Translate

Pazartesi, Temmuz 04, 2022

Karayılan Masalının Özeti

 

Karayılan  Masalının Özeti

Ülkenin birinde padişahın hiç çocuğu olmamaktadır. Ne yaparsa yapsın bir türlü çare bulamaz. Bir gün veziri ile birlikte tebdili kıyafet gezerken karşısına bir derviş çıkar.  Padişah, dervişe bir oğlum olsun gerekirse yılandan olsun deyince derviş de kırmızı bir  elma vererek bunu ikiye bölmesini ve Valide Sultan ile birlikte yemesini söyler. Elmayı  dervişin dediği gibi yapıp yedikten dokuz ay sonra, Valide Sultan’ın doğum sancıları  başlar ama bir türlü çocuk doğmaz. Çocuk kara bir yılan olduğu için bütün ebelerini sokup  öldürür.  Ülkede  bu  çocuğu  doğurtacak  ebe  kalmayınca  padişah  bu  işi  yapabilecek  birilerini aratmaya askerlerini gönderir. Üvey annesi ve kızlarıyla yaşayan zavallı bir genç  kız vardır. Bu zavallı kızı üvey anası zorla saraya göndertir. Yolda giderken anasının  mezarına uğrayıp dua eden kıza annesi mezardan seslenerek: Çocuğun doğması için yere  bir tas süt koymasını ve yılanın sütü içmek için çıkacağını söyler. Genç kız annesinin  öğüdünü dinleyip dediklerini yapınca karayılan doğar. Kızı bir sürü hediye ve altınla  evine yollarlar. Karayılanın okuma vakti gelmiş ama hiçbir hoca onu okutamaz. Hepsini  sokup öldürür. Yine bu zavallı kızı çağırtırlar. Kız yolda annesinin mezarına uğrayıp dua  edince annesi ona yine nasihat verir. Kırk bir gül çubuğu almasını karayılan kendisini  sokmak  istediğinde  çubuklarla  vurmasını  söyler.  Anasının  nasihatini  dinleyen  kız  çubuklarla vura vura karayılana okuma öğretir. Kızı yine hediye ve altınlarla evine  yollarlar. Karayılanın evlenme yaşı gelir ama hiç kimse onunla evlenemez. Karayılan kim  evlendiyse sabahı sokarak öldürür. Yine bu zavallı kızı çağırtıp şehzade ile evlendirmek  isterler. Kız yolda anasının mezarına uğrayıp dua edince anası ona yine nasihat verir. Kırk  bir kirpi derisinden vücudunu kaplamasını ve yılan ona soyun derse önce kendisinin  soyunması gerektiğini ve yılan kıyafetini ateşte yakınca şehzadeye kavuşacağını söyler.  Anasının nasihatini dinleyen kız dediklerini yapmış ve yılanın giysisini ateşe atınca  şehzade acılar içinde kıvranır ama giysi yanınca ortaya dünyalar güzeli bir delikanlı çıkar.  Sabah olunca herkes bu işe çok şaşırır. Şehzade bir gün taşraya gitmek için padişah  babasından izin alır ve yollara düşer. Taşradan eşine bir mektup yazar. Cariyeler mektubu  açıp şehzadenin yazdıklarını okuyunca kıskançlıktan yeni bir mektup yazarak kızın  bacaklarının kırılarak dağ başına bırakılması gerektiğini mektupta söylerler. Bunları  duyan zavallı kız gizlice saraydan kaçıp yollara düşüp bir mağaraya varır. Bu mağarada  bir delikanlıyla karşılaşır. Kötü bir kuş bu delikanlıyı esir tutmaktadır. Delikanlı, kızı  gizlice mağarada saklar. Kız delikanlıdan gebe kalır ve doğum yaklaşınca delikanlı ona anasının evine gitmesini söyler. Kız delikanlının dediklerini yapıp mağaradan ayrılıp  anasının evinde doğum yapar. Delikanlı da her gece kuş kılığına girip kızı ve oğlunu  ziyaret eder. Bir gün delikanlının kız kardeşi konuşmaları duyup annesine olan biteni  anlatınca kuşun kaçırılan oğulları olduğunu anlarlar. Ertesi gece bütün aile halkı kuşun  gelmesini bekler ve hasret giderirler. Oğullarının geri dönmesine izin vermedikleri için  büyük kötü kuş oraya gelir. Kötü kuş konağın bahçesinde bir oraya bir buraya konup her  yere vurup ve en sonunda çatlayarak ölür. Hep birlikte yaşamaya başlarlar. Şehzade ise  saraya dönünce gerçekleri öğrenir ve kızın peşine düşer. En sonunda yaşadığı yeri bulur  ve başından geçen olayları hem öğrenir hem de gerçekleri kıza anlatır. Kızın ikinci kocası  kızdan bir seçim yapmasını ister. Eğer ilk kocanı seçersen sana çocuğumuzu vermem,  beni seçersen burada mutlu yaşamaya devam ederiz der.  Kız da şehzadeyi görünce  içindeki sevgi yeniden ateşlenir ve ilk kocasını seçip saraya dönerler. 

Kaynak:

Tahir Alangu’nun “Billur Köşk Masalları” Adlı Kitabının Çocuk Edebiyatının Temel İlkeleri Bakımından İncelenmesi – Hüseyin KUDAK

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz.