretmen)
–nâk (ناك) (بیمناك) (korku-nak:
korkunak: korkan)
Bazen
birleşik sıfatlar da sıfat-ı fail yapısını
oluşturabilir ve aşağıdaki şekillerde kurulabilir:
İki isimden
oluşabilir: (هنرپیشه، جفاپیشه) (cefa-pişe: cefapişe, cefa çektirmeyi, üzmeyi adet edinen,
mecazen sevgili) (hüner-pişe: hünerpişe: maharet, beceri sergileyen, oyuncu,
artist)
Bir isim,
bir sıfattan oluşabilir:
(زاغ چشم) (zâğ-ı çeşm: mavi gözlü)
Ön ek, isim
veya bir isim, ön ekten oluşabilir:
(be-nam, benam: namlı) (بنام)
(ba-akl: baakıl: akıllı) (باعقل)
(Cennet-âsâ: Cennetasa, Cennet gibi) (جنت آسا)
(şâh-vâr: şahvar, padişaha layık) (شاه وار)
Birleşik sıfatlar bazen
ism-i meful ve ismin birleşmesiyle oluşur: (آشفته حال) (aşüfte-hal: aşüftehal, dağılmış halde,
perişan)
Bazen bir isim ve
ism-i mefulden oluşur: (دل سخته) (dil-suhte: dilsuhte: gönlü, bağrı yanık, gönlü yaralı)
Bazen ar (ار) eki de
sıfat-fiil yapar: (گرفتار) (girif+tar, giriftar: tutulmuş)
Mensubiyet ifade eden
ve bir varlığa, bir yere, bir şeye mensup olmayı anlatan kelimelere sıfat-ı
nisbî (صفت نسبی) denir. Kelimelere –lı, -li, -lu, -lü gibi anlamlar yükler.
(Şirazî-Şirazlı)
(شیرازی)
(Mevlevî-Mevlana’nın
tarikatine mensup) (مولوی)
(dinî-dine
ait, dinsel) (دینی)
Bu farklı
şekillerde de yapılır:
(in,iyn,
sim+in, simin: gümüşe ait, mensup) (سیمین-ین)
(ine, yine,
sim+ine, simine: gümüşe ait, mensup) (سیمینه-ینه)
(gan,
bazar+gan: bazargan, bezirgan: alışveriş yapan, tüccar, kazancını ticaretten
sağlayan) (بازگان-گان)
(ane,
merd+ane, merdane: mertçe, adam gibi, merde/adama yakışır şekilde) (مردانه-آنه)
Sıfatların dereceleri
mutlak ve mukayeseli olmak üzere üç şekilde yapılır:
Mutlak sıfat (صفت ساده): (بد، زیبا، خوب)
(hub, ziba, bed; iyi, güzel, kötü )
Mukayeseli sıfat (صفت تفضیلی):
(خوبتر-تر)(hub+ter,
hubter: daha iyi)
Üstünlük sıfatı ( صفت علی): (داناترین-ترین) (dana+terin, danaterin: en bilgili)
Beraberlik sıfatları (صفت متساوی):
İki sıfatın beraberliğini veya eşitliğini gösteren sıfatlardır:
Çendan (چندان) (Gerçi,
her ne kadar, pek o kadar, onca, miktar)
Hemçend (همچند) (gibi)
Endaze (اندازه) (miktar)
Mutlak üstünlük
sıfatları ( صفت علی مطلق):
Kelimenin başına geldiğinde ona aşırılık ve üstünlük anlamları katar.
Çok bisyar (بسیار): (بسیار خوب)
Çok ziyad (زیاد): (زیاد گرم)
İyi, çok
nik (نیك):
(نیك سنگین)
Çok hayli (خیلی): (خیلی بزرگ)
Kaynak: İsmail Bangi-Farsça Dil Bilgisi (Grameri)
Kaynak: İsmail Bangi-Farsça Dil Bilgisi (Grameri)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızı bekliyoruz.