Translate

Salı, Mart 13, 2018

Çağatay Edebiyatı Tarihi: Ali Şir Nevai ve Hüseyin Baykara (Eserler, Hamseler, Mesneviler, Divanlar)




14. yüzyılda Türk dili, değişik Türk  devletlerinin vatanlarında ve dünyanın  üç kıtasında konuşulmuştur. Türkçe, Orta Asya Türkçesi (Çağatayca), Azeri Türkçesi, Anadolu- Osmanlı Türkçesi diye üç kola ayrılmıştır.

        Cengiz Han, (1162-1227) 1207’de Moğol İmparatorluğu’nu kurmuş, 1294 yılına kadar devam eden Moğol İmparatorluğu’nu dört oğlu arasında paylaştırmıştır. Çağatay kelimesi, Cengiz Han’ın ikinci oğlu ve bugün Kazakistan sınırları içerisinde yer alan Issık Gölü-Balkaş Gölü-İlı Irmağı üçgeninde devlet kuran Çağatay’dan gelmiştir.
Çağatay Han 1227-1242’ye kadar Moğol hükümdarı olmuştur. 1246’ya kadar Kara Hülegü, 1252’ye kadar Möngke, 1261’e kadar Kara Hülegü’nun dul karısı Organa, 1266’ya kadar Algu tahta geçmiştir. Bu kısa taht süreleri ve istikrarsızlık Çağatayların bağımsız biçimde yaşamısını engellemiştir. 1274-1306’da Çağatay soyundan Barak Han’ın oğlu Duva Han tekrar bağımsızlığı elde etmiştir.
Bu parlak dönem, 1306-26 Kebek'le devam etti. 1326-33 Tarmaşirin döneminde devlet ikiye ayrıldı. Çağatay birliği tekrar 1347-1363 yılları arasında Tugluk Timur döneminde gerçekleşmiştir. O zaman kadar Çağataylılar’a  bağlı yaşayan Timur, 1370 yılında Semerkant'a gelip burayı Timurluların merkezi yapmış ve ülkesini Doğu Türkistan'dan Anadolu'ya kadar genişletmiştir.
Timur'un ölümünden sonra devlet merkezinin Semerkand'tan Taşkent'e taşınması yüzünden ihtilaf çıkmıştır.
Semerkand'taki beyler Şahruh'un, Taşkentliler de Timur'un torunu Halil Sultan'ın bey olmasını istediler. Sonuçta Şahruh ve Halil Sultan anlaştı. Şahruh Herat'a geri döndü, Semerkand'ın idaresi Şahruh'un oğlu Uluğ Bey'e kaldı. Herat bu dönemde sanat ve edebiyatın merkezi oldu. 1449'da Abdüllatif, babası Uluğ Bey'i öldürdü ve tahta geçti. 1450'de Abdüllatif öldürüldü ve Hüseyin Baykara'nın hükümdarlığına kadar Çağatay Hanlığı eski gücünden uzak yaşadı. Çağatay Hükümdarlığı 1507'de Özbek Muhammed Şibani tarafından yıkıldı.
        Başlangıçta Çağatay Hanlığını ifade eden Çağatay kelimesi, daha sonraları Çağatay Hanlığı'nın hükümran olduğu yerlerde yaşayan tüm insanlar için kullanılır oldu. Çağatay dili Timurlular zamanında yazı dili haline geldi. Ancak bu ifade 15-16. yüzyıla kadar bu haliyle kullanılmadı. Ali Şir Nevai başlangıçta Türkî, Türk tili, Türk lafzı, Türk elfazı, Türkçe, Türk tili ifadelerini kullanırken, daha sonra Çağatay sözcüğünü kullanmıştır.
Çağatayca denilince Nevai ve çağdaşlarının dili kastedilmektedir. Orta Asya’da Moğol istilasından sonra Cengiz oğulları tarafından kurulan Çağatay, İlhanlı ve Altınordu devletlerinin belli başlı şehirlerinde gelişerek Timur ve çocukları zamanında klasik bir mahiyet alan  Orta Asya Türkçesi, ( Çağatayca) 15. yüzyılın ikinci yarısında bilhassa Herat, Maveraünnehir ve Semerkant çevrelerinde  ve Ali Şir Nevai’nin eserlerinde klasik bir edebiyat dili seviyesine yükselmiştir.
Fuat  Köprülü 13-19.yüzyıllar arası olarak kabul ettiği Çağatay Dönemini İlk Çağatay (13-14. yüzyıl), Klasik Çağatay Devri Başlangıcı (15. yüzyılın ilk yarısından Nevai'ye kadar), Klasik Çağatay Devri (15. yüzyılın son yarısı-Nevai devri), Klasik Devrin Devamı (16. yüzyıl-Babür ve Şeybanlılar Devri), Gerileme ve Çökme Devri (17-19. yüzyıllar) olmak üzere beşe ayırır. Janos Eckmann, Mustafa Canpolat ve Zühal Ölmez’e göre, Çağatay Edebiyatı farklı şekillerde tasnif edilebilir.
Nevai öncesi Çağatay Sekkaki, Lutfi, Atayi, Haydar Tilbe, Yusuf Emiri, Ahmedi, Yakıni, Seydi Ahmed Mirza, Gedayi gibi şairler münacaat, na't, kaside, gazel, muhammes, tuyug ve müfredler yazmıştır.
Çağataycanın Klasik döneminin önde gelen şairleri Hüseyin Baykara, Ali Şir Nevai, Hamidi, Muhammed Salih, Şeybani, Ubeydi ve Babür'dür. Bunlardan Hüseyin Baykara’nın Nevai üzerindeki etkisi tartışılmaz.
