Translate

Pazar, Mayıs 29, 2022

Koç-, koc-, koçmak, koçdum, koçtum

 Koc- veya koç- şeklinde kullanılan fiilin anlamı kucakla-, sarıl-, sar- anlamlarında kullanılır.

Koçdum: kucakladım gibi.



Örnekler:



Cismüñi ʾuryān idüp ḳoçdum dimiş ey sḭm-ten

Yaḳası açılmaduḳ sözler çıḳarur pḭrehen



Ümîdî Ahmed Dîvânı, 16. yy. Gazel, 186 Buyruk, Ibrahim Ethem (2009). Ümîdî Ahmed Dîvânı, Doktora Tezi, Selçuk üniversitesi, Konya





Nice boyum bükilüp olmaya yüzüm zer kim

Belüñi sḭm ile ḳoçdum diyü kemer öginür



Sarıca Kemâl Divanı, 15. yy. Gazel, 51 Walsh, John R. (1979). “the Divançe-i Kemâl-i Zerd”. Journal Of Turkish Studies, Türklük Bilgisi Araştırmaları: Ali Nihad Tarlan Hatıra Sayısı (3): 403-442.


Neşet Ertaş – Şu Garip Halimden (Gönül Dağı) Şarkı Sözü

 Neşet Ertaş – Şu Garip Halimden (Gönül Dağı) Şarkı Sözü


Şu garip halimden bilen işveli nazlı

Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen

Datlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm

Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen

Datlı dillim güler yüzlüm ey ceylan gözlüm

Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen, neredesin sen



Ben ağlarsam ağlayıp gülersem gülen

Bütün dertlerim anlayıp gönlümü bilen

Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen

Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen, neredesin sen

Sanki kalbimi bilerek yüzüme gülen

Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen, neredesin sen



Sinemde gizli yaramı kimse bilmiyo

Hiç bir tabip bu yarama melhem olmuyo

Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyo

Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen, neredesin sen

Boynu bükük bir garibim yüzüm gülmüyo

Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen, neredesin sen


Musa Eroğlu-Mihriban Şarkı Sözü

 

Musa Eroğlu-Mihriban Şarkı Sözü


Sarı saçlarına deli gönlümü

Bağlamışım çözülmüyor Mihriban, Mihriban

Ayrılıktan zor belleme ölümü, ölümü

Görmeyince sezilmiyor Mihriban, Mihriban, Mihriban

Ayrılıktan zor belleme ölümü, ölümü

Görmeyince sezilmiyor Mihriban, Mihriban, Mihriban


Yar deyince kalem elden düşüyor

Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor, şaşıyor

Lambada titreyen alev üşüyor, üşüyor

Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban, Mihriban, Mihriban

Lambada titreyen alev üşüyor, üşüyor

Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban, Mihriban, Mihriban


Tabiplerde ilaç yoktur yarama

Aşk deyince ötesini arama, arama

Her nesnenin bir bitimi var ama, var ama

Aşka hudut çizilmiyor Mihriban, Mihriban, Mihriban

Her nesnenin bir bitimi var ama, var ama

Aşka hudut çizilmiyor Mihriban, Mihriban, Mihriban


Neşet Ertaş-Yalan Dünya Şarkı Sözü

 

Neşet Ertaş-Yalan Dünya Şarkı Sözü

 

Hep sen mi ağladın, hep sen mi yandın

Ben de gülemedim yalan dünyada

Sen beni gönlümce mutlu mu sandın

Ömrümü boş yere çalan dünyada

 

Ah, yalan dünyada, yalan dünyada

Yalandan yüzüme gülen dünyada

 

Sen ağladın, canım, ben ise yandım

Dünyayı gönlümce olacak sandım

Boş yere aldandım, boşuna kandım

Rengi gözümde solan dünyada

 

Ah, yalan dünyada, yalan dünyada

Yalandan yüzüme gülen dünyada

 

Bilirim sevdiğim, kusurun yoktu

Sana karşı benim gayet de çokdu

Felek bulut oldu, üstüme yağdı

Yaşları gözüme dolan dünyada

 

Ah, yalan dünyada, yalan dünyada

Yalandan yüzüme gülen dünyada

 

Ne yemek ne içmek ne tadım kaldı

Garip bülbül gibi feryadım kaldı

Alamadım, eyvah, muradım kaldı

Ben gidip ellere kalan dünyada

 

Ah, yalan dünyada, yalan dünyada

Yalandan yüzüme gülen dünyada

 

Cumartesi, Mayıs 28, 2022

Kazım Koyuncu-Hoşça Kal Şarkı Sözü

 


Kazım Koyuncu-Hoşça Kal Şarkı Sözü 


İşte gidiyorum, bir şey demeden 

Arkamı dönmeden, şikayet etmeden 

Hiçbir şey almadan, bir şey vermeden 

Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum


İşte gidiyorum, bir şey demeden 

Arkamı dönmeden, şikayet etmeden 

Hiçbir şey almadan, bir şey vermeden 

Yol ayrılmış, görmeden gidiyorum


Ne küslük var ne, pişmanlık kalbimde

Yürüyorum sanki, senin yanında 

Sesin uzaklaşır, her bir adımda 

Ayak izim, kalmadan, gidiyorum


Ne küslük var ne, pişmanlık kalbimde

Yürüyorum sanki, senin yanında 

Sesin uzaklaşır, her bir adımda 

Ayak izim, kalmadan, gidiyorum


Gerdiğin tel, kalbimde kırılmadı 

Gönül kuşu, şarkıdan yorulmadı 

Bana kimse sen, gibi sarılmadı 

Işığımız sönmeden, gidiyorum


Gerdiğin tel, kalbimde kırılmadı 

Gönül kuşu, şarkıdan yorulmadı 

Bana kimse sen, gibi sarılmadı 

Işığımız, sönmeden, gidiyorum



Çarşamba, Mayıs 18, 2022

Fuzuli Var Redifli Gazeli: Aşık-ı Sadık Menem Mecnun'un Ancak Adı Var


16. yüzyılın büyük şairi Fuzuli, üç dilli bir şairdir. Türkçe yazdığı şiirlerinde Azerbaycan Türkçesi özellikleri net biçimde görülür. Mecnun'un ancak adı var sözleriyle zihinlerde yer eden ve Fuzûlî'nin Türkçe Dîvân'ında yer alan “var” redifli gazelinden hareketle bu etkileri göstermek mümkündür. 

Aşık-ı sadık ne demek?

Var redifli gazelde geçen aşık-ı sadık benim ifadesi, gerçek aşık anlamında kullanılır. İfade şiirde (aşık-ı sadık benim / Aşkı sâdık menem) "benim" şeklinde değil "menem" şeklinde yazılmıştır. Fuzuli'nin gazelleri ve açıklamalarında bu tarz ifadelere bolca rastlanır. 

Bende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var şiiri ve anlamı

Aslında bu ifade gazelin bir parçasıdır. Şair Fuzuli kendisinde Mecnun'dan fazla aşıklık yeteneği olduğunu, Mecnun sadece adının olduğunu iddia ediyor. "Bende mecnun'dan füzun aşıklık istidadı var / Aşık-ı sadık benem mecnun'un ancak adı var" ifadesi aslında bahsedilen gazelin ilk beytini oluşturuyor. 


Bende mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var söz sanatları

Şair Fuzuli var redifli gazel birçok söz sanatına başvuruyor. Mecnun'un, Ferhad'ın, Şirin'in isminden bahsederek bu hikayeleri hatırlatıyor ve telmih sanatı yapıyor.

Gül-bülbül gibi ifadelerde istiare sanatına başvuruyor. Gül ifadesiyle sevgiliyi, bülbül ifadesiyle aşığı kasteden Fuzuli bunları açıkça ifade etmediği için istiare sanatı yapıyor.

Gönül kelimesinde teşbih sanatına başvuran Fuzuli, gönlü gezen bir kuş gibi tarif ediyor.

Bin feryadı ifadesinde abartı sanatına başvuran Fuzuli, şad-naşad ifadelerinde de tezat yapıyor. 


Aşağıda bu şiirin tamamı yer almaktadır: Mecnun'un ancak adı var sözleri ve aşık ı sadık menem Mmecnun'un ancak adı var Türkçesi


Bende Mecnun'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var               

Âşık-i sâdık benim Mecnûn'uñ ancak adı var

(Bende Mecnun'dan fazla aşıklık kabiliyeti var, gerçek aşık benim, Mecnun'un ancak adı var.)


N'ola kan dökmekte mâhir olsa çeşmim merdümi 

Nutfe-i Kâbil'dir ü gamzeñ kimi üstâdı var

(Gözüm bebeği kan dökmekte beceriklidir ki bakış okun, hocası Kabil'in soyundandır.)

  

Kıl tefâhur kim seniñ hem var ben tek âşıkıñ 

Leyli'niñ Mecnûn'ı Şîrîn'iñ eğer Ferhâd'ı var

(Leyla'nın Mecnun'u, Şirin'in ise Ferhad'ı var. Senin benim gibi aşığın olduğu için övün. )


Ehl-i temkînim beni beñzetme ey gül bülbüle 

Derde yok sabrı anıñ her lâhza biñ feryâdı var

(Ey gül, beni, derdine sabrı olmayan ve her an bin feryad eden bülbüle benzetme. [Zira zaten temkin ehlindenim], hastayım.)


Öyle bed-hâlim ki ahvâlim görende şâd olur 

Her kimiñ kim devr cevrinden dil-i nâ-şâdı var

(Öyle kötü haldeyim ki her kimin zamanın eziyetinden mutsuz gönlü varsa benim halimi görünce sevinir. )


Gezme ey göñlüm kuşu gâfil fezâ-yi aşkta 

Kim bu sahranıñ güzer-gehlerde çok sayyâdı var

(Ey gönül kuşum, aşk semasında şuursuz gezme. Çünkü bu çölün geçiş noktalarında çok avcı var.)


Ey Fuzûlî aşk men'in kılma nâsihten kabûl 

Akl tedbîridir ol sanma ki bir bünyâdı var

(Ey Fuzuli, nasihatçiden aşk yasaklamasını kabul etme. O aklın tedbiridir, sağlam bir yapısının [temelinin] olduğunu düşünme. )

Var Redifli Gazelin Günümüz Türkçesine Aktarılması-2 [Mehmet Sadık ÖZKAN]
1. Bende Mecnun‟dan daha çok âşıklık yeteneği vardır ve gerçek, asıl âşık benim; Mecnun‟un ise sadece adı kalmıştır.
2. Gözbebeğimin, kan dökme konusunda usta olmasına şaşılmamalıdır. Çünkü o,yetenekli bir tohumdan doğmuştur ve (ey sevgili) senin yan bakışın gibi bir ustaya, hocaya sahiptir.
3. Ey sevgili; eğer Leyla‟nın Mecnun, Şirin‟in de Ferhat gibi bir seveni varsa senin de benim gibi bir âşığın var, bununla övünmelisin.
4. Ey gül; ben tedbirli ve düşünceli bir insanım, beni bülbüle benzetme. Çünkü onun derde sabrı yok ve her zaman feryat edip durur.
5. Öyle kötü bir haldeyim ki, feleğin cefasından ötürü gönlü mutsuz olan herkes, benim perişanlığımı görünce kendi haline şükredip mutlu olur.
6. Ey gönlümün kuşu, aşk semalarında bilinçsiz bir şekilde gezip dolaşma! Çünkü bu sahranın yollarında seni kolayca avlayacak birçok avcı vardır.
7. Ey Fuzuli, nasihatçinin aşkı engellemesini kabul etme! Onun söyledikleri sadece bir akıl tedbiridir ve bunların bir temelinin olduğunu düşünme sakın! 

Cumartesi, Mayıs 14, 2022

Roman ve hikaye farkı

Kendi içinde tutarlı, bir veya daha fazla anlatıcının tahkiye ettiği, olay halkalarının kişi, mekan ve zamanı kapsayacak şekilde anlatılması olarak tanımlanabilir. Karakter sayısı, olayların çokluğu, giriftliği ve derinliği, zamanın genişliği, kelime sayısı açılarından hikayeden ayrılır ve roman hikayeden daha kapsamlıdır. Hikayenin nerede bittiği romanın nerede başladığı konusu tartışmalı olsa da roman ve hikaye farklarını maddeler halinde şöyle sıralamak mümkün:

- Roman kişi/karakter/tip sayısı çok hikayede azdır. Kişi tasvirleri hikayede daha sınırlı, romanda daha uzundur.

- Romanda iç içe geçmiş birçok olay halkaları bulunurken hikayede olay/lar daha az, basit ve tek denebilir. Olaylar hikayede çok derine inmeden verilirken romanda olaylar daha derindir. 

- Romanda mekan/yer unsurları daha fazla iken hikaye daha sınırlı, az mekanda geçer. Mekan tasvirleri hikayede daha kısa, romanda daha uzun olabilir.

- Romanda tema, konu detaylı irdelenirken hikayede konu daha yüzeysel incelenir.

- Hikayede durum (Çehov tarzı) ve olay (Maupassant tarzı) kategoriler bulunur. Romanda ise macera, tarihi, psikolojik, aşk, biyografik gibi türler bulunur.


Cuma, Mayıs 06, 2022

Türk Edebiyatındaki Cemşid ü Hurşidler

 İlk defa İranlı şair Selman-ı Savecî tarafından yazıldığı kabul edilen Cemşid ü Hurşid mesnevisi, Türkçeye de farklı şairler tarafından tercüme edilmiş veya tercümenin boyutlarını aşarak telif, telif-tercüme hüviyetinde Cemşid ü Hurşid mesnevileri kaleme alınmıştır.

Çin Fağfuru'nun oğlu Cemşid ve Rum Kayseri'nin kızı Hurşid arasındaki aşk hikayesinin anlatıldığı mesnevininin orijinali 2968 beyittir. Çift kahramanlı bir aşk hikayesi olan Cemşid ü Hurşid, Nizami'nin Hüsrev ü Şirin'i, Emir Hüsrev'in Hüsrev ü Şirin'i diğer çift kahramanlı aşk hikayeleriyle ortaklıklara sahiptir. 

Türk Edebiyatındaki ilk Cemşid ü Hurşid, Ahmedî'ye aittir. Eserle ilgili Nihad Sami Banarlı'nın Dastan-ı Tevarih-i Müluk-ı Al-i Osman ve Cemşid ü Hurşid Mesnevisi ve Mehmet Akalın'ın Ahmedî (1403), Cemşid ü Hurşid adlı çalışmalar mevcuttur.

İkinci Cemşid ü Hurşid ise Cem Sultan'a aittir. 2. Bayezid'in rakibi Fatih Sultan Muhammed'in oğlu Cem Sultan'ın yine Selman-ı Saveci'den tercüme ettiği eser, klasik mesnevi yapısına uygun olarak münacaat, tevhid, , nat, medhiye, sahabeler, devrin padişahına övgü, sebeb-i telif, hikaye ve hatime bölümlerinden oluşmaktadır. Eser 1478'de yazılmıştır. Eserin orijinal ismi Ayat-ı Uşşak, lakabı ise Cemşid ü Hurşid'tir. Eseri 19 yaşında yazan Cem Sultan'ın mesnevisinin Kütahya Vahit Paşa ve Ankara İlahiyat nüshaları mevcuttur. Vahit Paşa nüshası ile ilgili çalışmayı Münevver Meriç Okur, İlahiyat nüshasıyla ilgili çalışmayı Adnan İnce yapmıştır.

Şair Abdi'nin kaleme aldığı tercüme ise 2. Selim adına yazılmıştır. 1558'de yazılan bu eser Süleymaniye Kütüphanesi'ndedir. 

Hubbi Ayşe Kadın tarafından da bir Cemşid ü Hurşid yazıldığını tezkireci Aşık Çelebi yazmış ve birkaç beyit örnek vermiştir.