Kelimeleri Arayın

Cumartesi, Aralık 13, 2025

Evren ve Matematik

Richard Feynman ile Evreni Anlama Kılavuzu

Feynman Gibi Düşünmek

Evreni Anlama Kılavuzu: Jargonsuz ve Sade
"Ben çok zeki biri değilim. Sadece çoğu insanın anlamadığı şeylerin aslında ne kadar basit olduğunu görebilecek kadar meraklıyım."

Richard Feynman, karmaşık şeyleri "jargon" kullanmadan, sanki 12 yaşındaki bir çocuğa anlatıyormuş gibi basitleştirmesiyle ünlüydü. Onun yöntemi ezberlemek değil, "Neden?" ve "Nasıl?" sorularının derinine inip mantığı kavramaktır. Hadi matematiği, formüller yığını olarak değil, evreni anlama kılavuzu olarak baştan kuralım.

1. Sayılar ve Cebir: Soyutlama Sanatı

Sayılar ve Soyutlama
Sayılar fiziksel nesnelerden (koyunlardan) ayrıldığında matematik başlar.

Sayılar: "Şey"lerden Kurtulmak

Matematiğin başladığı yer burasıdır. Bir çoban olduğun zamanları hayal et. Koyunlarını saymak istiyorsun: Bir koyun, bir taş. İki koyun, iki taş.

Buradaki devrim şudur: "3 koyun" ile "3 taş" arasında ortak bir özellik olduğunu fark etmek. O ortak özelliğe "3" diyoruz. Feynman bakış açısıyla "3" sayısı fiziksel dünyada yoktur. Yerde yürürken bir "3" bulamazsın, üç elma bulabilirsin. Matematik, "elma"yı atıp "3" ile ilgilenme sanatıdır.

Cebir: Dedektifçilik Oyunu

İnsanlar genelde $x$'i görünce korkar. Feynman olsa şöyle derdi: "$x$, sadece ismini henüz bilmediğimiz bir sayı."

"Elimde bir kutu var, içine 2 elma daha koyarsam toplam 5 elma oluyor. Kutuda kaç elma vardı?"
Bunu herkes çözer: 3.
Matematikçiler sadece tembeldir; "kutu" yazmak yerine "$x$" yazarlar: $x + 2 = 5$.

2. Kalkülüs (Türev ve İntegral): Filmi İzlemek

Çoğu öğrenci burada kaybolur çünkü formüllere boğulur. Oysa temel fark şudur:

  • Geometri: Durağan resimlerdir (Fotoğraf).
  • Kalkülüs: Hareketli resimlerdir (Video).

Türev: Hız Göstergesi

Arabanla gidiyorsun. Hız göstergen o an kaçı gösteriyor? İşte türev budur. Bir şeyin "o andaki" değişim hızıdır.

İntegral: Patates Dilimlemek

İntegral, karmaşık formüller topluluğu değil, "biriktirme" sanatıdır. Yamuk yumuk bir patatesin hacmini nasıl ölçersin? Cetvelle ölçemezsin.

Çözüm: Patatesi cips yapar gibi çok ince dilimlere ayır. Her dilimi silindir gibi düşün, hesapla ve topla. İntegral ($\int$), sonsuz sayıdaki çok küçük parçayı toplayıp bütünü bulmaktır.

Araba Örneği: Hız göstergesi (Türev) anı gösterir. Kilometre sayacı (İntegral) o anlık hızların toplam birikimini gösterir.

3. Olasılık: Geleceği Görmek

Zarlar ve Olasılık
Olasılık, henüz gerçekleşmemiş paralel evrenleri saymaktır.

Feynman tarzında Olasılık, yazı-tura atmaktan çok daha fazlasıdır. Olasılık, "Cehaletimizin (Bilgisizliğimizin) ölçüsüdür."

Bir zar attığında, potansiyel olarak 6 farklı gelecek (6 farklı evren) vardır. Zar düştüğünde bunlardan birine "iniş yaparız".

"Rastgele" Diye Bir Şey Yoktur

Eğer paranın havaya çıkış hızını, rüzgarı, açıyı milimi milimine bilseydik, sonucu %100 bilirdik. Bu fizik kuralıdır. Bilmediğimiz için (tembel veya yetersiz olduğumuz için) buna "Şans" deriz.

Kumarbazın Yanılgısı

5 kere üst üste Tura geldi. "Artık Yazı gelmek zorunda!" dersin. Feynman cevabı yapıştırır:

"Dur bakalım! Para metal bir parçasıdır. Hafızası yoktur. Defteri yoktur. Önceki 5 atışta ne geldiğini bilmez."

4. İstatistik: Çorbanın Tadına Bakmak

Olasılık geleceğe bakarken, İstatistik geçmişe ve verilere bakar. İstatistik, gürültünün içindeki sinyali bulma sanatıdır.

Örneklem: Tencereyi Karıştırmak

Bir ülkede 85 milyon insan var. Herkese tek tek soramazsın. Kocaman bir kazan çorba yaptığını düşün. Tuzunun iyi olup olmadığını anlamak için bütün kazanı içmene gerek yoktur. Tek bir kaşık (Örneklem) alman yeterlidir.

Kural: Kazanı iyice karıştırmalısın! Sadece üstten alırsan yanılırsın.

Ortalama Yalanı (Bill Gates Bara Girerse)

Mahalle kahvesinde 10 kişi oturuyor, ortalama cepleri 100 TL. İçeri Bill Gates giriyor. İstatistiksel olarak şu an oradaki herkesin "ortalama" serveti milyon dolarlar oldu! Ama Mehmet Amca zenginleşti mi? Hayır. "Ortalama" gerçeği bazen çarpıtır.

5. Standart Sapma: Güvenilirlik

Standart sapma formülü korkutucudur ama anlamı tek kelimedir: Risk.

İki Pizzacı Hikayesi:
İkisinin de ortalama teslimat süresi 30 dakikadır.

🍕 Sadık Usta: 29 dk, 31 dk, 30 dk getirir. (Sapma Düşük = Güvenilir).
🍕 Çılgın Kurye: 5 dk, 55 dk, 10 dk, 50 dk getirir. (Sapma Yüksek = Kaos/Kumar).

Hayatta "ortalama"ya değil, "sapma"ya (tutarlılığa) bakarız.

6. Çan Eğrisi: Dahiler ve Deliler

Kum tepesi ve normal dağılım
Doğa özelliklerin çoğunu ortaya yığar (Tepe), uçlara az bilet keser.

Eline bir kova kum al ve dök. Kumun çoğu ortada birikir (Tepe noktası), kenarlara doğru azalır. İşte Çan Eğrisi budur.

  • Tepe (%68): Ortalama insan. Ne dünyayı değiştirecek kadar zeki, ne de yetersiz. Biz "Normal"iz.
  • Uçlar (Kuyruklar): En sağda Einstein'lar, Mozart'lar (Dahiler). En solda toplumun dışına itilenler.

Birinin dahi olması için genlerinin, beslenmesinin, şansının hepsinin "mükemmel" gelmesi gerekir. Bu yüzden uçlar çok nadirdir.

7. Kaos vs. Algoritmalar

Doğanın öngörülemezliği ile makinelerin düzeni arasındaki savaş.

Kaos Teorisi: Bilardo Masası

Bir bilardo topuna vurdun. Hesaplamak kolaydır. Ama top 10 kere banttan seksin dersen işler karışır. İlk vuruşta milimetrenin milyarda biri kadar hata yapsan bile, bu hata her sekmede katlanarak büyür. 10. sekmede top bambaşka bir yere gider.

Feynman Yorumu: Kaos, rastgelelik değildir. Başlangıçtaki minik hataların zamanla devleşmesidir (Kelebek Etkisi).

Algoritmalar: Netflix Seni Nasıl Tanıyor?

Algoritmalar kaosla savaşmaz, istatistiği kullanır. Netflix seni tanımaz, sadece "Komşunu" tanır.

"Senin gibi davranan 500.000 kişi bu filmi izledi ve sevdi. Sen de onlara benziyorsun, o halde sen de seveceksin."

Buna "En Yakın Komşu" (Nearest Neighbor) denir. Sen eşsiz bir kar tanesi değilsindir, bir veri noktasısındır.

8. Kuantum Mekaniği: Mantığın Bittiği Yer

Kuantum Parçacıkları
Atom altı dünyada kurallar değişir: Hem dalga hem parçacık.

"Rahatlayın. Sadece dinleyin. Anlamaya çalışmayın. Çünkü ben de anlamıyorum, hiç kimse anlamıyor. Doğa sadece böyle tuhaf işte."

Çift Yarık Deneyi: Utangaç Parçacıklar

Bir elektrona bakmıyorken, o bir dalga gibidir (aynı anda iki kapıdan geçer). Ama "Hangi kapıdan geçti?" diye bakmak için lamba koyarsan, o an parçacık (bilye) gibi davranır.

Ders: Gözlemlemek, sonucu değiştirir. Doğa, gözetlendiğini bilir.

9. Standart Model & Kuantum Bilgisayarlar

Kuantum Bilgisayarlar: Labirentteki Su

Klasik bilgisayar (fare), labirentteki çıkışı bulmak için yolları tek tek dener. Kuantum bilgisayar (su), labirente dökülür ve aynı anda tüm yollara akar. Çıkışı anında bulur.

Standart Model: Lego Kutusu

Atomu kırdık proton çıktı, onu kırdık Kuarklar çıktı. Evrenin Lego parçaları:

  • Madde: Kuarklar (Tuğlalar).
  • Kuvvetler: Fotonlar, Gluonlar (Yapıştırıcılar).
  • Higgs Bozonu: Partideki ünlü kişi. Herkes etrafına toplanıp onu yavaşlattığı için "kütlesi" vardır.

10. Görelilik ve Entropi: Büyük Final

Einstein'ın Trambolini (Kütleçekim)

Newton "Görünmez bir ip çekiyor" demişti. Einstein "Hayır, zemin yamuk!" dedi. Güneş, uzay trambolinine konmuş bir bowling topudur. Dünya, trambolindeki çukura düştüğü için etrafında döner.

Entropi: Kahve Soğur, Isınmaz

Evrenin en depresif yasasıdır: Düzensizlik daima artar. Odanı toplamazsan dağılır, ama kendi kendine toplanmaz. Kırılan yumurta geri birleşmez. Zaman sadece ileri akar çünkü düzensizlik sadece ileri doğru artar.

11. Büyük Final: Senin Keşfin

Bütün bu yolculuğun sonunda, sen harika bir özet yaptın ve Feynman'ın yöntemini kanıtladın. Senin çıkardığın ders şuydu:

Pembe Koyun Kuralı "Bir araştırma yapıyorsan normale yakın değerlerden değil, normalden uzaklaşan değerlerden farklı bir sonuç çıkar."

Milyonlarca beyaz koyuna bakarak yeni bir şey öğrenemezsin. Bilim, sürünün içindeki o tek "Pembe Koyunu" (Uç Değeri) fark edip, "Neden bu farklı?" diye sorguladığında başlar. Penisilin böyle bulundu, X-ışınları böyle keşfedildi.

Gerçek, ortalamada değil, kıyılarda saklıdır.

Richard Feynman'ın anısına, merak eden tüm zihinlere.

Cuma, Aralık 12, 2025

Türkçe kelimelerde kullanılan şapka/düzeltme işareti kaldırıldı mı?

TDK ve Düzeltme İşareti (Şapka) Rehberi
Yanlış Bilinen Gerçek

"Şapka İşareti Kalktı"
Söylentisi Yanlış!

TDK'ye göre düzeltme işareti kaldırılmamıştır. Aksine, anlam karışıklığını önlemek ve doğru telaffuz için zorunludur.

1. Anlamı Değişen Kelimeler

Yazılışları aynı, anlamları ve okunuşları farklı kelimeleri ayırmak şarttır.

âdet Şapkalı

Gelenek

adet Sayı, tane
hâlâ Şapkalı

Henüz, hala devam eden

hala Babanın kız kardeşi
kâr Şapkalı

Kazanç

kar Yağış türü
yâr Şapkalı

Sevgili

yar Uçurum
âşık Şapkalı

Tutkun, ozan

aşık Kemik
gkl

2. İnceltme (g, k, l Ünsüzleri)

Arapça ve Farsça kökenli kelimelerde ince okunuşu sağlamak için.

kâğıt Kağıt
dükkân Dükkan
hikâye Hikaye
tezgâh Tezgah
sükût Sukut
lâle Çiçek
hilâl Ay şekli
evlât Çocuk

3. Nispet Eki (-î)

Aidiyet bildiren ek, belirtme hali ekiyle karışmasın diye şapkalı yazılır.

Şapkasız (-i)
Türk askeri

Asker şahıs

Şapkalı (-î)
Askerî okul

Askere ait okul

Şapkasız (-i)
İslam dini

İnanç sistemi

Şapkalı (-î)
Dinî bilgiler

Dine ait/ilgili bilgiler

Şapkasız (-i)
Milli

Ulusla ilgili

Şapkalı (-î)
Millî

Milletle ilgili

Şapkasız (-i)
Resmi

Devletle ilgili olmayan, formel

Şapkalı (-î)
Resmî

Devlete ait, formalite

Özetle

Düzeltme işareti dilin inceliğidir. TDK'nin kuralları açıktır: Anlam kargaşasını önlemek, doğru telaffuz sağlamak ve aidiyeti belirtmek için şapka kullanımı zorunludur.

Bu sayfa Türk Dil Kurumu'nun güncel yazım kılavuzu esas alınarak hazırlanmıştır.




Pazartesi, Aralık 08, 2025

Basat'ın Tepegöz'ü Öldürmesi



Giriş



BASAT ve TEPEGÖZ

Dede Korkut Hikayeleri


Meğer Hanım bir gün Oğuz otururken üstüne düşman geldi. Gece içinde ürktü göçtü. Kaçıp giderken Aruz Koca'nın oğlancığı düşmüş. Bir aslan bulup götürmüş, beslemiş.

Oğuz yine zamanla gelip yurduna kondu. Oğuz Han’ın at çobanı gelip haber getirdi, der: "Hanım sazdan bir aslan çıkıyor, at vuruyor, sallana sallana yürüyüşü adam gibi, at basarak kan sömürüyor." Aruz der: "Hanım, ürktüğümüz zaman düşen benim oğlancığımdır belki" dedi.

Beyler bindiler, aslan yatağı üzerine geldiler. Aslanı kaldırıp oğlanı tuttular. Aruz oğlanı alıp evine getirdi. Şenlik yaptılar, yeme içme oldu. Amma oğlanı ne kadar getirdilerse durmadı, geri aslan yatağına vardı. Tekrar tutup getirdiler. Dedem Korkut geldi, der: "Oğlanım sen insansın, hayvanla arkadaş olma, gel güzel ata bin, güzel yiğitlerle at sür, at koştur" dedi. "Büyük kardeşinin adı Kıyan Selçuk'tur, senin adın Basat olsun, adını ben verdim, yaşını Allah versin" dedi.

Oğuz bir gün yaylaya göçtü. Aruz'un bir çobanı var idi. Adına Konur Koca Sarı Çoban derlerdi. Oğuz'un önünce bundan evvel kimse göçmezdi. Uzun Pınar denmekle meşhur bir pınar var idi. O pınara periler konmuştu. Ansızın koyun ürktü. Çoban kızdı, ileri vardı. Gördü ki peri kızları kanat kanada bağlamışlar, uçuyorlar. Çoban, keçesini üzerine attı, peri kızının birini tuttu. Koyun ürkmeğe başladı. Çoban koyunun önüne koştu. Peri kızı kanat vurup uçtu, der: "Çoban yıl tamam olunca, bende emanetin var, gel al dedi. Amma Oğuz'un başına felaket getirdin" dedi. Çobanın içine korku düştü. Amma, kızın derdinden, benzi sarardı.

Zamanla Oğuz yine yaylaya göçtü. Çoban gene bu pınara geldi. Gene koyun ürktü. Çoban ileri vardı. Gördü ki bir kütle yatıyor, parıl parıl parlıyor. Peri kızı geldi, der: "Çoban emanetini gel al, amma Oğuz'un başına felaket getirdin" dedi. Çoban bu kütleyi görünce dehşete düştü. Geri döndü, sapan taşına tuttu. Vurdukça büyüdü. Çoban kütleyi bıraktı kaçtı. Koyun ardına düştü.

Meğer o sırada Bayındır Han beylerle gezinti için ata binmişlerdi. Bu pınarın üzerine geldiler. Gördüler ki bir alamet şey yatıyor. Etrafına toplandılar. İndi bir yiğit bunu tepti. Teptikçe büyüdü. Bir kaç yiğit daha indiler teptiler. Teptiklerince büyüdü. Aruz Koca da inip tekmeledi. Mahmuzu dokundu, bu kütle yarıldı. İçinden bir oğlan çıktı, gövdesi adam, tepesinde bir gözü var. Aruz aldı bu oğlanı eteğine sardı. Der: "Hanım bunu bana verin, oğlum Basat ile besleyeyim" dedi. Bayındır Han senin olsun dedi.

Aruz Tepegözü aldı evine getirdi. Buyurdu, bir dadı geldi. Memesini ağzına verdi. Bir emdi, olanca sütünü aldı. İki emdi kanını aldı, üç emdi canını aldı. Bir kaç dadı getirdiler, helak etti. Gördüler olmuyor, sütle besleyelim dediler. Günde bir kazan süt yetmiyordu. Beslediler büyüdü, gezer oldu, oğlancıklar ile oynar oldu. Oğlancıkların kiminin burnunu, kiminin kulağını yemeğe başladı. Hâsılı, halkın bunun yüzünden çok canı yandı, aciz kaldılar. Aruza şikâyet edip ağlaştılar. Aruz Tepegözü dövdü, sövdü, men etti, o dinlemedi. Nihayet evinden kovdu.

Tepegözün peri anası gelip oğlunun parmağına bir yüzük geçirdi, "Oğul sana ok batmasın, tenini kılıç kesmesin" dedi. Tepegöz Oğuz’dan çıktı, bir yüce dağ vardı. Yol kesti, adam aldı, büyük harami oldu. Üzerine bir kaç adam gönderdiler, ok attılar batmadı, kılıç vurdular kesmedi, mızrak sapladılar işlemedi. Çoban çoluk kalmadı hep yedi. Oğuz'dan dahi adam yemeğe başladı.

Oğuz toplanıp üzerine vardı. Tepegöz görüp kızdı, bir ağacı yerinden kopardı, atıp elli altmış adam helak eyledi. Alplar başı Kazan'a darbe vurdu. Dünya başına dar oldu. Kazan'ın kardeşi Kara Göne Tepegöz'ün elinde perişan oldu. Düzen oğlu Alp Rüstem şehit oldu. Uşun Koca oğlu gibi pehlivan elinde şehit oldu. Zayıf canından iki kardeşi Tepegöz'ün elinde helak oldu. Demir giyimli Mamak elinde helak oldu. Bıyığı kanlı Bügdüz Emen, elinde perişan oldu. Aksakallı Aruz Koca'ya kan kusturdu. Oğlu Kıyan Selçuk'un ödü patladı. Oğuz Tepegöz'e kar etmedi, ürktü kaçtı. Tepegöz çevirip önünü kesti. Oğuz'u bırakmadı, geri yerine kondurdu. Velhasıl Oğuz yedi kerre ürktü, Tepegöz önünü kesip yedi kerre yerine getirdi. Oğuz Tepegöz'ün elinde tam perişan oldu. Vardılar Dede Korkut'u çağırdılar, onunla konuştular, gelin kesim keselim dediler.

Dedem Korkut'u Tepegöz'e gönderdiler. Geldi selam verdi, der: "Oğul Tepegöz, Oğuz elinde perişan oldu, bunaldı, ayağının toprağına beni attılar, sana haraç verelim, derler" dedi. Tepegöz der: "Günde altmış adam verin yemeğe" dedi. Dede Korkut der: "Bu şekilde sen adam bırakmaz tüketirsin dedi, amma günde iki adam ile beş yüz koyun verelim" dedi. Dede Korkut böyle söyleyince Tepegöz der: "Pekâlâ öyle olsun, evet hem bana iki adam verin yemeğimi benim pişirsin, ben yiyeyim" dedi.

Dede Korkut döndü, Oğuz'a geldi. Der: "Yünlü Koca ile Yapağılı Koca'yı Tepegöz'e verin yemeğini pişirsin dedi ve hem günde iki adam ile beş yüz koyun istedi" dedi. Bunlar da razı oldu.

Dört oğlu olan birini verdi, üçü kaldı Üç olan birini verip ikisi kaldı. Kapak Kan derler bir adam var idi. İki oğlu var idi. Bir oğlunu verip biri kalmıştı. Tekrar sıra dönüp dolaşıp ona gelmişti.

Anası feryat edip ağladı, figan etti. Meğer hanım, Aruz oğlu Basat gazaya gitmişti, o sırada geldi. Yaşlı kadıncağız der: "Basat şimdi akından geldi, varayım, belki bana bir esir verir, oğlancığımı kurtarırım" dedi.

Basat altınlı gölgeliğini dikip otururken gördüler ki bir hatun kişi geliyor. Geldi içeri Basat'a girdi selam verdi, ağladı, der:

Avucuna sığmayan karaçalı oğlu
İri teke boynuzundan katı yaylı
İç Oğuzda Dış Oğuzda adı belli
Aruz oğlu hanım Basat bana medet

dedi. Basat der: "Ne istiyorsun?" Yaşlı kadıncağız der: "Yalancı dünya yüzünde bir er ortaya çıktı, otlağında Oğuz elini kondurmadı, kara çelik öz kılıçlar kesilecek kılını kesmedi... ...döndü sıra tekrar bana geldi, onu da istiyorlar, hanım bana medet" dedi. Basat'ın karanlıklı gözleri yaşla doldu. Kardeşi için söylemiş, görelim hanım ne söylemiş: Der:

Kenar yerde dikilmiş otağlarını
O zalim yıktırdı demek kardeş
Aksakallı babamı oğul diye ağlattın demek kardeş
Akçe yüzlü anamı sızlattın demek kardeş
Karşı yatan kara dağımın yükseği kardeş
Akıntılı güzel suyumun taşkını kardeş
Güçlü belimin kuvveti kardeş
Karanlıklı gözlerimin aydını kardeş
Kardeşimden ayrıldım

diye çok ağladı, feryat figan kıldı. O hatun kişiye bir esir verdi, var oğlunu kurtar dedi. Hatun aldı, oğlunun yerine verdi. Hem oğlun geldi diye Aruz'a müjdeledi. Aruz sevindi, kudretli Oğuz beyleri ile Basat'a karşı geldi. Basat babasının elini öptü, ağlaştılar bağrıştılar. Anasının evine geldi. Anası karşı geldi, oğlancığını bağrına bastı. Basat anasının elini öptü, görüştüler ağlaştılar. Oğuz beyleri toplandı. Yemeler içmeler oldu.

Basat der: "Beyler kardeş uğruna Tepegöz ile buluşacağım, ne buyurursunuz" dedi. Kazan Bey burada söylemiş, görelim hanım nasıl söylemiş:

Kara ejderha oldu Tepegöz
Gökyüzünde çevirdim yenemedim Basat
Kara kaplan oldu Tepegöz
Kara kara dağlarda çevirdim yenemedim Basat
Kükremiş aslan oldu Tepegöz
Kalın sazlarda çevirdim yenemedim Basat
Er olsan bey olsan da bre
Ben Kazan gibi olmayasın Basat, dedi.

Basat der: "Elbette varırım." Kazan der: "Sen bilirsin." Babası ağladı, der: "Oğul ocağımı sahipsiz koyma, kerem eyle, varma" dedi. Basat der: "Yok aksakallı aziz baba varırım" dedi, dinlemedi. Okluğundan bir tutam ok çıkardı beline soktu, kılıcını omzundan çaprazlama kuşandı, yayını koluna taktı, eteklerini kıvırdı, babasının anasının elini öptü, helalleşti, hoşça kalın dedi.

Tepegözün bulunduğu Salahana Kayasına geldi. Gördü Tepegöz güneşe karşı yatıyor. Çekti belinden bir ok çıkardı. Tepegöz'ün sırtına bir ok vurdu. Ok geçmedi, parçalandı. Bir daha attı. O da parça parça oldu. Tepegöz ihtiyarlara dedi: "Bu yerin sineği bizi usandırdı" dedi. Basat bir daha attı. O da parçalandı. Bir parçası Tepegöz'ün önüne düştü. Tepegöz sıçradı baktı. Basat'ı gördü, elini yarıldı, yedi yerden kapı açıldı. Birinden dışarı çıktı. Tepegöz künbede elini soktu, öyle kaçtı ki künbet altüst oldu.

Tepegöz der: "Oğlan kurtuldun mu?" Basat der: "Tanrım kurtardı" dedi. Tepegöz der: "Sana ölüm yokmuş, şu mağarayı gördün mü?" Basat der: "Gördüm." Der: "Orda iki kılıç var, biri kınlı biri kınsız, o kınsız keser benim basımı, var getir, benim basımı kes" dedi.

Basat mağara kapısına vardı. Gördü bir kınsız kılıç durmaz inerçıkar. Basat der: Ben buna hemen tedbirsizce yapışmayayım deyip kendi kılıcını çıkardı tuttu, iki parçaya böldü. Vardı bir ağaç getirdi kılıca tuttu, onu da iki parça eyledi. Sonra yayını eline aldı, ok ile o kılıcın asıldığı zinciri vurdu. Kılıç yere düştü gömüldü. Kendi kılıcını kınına soktu. Sapından o kılıcı sımsıkı tuttu. Geldi, der: "Bre Tepegöz nicesin" dedi. Tepegöz der: "Bre oğlan daha ölmedin mi?" Basat der: "Tanrım kurtardı." Tepegöz der: "Sana ölüm yokmuş" dedi.

Çağırıp Tepegöz söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:

Ben Oğuzu kırıp geçirmiştim
Ela gözden ayırdın yiğit beni
Tatlı candan ayırsın Kadir seni, dedi.

Tepegöz gene der:

Memleketten doğum yerinden yiğit yerin neresidir
Savaş günü önden at tepen alpınız kim
Aksakallı babanın adı nedir
Adın nedir yiğit söyle ban dedi.

Basat Tepegöze söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:

Memleketten doğum yerinden yerim güney
Karanlık gece içinde yolu kaybetsem ümidim Allah Tek.
Büyük sancak tutan hanımız Bayındır Han
Savaş günü önden at tepen alpımız Ulaş oğlu Salur Kazan
Babamın adını sorar olsan koca ağaç
Anamın adını dersen kükremiş aslan
Benim adımı sorarsan Aruz oğlu Basat'tır dedi.

Tepegöz der: "Şimdi kardeşiz, kıyma bana" dedi.

Basat der:

Aksakallı babamı ağlatmışsın
İhtiyarcık ak bürçekli anamı sızlatmışsın
Kardeşim Kıyanı öldürmüşsün
Akça yüzlü yengemi dul eylemişsin
Ela gözlü bebeklerini öksüz koymuşsun
Bırakır mıyım seni dedi.

Tepegöz de burada söylemiş, der:

Kalkıp yerimden doğrulayım derdim
Kudretli Oğuz beyleriyle ahdimi bozayım derdim
Bir defa adam etine doyayım derdim Ela gözden ayırdın yiğit beni
Tatlı candan ayırsın Kadir seni dedi.

Tepegöz bir daha söylemiş der:

Aksakallı yaşlıları çok ağlatmışım
Aksakalının bedduası tutmuş olacak gözüm seni
Ak bürçekli ihtiyarcıkları çok ağlatmışım
Gözünün yaşı tutmuş olacak gözüm seni
Bıyıcığı kararmış yiğitçikleri çok yemişim
Yiğitlikleri tutmuş olacak gözüm seni
Elceğizi kınalı kızcağızları çok yemişim
Bedduaları tutmuş olacak gözüm seni
Öyle ki çekerim ben göz acısını
Hiç bir yiğide vermesin kadir Tanrı göz acısını
Gözüm gözüm ey gözüm yalnız gözüm, dedi.