Hüseyin Baykara 31 yaşında (1469'da) Horasan'da tahta oturdu. 1506'ya kadar kaldığı saltanatı döneminde Herat'ı kültür merkezi yaptı ve Türkçe yazan sanatçılara güç verdi. Nevai'yi himayesi altına almış, bu döneme Nevai-Baykara Dönemi denmiştir. Nevai, Risale ve Divan'ı bulunan Baykara'dan övgüyle bahsetti.
Çağatay edebiyatının en önemli temsilcisi ise  Ali Şir Nevai’dir. O, 1441 yılında Herat’ta doğmuştur. Babası Gıyaseddin Kiçkine bir Uygur Türk’ü olarak Timur ailesinden Ebulkasım Babür’ün saray görevlisi idi. Dolayısıyla Ali Şir Nevai, Timurilerin saray çevresinde yetişmiştir. Beraber büyüdükleri arkadaşı, meşhur şair ve devlet adamı Hüseyin Baykara ile aynı okulda okudu. Herat sarayında mühürdarlık, nedimlik görevinde bulunan Nevai, Emir unvanını almıştır. 3 Ocak 1501’de Herat’ta vefat etmiştir. Bir ara valilik de yaptığı rivayet edilen Nevai, musikiyle, hatla, resimle uğraşmıştır.
Hayırsever bir kişiliğe sahip olan Ali Şir Nevâî çok zengindi. Servetini ilim ve sanat için harcamıştır. Horasan’da 370 parça hayrât inşa etmişti. Bunlardan 90’ı kervansaraydı. Bu hayrât içinde mescitler, camiler, tekkeler medreseler, köprüler vardı. Ömrünü hayra ve sanata ayıran Nevai hayatı boyunca hiç evlenmedi.
15. Yüzyıldan Tanzimat’a kadar Osmanlı şairleri Fuzuli, Nedim, Şeyh Galip Nevai’yi üstat bildi ve Nevai’ye nazire yazabilmek için Çağatay lehçesini öğrendi.
        Nevai, çok genç yaşlarda Farsça ve Türkçe şiirler yazdı. İlk şiirleri Farsça’dır. Çünkü o dönemde Farsça şiirler yazmak gençler arasında bir hüner olarak görünüyordu. Muhakemetü’l- Lugateyn adlı eserinde ise bu olayı “Bilinçlenince Türkçe yazmaya başladım.” şeklinde açıklamıştır.
        Muhakemetü’l-Lugateyn adlı eserinde Türkçe’nin yeni sözcük yaratmada zenginliğini över.
Nevai'nin çocukluğundan ölümüne kadar yazdığı şiirler divanlarında toplanmıştır. Divanları, Hazaninü'l-Meani, Garaibü's-Sıgar, Nevadirü'ş-Şebab, Bedayiü'l-Vasat, Fevaidü'l-Kiber ve Farsça Divanı'dır. Hamse sahibi bir şair olan Nevai’nin hamsesinde Hayretü'l-Ebrar, Ferhad u Şirin, Leyli vü Mecnun, Seba-i Seyyare, Sedd-i İskenderi adlı mesnevileri vardır.
Nevai, 29 eser kaleme aldı. Nevai mahlasından başka Fani mahlasıyla Farsça şiirler yazmıştır.
Mecalisü'n-Nefais, Nesayimü'l-Mahabbe adlı tezkilerin sahibidir.
Risale-i muamma, Mizanü'l-Evzan, Muhakemetü'l-Lugateyn Münacaat, Çihil Hadis, Nazmu'l-Cevahir, Lisanu't-Tayr, Siracü'l-Müslimin, Mahbubu'l- adlı dini-ahlaki eserleri yazmıştır.
Tarihi-i Enbiya vü Hükema, Tarih-i Müluk-ı Acem, Zübdetü't-tevarih adlı tarihi; Halat-ı Seyyid Hasan-ı Erdeşir, Hamsetü'l-mütehayyirin, Halat-ı Pehlevan Muhammed adlı biyografik eserleriyle Vakfıyye   ve Münşeat adlı belgeleri günümüze ulaşmıştır.
        Rus ihtilalinden sonra 1921’de Özbek dilinin yazı dili kabul edilmesiyle 15. Yüzyılda başlayıp 20. Yüzyıla kadar gelen Çağatay edebiyatı yerini Özbek edebiyatına bırakmıştır. Nevai her ne kadar Özbekçe şiir yazsa da, diğer Türk boylarına da sahip çıkmıştır.
Nevai’nin 60 yıllık hayatında 120 bin beyit kaleme almıştır. Klasik şairler 20 bin civarında beyit ezbere bilirken, Nevai bundan üç misli 60 bin beyit ezbere bilmektedir.
Nevai, lise edebiyat kitaplarında Azeri şair olarak bilinse de o Türk edebiyatının şairidir.
Ali Şir Nevai, Timur’un aksine kılıç yerine kalem ile dünyayı fethetmiştir ve Timur’un alamadıklarını da almıştır.
Puşkin 21 bin, Shakespeare 20 bin, Cervantes 18 bin, Ali Şir Nevai ise tüm eserlerinde 1 milyon 328 bin kelime kullanmıştır. Bunlardan yaklaşık 26 bini tekrarlanmayan kelimedir.
Nevai, Arapça, Farsça Urduca gibi birçok dilden faydalanmıştır. 32 yıl devlet adamlığı yapmıştır.



(Resim kaynak: Osmanlı Tasvir Sanatları-Metin And)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz.