Translate

Perşembe, Temmuz 07, 2022

Marifetname (Erzurumlu İbrahim Hakkı)

 Marifet-nâme / Marifetname (Erzurumlu İbrahim Hakkı)

Marifetname, 18. yüzyıl Tekke-Tasavvuf Edebiyatı şairi Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın ansiklopedik eseridir. Eserin kıyafetname bölümü en ilginç yönlerinden biridir. Doğu toplumlarında "İnsanların fizikî özelliklerinden yola çıkarak kişilikleri hakkında değerlendirmeler yapmak" olarak özetlenebilecek kıyafet veya firaset olarak bilinen bu ilim Batı'da fizyonomi olarak bilinir.

İbrahim Hakkı’ya asıl şöhretini sağlayan Mârifetnâme, M.1757’de Hasankale’de tamamlanmıştır. İbrahim Hakkı bu eserini oğlu Ahmed Naîmî için yazmıştır. Kendi ifadesine göre İbrahim Hakkı bu eseri ortaya koyabilmek amacıyla 400 kitaptan faydalanmıştır.

Eser, ansiklopedik bir tarzda düzenlenmiş olup; tabiat bilimlerinden, astronomiden, insanın fizyolojik ve anatomik yönünden bahsetmektedir. Astronomi konusunda referansı Kâtip Çelebi, psikoloji alanında ise İbn Sîna’dır.

İbrahim Hakkı, konuları mümkün olduğunca ayrıntılı olarak ele almıştır. Konuların monotonluktan kurtulup, okuyucunun dikkâtini çekmesi için de aralara şiirler serpiştirmiştir. Eserde konular, soyuttan somuta doğru işlenmiştir.

Aritmetik, geometri, astronomi, mineroloji, botanik, zooloji ve anatomi şeklinde bir seyir takip edilmiştir.

Mârifetnâme, yazıldığı günden bu yana defalarca basılmış ve yayınlanmıştır.İlk düzenli baskısı Mısır-Bulak’ta yapılmış ve günümüze kadar ulaşmıştır.

Günümüzde mevcut olan baskıları arasında da en sadeleşmiş nüshası Turgut Ulusoy baskısıdır.

İbrahim Hakkkı’nın bu ünlü eseri geniş bir okuyucu kitesine sahip olmuş, her yaş grubuna hitâp etmiştir. Özellikle Erzurum ve çevresinde halkın gözünde ayrı bir değer kazanmış, adeta başlar üstünde taşınmıştır.

Mârifetnâme’nin önemine dâir şu çarpıcı örneği vermek mümkündür: “Avrupa’da, Aydınlatma Akımı sırasında, “öğrenimin başlamasından akademi yaşına kadar gençliğin öğretimi için zaruri bütün bilgilerin –mârifetin- toplanıp düzenlendiği “Elemantar Work” adlı büyük eser, “Mâriftnâme”den 20 yıl sonra şüphesiz birbirinden habersiz olarak ve fakat onunla aynı fihristi ihtiva etmektedir!

İbrahim Hakkı’nın eserinin önemini belirtmek için bu örnek çok enteresandır. Mârifetnâme’nin konuları çeşitlilik arz etmesine rağmen asıl yoğunluk kazandığı konu tasavvufdur. İbrahim Hakkı, “Nefsini bilen Rabbini bilir” sırrınca önce insanın kendisini tanımasını, bunun için de fizik, astronomi gibi ilimleri bilmesinin önemini vurgular.

İbrahim Hakkı bunu şöyle ifade etmektedir: “.....Âlemin ve insanın yaratılmasında nihâi maksat ve yüce istek, Mevlâ’nın bilinmesidir. Bu ebedî devlet ve tükenmez saadet, her şeyden öncedir. Ancak bu, nefsini bilmeye bağlı olup, nefsini bilmek de bedeni bilmeye dayanır. Bedenin bilinmesi, âlemin bilinmesiyle olur. Âlemin bilinmesi ise hakiki ilimlerledir.....”

Bu düşünceyle kaleme alınan ve bir mukaddime (giriş), üç kitap (bölüm) ve bir sonuç olmak üzere hazırlanan eserin mukaddimesinde, genel İslam bilgisinden, dünya ve ahiret âlemlerinden; ilk bölümde ise âlemin durumundan, eşyanın ve görüntülerin ayrıntısından bahsedilir. İkinci kitap, şekiller bilgisi, nefsin mâhiyeti ve bedenlerin oluşumu gibi konuları içerir. Üçüncü kitabda ise irfan, mârifet ve Allah’a ulaşmaya dair bilgiler yer alır. Bundan başka babası Osman Efendi ve şeyhi İsmail Fakirullah ile ilgili açıklamalarda da bulunur. Sonuç bölümünde de görgü kuralları, sohbet âdâbı, akrabalıklar ve komşuluklar gibi meseleler ele alınır.

Gökpınar, Perihan. (2006). Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın Marifetnamesi'nde Tasavvufi Hayat. Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 07 06, 2022 tarihinde alındı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızı bekliyoruz.