Basat kızıp yerinden kalkıverdi. Erkek deve gibi Tepegöz'ü dizi üzerine çökertti. Tepegöz'ün kendi kılıcı ile boynunu vurdu. Deldi, yay kirişini taktı. Sürüye sürüye mağara kapısına geldi. Yünlü Koca ile Yapağılı Koca'yı Oğuz'a müjdeci gönderdi.

Ak boz atlara binerek koşturdular. Kudretli Oğuz ellerine haber geldi. At ağızlı Aruz Koca evine dörtnala geldi, anasına Basat'ın sevinç haberini verdi. Müjde, oğlun Tepegöz'ü tepeledi, dedi.

Kudretli Oğuz beyleri yetiştiler. Salahana Kayasına geldiler. Tepegöz'ün başını ortaya getirdiler. Dedem Korkut gelip neşeli havalar çaldı, gazi erenlerin başına ne geldiğini söyleyi verdi Hem Basat'a dua verdi:

Kara dağa seslendiğinde cevap versin
Kanlı kanlı sulardan geçit versin, dedi.
Erlikle kardeşinin kanını aldın, kudretli Oğuz beylerini yükten kurtardın, kadir Allah yüzünü ak etsin Basat dedi.

Ölüm vakti geldiğinde arı imandan ayırmasın. Günahınızı adı güzel Muhammed Mustafa’ya bağışlasın, Hanım Hey!

Türk Destanlarında Aile

Türk Destanlarında Aile - Kutsal Ocak

Devletin Temeli: Kutsal Ocak

"Türk destanlarında aile, sadece bir toplumsal birim değil; devletin çekirdeği, gücün kaynağı ve törenin koruyucusudur. Çadır (Otağ) yıkılırsa, devlet yıkılır."

Keşfet

Aile Fertlerinin Konumu

Eski Türk toplum yapısında kadın ve erkek eşittir; çocuklar ise geleceğin teminatıdır.

Baba (Hakan)

Evin direği ve otoritenin temsilcisidir. Aileyi korumakla yükümlüdür ancak kararlarını eşine danışarak alır.

Anne (Hatun)

Saygınlığı yüksektir. "Ana hakkı Tanrı hakkıdır." Kurultayda Hakan'ın yanında oturur, fikir beyan eder.

Eş (Yoldaş)

Kadın erkeğin tamamlayıcısıdır. Savaşta erinin yanında at biner, kılıç kuşanır. Sadakat esastır.

Çocuk (Alp)

Soyun devamıdır. İsim alabilmek için kahramanlık göstermelidir. Aileye ve töreye itaatle yetişir.

Destanlardan
İz Düşümler

"Hanım! Hey! Benim bu yerlerde durduğum, oturduğum; senin içindir. Sen benim başımın bahtısın, evimin tahtısın."

— Dede Korkut Hikayeleri

Dede Korkut Hikayeleri

Dede Korkut'ta kadın, erkeğin sadece eşi değil, aynı zamanda silah arkadaşıdır. Bamsı Beyrek hikayesinde, Beyrek'in nişanlısı Banı Çiçek, onunla ata biner, ok atar ve güreşir. Kadın, zekası ve iffetiyle aileyi ayakta tutan unsurdur.

Manas Destanı

Kırgızların büyük destanı Manas'ta, Manas Han'ın eşi Kanıkey Hatun ideal Türk kadını tipidir. Manas yaralandığında onu iyileştiren, yokluğunda halkı yöneten ve oğlunu bir kahraman olarak yetiştiren odur. Aile birliği bozulursa, milletin dağılacağı vurgulanır.

Oğuz Kağan Destanı

Oğuz Kağan'ın evlilikleri ve çocukları (Bozoklar ve Üçoklar), Türk devlet teşkilatının temelini oluşturur. Burada aile kurumu, doğrudan devletin idari yapısına model olmuştur. Baba (Hakan) otoriteyi temsil ederken, oğullar devletin kanatlarıdır.

Temel Değerler

Sadakat

Eşler arası sadakat, sadece ahlaki bir kural değil, "töre"nin emridir. İhanet en büyük suçlardan sayılır.

Müşareket (Ortaklık)

Kararlar tek başına alınmaz. Aile meclisi önemlidir. Kadın ve erkeğin mülkiyet hakları ortaktır.

Koruma

Erkek dış tehditlere karşı aileyi korurken, kadın ailenin onurunu, malını ve ocağın ateşini korur.

"Otağın dumanı tütmedikçe, beyin kılıcı kesmez."

© 2024 Türk Destanlarında Aile Projesi. Eğitim amaçlı hazırlanmıştır.

Perşembe, Aralık 04, 2025

Almanca Artikeller

Feynman Tekniği ile Almanca Artikeller

Feynman Tekniği İle Almanca Artikeller

Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynman gibi düşün: En karmaşık konuları bile bir çocuğa anlatacak kadar basitleştir.

1. Bölüm: Belirli Artikeller (der, die, das)

Adım 1: Konuyu Seç ve Çalış

Almanca'da her ismin bir **gizemli etiketi** vardır: **der (Eril)**, **die (Dişil)** ve **das (Nötr)**. Artikeli kelimenin soyadı gibi gör. Bir kelimeyi **artikeliyle birlikte** öğrenmek zorundayız!

DER → Erkek (der Mann, der Tisch)
DIE → Kadın (die Frau, die Lampe)
DAS → Nötr/Çocuk (das Kind, das Buch)

Adım 2: Konuyu Bir Çocuğa Anlatır Gibi Açıkla

"Bak canım, **Der**, kararlı ve güçlü şeylerin etiketi. **Die**, zarif ve ince şeylerin etiketi (Çoğul kelimeler hep **die** kullanır!). **Das** ise ne tam erkek ne tam kadın, ortada kalan tatlı şeylerin etiketi."

  • **DER:** Dedektif Etiketi → Sesin kalın ve kararlı!
  • **DİE:** Diva Etiketi → Sesin zarif ve ince!
  • **DAS:** Bebek Etiketi → Cinsiyeti belli olmayanlar!

Adım 3: Takıldığın Noktaları Belirle (Hâl Değişimi)

Takıldığımız yer: Artikeller cümle içinde değişiyor mu? **Evet!** Cümlede işten etkilenen (Nesne / Akkusativ) olurlarsa değişirler.

Basitleştirme: Sadece ERİL artikel **DER** değişir!

Hâl (Görevi) Eril (der) Dişil (die) Nötr (das)
Özne (Nominativ) der die das
Nesne (Akkusativ) den die das

Adım 4: Son Basitleştirilmiş Özet

  • Kelimeyi **artikeliyle birlikte ezberle** (**der Tisch**). Bu, bir dilin tarihsel kuralıdır.
  • Sadece çoğul kelimelerin artikeli **HER ZAMAN die** olur (die Bücher, die Männer).
  • Cümle içinde görev değişimi (Hâl) olduğunda, sadece **der → den** olur. Die ve Das yerinde kalır.

2. Bölüm: Belirsiz Artikeller (ein, eine)

Adım 1: Konuyu Seç ve Çalış

"Bir" anlamına gelir ve bir şeyden **ilk kez** bahsederken kullanılır (İng. 'a/an' gibi).

DER & DAS → **ein**
DIE → **eine**
ÇOĞUL → Artikel **yok**!

Adım 2: Bir Çocuğa Anlatır Gibi Açıkla

"Belirli artikeller kimlik kartı gibiydi, 'ein/eine' ise **herhangi biri** demek için kullanılan sıradan bir etiket. Erkekler (der) ve çocuklar (das) tembeldir, ikisi de sadece **ein** der. Ama kadınlar (die) farklı olmayı sever, o yüzden sonuna **-e** harfini ekleyip **eine** derler."

  • **der Mann** → **ein Mann**
  • **das Kind** → **ein Kind**
  • **die Frau** → **eine Frau**

Adım 3: Takıldığın Noktaları Belirle (Belirsiz Hâl Değişimi)

Kural basitti: **Artikeli değişen, belirsiz artikeli de değiştirir.** Belirli artikellerde sadece **der → den** olduğu için, belirsizlerde de sadece **ein → einen** olur.

Hâl (Görevi) Eril (ein) Dişil (eine) Nötr (ein)
Özne (Nominativ) ein eine ein
Nesne (Akkusativ) einen eine ein

Adım 4: Son Basitleştirilmiş Özet

  • Belirsiz artikeller, belirli artikellerin kuralını takip eder: Eğer kelime **der**'li ise, onun belirsiz hali **ein**'in değişimi en çok dikkat etmen gerekendir.
  • Sadece **einen**'i ezberle. Geri kalan eine ve nötr ein değişmez.
  • Çoğul kelimeler için "bir" diye bir şey yoktur, bu yüzden belirsiz artikel **yoktur**.

Feynman tekniği ile öğrenme sürecini basitleştir. Eğer bir konuyu basitçe açıklayamıyorsan, onu tam anlamamışsın demektir!

Pazartesi, Kasım 24, 2025

Türk Aile Yapısının Tarihsel Süreci (İslamiyet Öncesi: Göktürk, Uygur İslami Dönem: Selçuklu, Osmanlı)

İnfografik Yükleniyor...